Machinery tradutor Turco
868 parallel translation
It was Spring before the grim machinery of the law worked around to the case of Hector McDonald.
Baharın gelmesiyle birlikte, Hector McDonald... davası da görülmeye başlandı.
Of all machinery
Tümü makine ile
Did you use organic machinery?
Organik mekanizma mı kullandınız?
Organic machinery is a quick fix, but it doesn't last long.
Organik mekanizma çabuk oluyor, ama uzun süre dayanmıyor.
Here, in this machinery, I have gone beyond that.
Burada, bu düzeneğin içinde, bunun ötesine geçtim.
The capital, the plant, the machinery....
Sermaye, fabrika, makineler...
You know, the guy says that machinery... is going to take the place of every profession.
Adamın dediğine bakarsan... ileride her şeyi makineler yapacakmış.
I have the legal machinery ready to go.
Yasa sistemini hazırladım.
All my friends have told me that it was insane for a single person to oppose the immense machinery of the law the glory of the army and the power of the state.
Bütün arkadaşlarım bana, kanunların muazzam sistemine ihtişamlı orduya, ve devletin gücüne tek bir kişinin karşı koymasının delilik olduğunu söylediler.
To go inside a human's skull and tinker with the machinery that makes the whole works go.
Bir insan kafatasının içine girmek bütün işi yapacak olan deliği bir makineyle açmak...
He's unfamiliar with Amsterdam and the machinery of peace meetings.
Amsterdam'a ve barış toplantılarına pek aşina değildir.
Machinery has left us in want.
İstediklerimizi elde etmek için makineleri kullandık.
More than machinery we need humanity.
Makinelerden çok insanlığa ihtiyacımız var.
Come here and stop the machinery!
Gel de durdur şunu! Geri dön!
Get organized, come back with machinery and equipment.
Her şeyi ayarla, makineler ve ekipmanla birlikte dön.
Well, I got him to sink every cent in new machinery.
Onu tüm parasını yeni makinelere yatırmış halde ele geçirdim.
I want to get the machinery started on this report right away.
Rapor üzerinde gerekli işlemlerin hemen başlamasını istiyorum.
They're using your country to test their new war machinery.
Burada yeni savaş gereçlerini deniyorlar :
The machinery had started to move and nothing could stop it.
Makine çalışmaya başlamıştı ve kimse durduramazdı.
Kovac, you know something about machinery, don't you?
Kovac, mekanizmalardan anlıyorsun sen değil mi?
- No, it's across from Machinery Hall.
- Hayır, Makine Odası'nın karşısında.
He ran to the control station and attempted to smash the machinery.
Denetim istasyonuna koşup makineleri parçalamaya çalışmış.
Something wrong with the machinery.
Jeneratörde bir şey mi oldu?
You remember that old tool and machinery works?
Neden burası olmasın? Eski alet edevat fabrikasını hatırlıyor musun?
They got a construction crew together... machinery too... and they're on their way from Los Barrios now, Sunday or no Sunday.
Bir kurtarma ekibi oluşturuldu, teçhizatları da tam. Los Barrios'tan yol çıkmışlar, pazar-mazar demeden.
There may be space for 40 human beings, some machinery and livestock.
Sadece 40 insan, birkaç makine ve canlı hayvanı alacak kadar yer olabilecek.
I sell agricultural machinery. " I said- -
"Tarım makineleri satıyorum." "Tarım" dedim...
Agricultural machinery....
Tarım makineleri...
I might get some of that new line of farm machinery.
Yeni çiftlik makinelerinden satın alabilirim.
Mr. Bronson happens to be our expert in tractors and farm machinery.
Bay Bronson traktör ve tarım araçları konusunda uzmandır.
Round up every man and piece of machinery you've got.
Tüm adamları topla ve elinizdeki tüm makineler hazır olsun.
I pass this information to the attack table, and the machinery turns and the lights flash, and we get the answer.
Bu bilgilerle harita masasına geçiyorum. Sonra makineler harekete geçiyor, ışıklar yanıyor ve sonucu alıyoruz.
Look at the waste of that good machinery.
Şu iyi makinaların döküntülerine bak.
Tonight's story is about a parolee, and so I thought you might be interested in this machinery which has been designed as a therapeutic measure for paroled convicts who may still harbor homicidal tendencies.
Bu gecenin öyküsü şartlı salınan bir tutuklu hakkında. Bu durumda hala cinayet eğilimleri taşıyan şartlı salıverilmiş tutuklular için tedavi amaçlı üretilmiş bu makineyle ilgilenebileceğinizi düşündüm.
Someday I'm going to walk out of here and stall their blasted machinery.
Bir gün buradan çıkacağım ve lanet makinalarını durduracağım.
Nobody here is an essential part of the machinery.
Buradaki hiç kimse makinenin vazgeçilmez parçası değil.
And we don't even have our new machinery yet.
Üstelik yeni makinemiz yokken.
All that machinery.
Güzel makine.
Shut down ventilation. Secure all machinery.
Havalandırma dursun, makineleri güvene alın.
- What do you know about machinery?
- Makineler hakkında ne biliyorsunuz ki?
Maybe Congress made you an officer, but God made you a woman... and a woman shouldn't mess around with a man's machinery.
- Kongre sizi subay yapmış olabilir ama Tanrı sizi kadın olarak yarattı ve kadınlar erkeklerin makinelerini karıştırmamalıdır.
Concrete platforms, unidentifiable pieces of gigantic machinery.
Beton platformlar, tanımlanması imkansız dev gibi makineler.
- Sam's better at buying machinery than I am.
- Sam, makine almakta benden daha iyidir.
Like a piece of precision machinery.
Tıpkı hassas çalışan makineler gibi.
I'm afraid Miss Duval doesn't realise how well-oiled I kept my machinery.
Bayan Duval bu makinenin ne kadar iyi yağlandığının farkında değil.
He's a genius with engines, machinery, radios, et cetera.
Motor, makine, telsiz vs. konusunda dahidir.
Machinery and people spend countless hours just waiting.
Makineler ve insanlar bekleyerek sayısız saatler harcıyor.
They didn't scratch our backs, so their machinery caught fire.
Bize kıyak geçmediler, bu yüzden makineleri yandı.
She'll get the usual telegram when the machinery grinds a bit.
Sistem çalışır çalışmaz ona telgraf gönderilecek.
Don't stop the machinery!
Kapatmayın makineleri!
With all this new machinery,
Dengeli beslenme için şu tanklara depolanmış ihtiyacım olan her şey var.