Mail you tradutor Turco
4,059 parallel translation
I'd like to read you the e-mail you sent us last night.
Dün akşam gönderdiğin e-postayı okumak istiyorum.
How can you not tell the difference between outgoing and incoming mail?
Giden ve gelen postalar arasındaki farkı nasıl ayırt edemezsin ki?
If you fucking kill me, then a timed e-mail will be sent to the station in the morning.
Eğer beni öldürürsen bu sabah polis merkezine zamanlanmış bir eposta gidecek.
And how dare you try and black mail me!
Bu ne cürret, bana şantaj yapmak, ha?
So you did get my final e-mail on topics?
Konuşulacak konular hakkındaki son e-postamı aldın mı?
I was just--I was going to mail it in next week, or, you know, whenever. Don't be silly.
Saçmalama.
- You could have sent me e-mail.
- Bana e-posta da atabilirdin. - Neyi e-posta atabilirdim?
If you expect me to check the mail every day, please expect me to hold it up to the light.
Gelen her postaya ben bakacaksam mektubu ışığa tutmamı maruz gör.
He just doesn't- - you know, I wrote him this big, long email, and then he sent me a text.
Ona uzun, kocaman bir mail yazdım, sonra bana mesaj göndermiş.
Is that why you told everyone you were leaving forever in an e-mail?
Bu yüzden mi herkese, orayı terkedeceğini e-maille haber verdin?
I mean, you know, uh, I got your e-mail, but somehow I didn't think it was gonna stick.
Yani, biliyorsun e-mailini aldım ama bunun çok uzun süreceğini düşünmemiştim.
I'm the only one who knows what you said to Zoe before she left, and I'm the only one who knows what her little e-mail did to your heart.
Zoe ayrılmadan önce ona ne söylediğini ve o küçük e-mailinin kalbini nasıl kırdığını bilen tek kişi benim.
You know they get mail right up to the front lines?
Ön cephelere bile mektup ulaştırdıklarını biliyor muydun?
I'll set up a dummy e-mail address for you.
Size saçma bir e-posta adresi uyduruyorum.
We'd like to talk to you in connection with the mail train robbery at Cheddington.
Cheddington'daki posta treni soygunu hakkında sizinle konuşmak istiyoruz.
On the charge of conspiring to rob Her Majesty's Mail, how do you find the defendant, Douglas Gordon Goody?
Majestelerinin Posta'sını soyma teşebbüsü suçundan sanık Douglas Gordon Goody'i nasıl buldunuz?
On the charge of conspiring to rob Her Majesty's Mail, how do you find the defendant, Roy John James?
Majestelerinin Posta'sını soyma teşebbüsü suçundan sanık Roy John James'i nasıl buldunuz?
You can mail them back to us.
Sonrasında postalarsınız.
I've sent you an e-mail.
- Sana e-posta attım.
You're a 31-year-old mail distribution assistant who lives with his mum.
Sen 31 yaşında annesiyle yaşayan, posta dağıtım asistanısın.
You're the mail guy.
Sen postacı herifsin.
Yeah, you see, certain items are illegal to send through the mail.
Anlayacağın üzere posta üzerinden gönderilmesi yasak olan bazı ürünler var.
Well, a-assuming the credit check goes well, I'll just plan on e-mailing you the lease tomorrow.
Kredi not kontrolü iyi giderse yarın sana kontratı mail olarak atarım.
I sent a signed rental agreement to Anne from your Yahoo account while you were out.
Sen çıktığında Yahoo hesabından Anne'e mail olarak imzalanmış kira sözleşmesini yolladım.
You sent the e-mail.
Maili sen göndermişsin.
You do realize that you won't get any more mail in this POBox?
Posta kutunuz da fazla mektup olmadığı için sizden fark almıyoruz.
You have any idea the kind of coupons I'm going to get in the mail now?
Şimdi bana nasıl kuponlar gelecek, biliyor musun?
This came in the mail, and I want you to have it.
Bugün postayla geldi ve senin almanı istiyorum.
Okay, so leave this light here on all night, stack the mail right here, and, if you can, try to figure out who's been stealing my "Sports Illustrateds."
Bu ışıklar tüm gece yansın, postaları buraya koy ve eğer yapabilirsen spor dergimi kimin çaldığını bul.
You've reached Cat's voice mail.
Ben Cat.
So romantic how he sends you real mail.
Mektup göndermesi ne kadar da romantik.
You've reached the voice mail of Josh.
Josh'un sesli mesajına ulaştınız.
Hey, you've reached the voice mail of Josh...
Josh'un sesli mesajına ulaştınız.
You have 1 voice mail
Bir sesli mesajınız var.
Came from an e-mail, and that brought us here And the image on the monitor, you confirmed it was drawn by her
Bir e-postanın ve monitördeki bir resmin peşinden buralara geldik kızın çizdiğini doğruladın.
Louis, as I have been trying to tell you in person, and in the note I left, and in your voice mail,
Louis seninle yüz yüze görüşmeye çalıştım sana not bıraktım sesli mesaj bıraktım...
Wait a minute, you read my mail?
Bir dakika, mektubumu mu okudun?
What e-mail are you talking about?
Ne e-postasından bahsediyorsun?
That's exactly what the e-mail said you would say.
Tam olarak e-postada da böyle yazıyordu.
- You were, but speaking of voice mail...
- Evet, istiyordun. Sesli mesaj demişken...
You've forgotten that I heard the voice mail that you left for MacKenzie.
MacKenzie'ye bıraktığın mesajı duyduğumu unuttun sanırım.
You should have today's talking points in your e-mail, but I will just reiterate them here.
Bugün nelerden konuşulacağına dair birer e-posta almış olmanız gerekiyor ama ben tekrar etmek istiyorum.
Right, you take him to the mail room.
Pekala, onu posta odasına götür.
There was a statement in this morning's e-mail, which you don't get, so you're free to watch TV.
Sizin almadığınız sabah e-postasında gerekli açıklama yapıldı, yani televizyondan öğrenebilirsiniz.
Did you go through my e-mail?
E-postalarıma mı baktınız?
You're going through your mail. Oh.
Postalarına göz atıyorsun.
You shouldn't have opened up her mail.
Postasını açmamalıydın.
"Mr. T... the Tranny Hunter... " Has sent your male junk to every e-mail, Facebook, Can you click on "junk"?
Bay Dönme Avcısı tüm internet adreslerinize "pipinizi" gönderdi.
Javier, A.K.A. Speedy, tells us That he was supposed to mail This extremely pricey ring back to you.
Javier'in, yani Hızlı'nın dediğine bakılırsa bu pahalı yüzüğü size geri yollaması gerekiyormuş.
You sure you just don't wanna send a text or an email?
- Mesaj veya e-mail göndermek istemediğine emin misin? - Hayır.
Candidate Martin, what is your response to the release of decrypted emails between you and Sonya Valentine, one of the architects of Liber8?
Sayın Martin, sizinle Liber8'in kurucularından olan Sonya Valentine ile arasınızda ki açığa çıkan e-mail görüşmeleri hakkında ne söylemek isterisiniz.
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you got this 563
you will be 199
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
you know what 23733
you see 13602
you got this 563
you will be 199
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
yourself 387
your own 34
yours 1007
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
yourself 387
your own 34
yours 1007
youn 21
you know that 5741
you tell 24
younger 104
you are 6060
you're welcome 5601
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
youth 73
you know that 5741
you tell 24
younger 104
you are 6060
you're welcome 5601
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
youth 73