Me and him tradutor Turco
14,215 parallel translation
- I swear to god. I swear to god, because, you know what, the thing is nickle and I, me and him are the same ones.
Tanrı'ya yemin ederim, çünkü biliyor musun Nickie ve ben, ikimiz de aynı durumdayız.
And his parents should give me a medal for bringing the two of them together, because the girl is exactly what they always wanted for him.
bana onları tanıştırdığım ve bir araya getirdiğim için, bir madalya vermeli. Çünkü bu kız tam olarak.. aradıkları gibi biri..
He's been very kind to me, but I could never love him, and I told him so.
Bana karşı çok nâzik davrandı ama onu asla sevemem bunu ona da söyledim.
Go and take him away and talk to him, Natasha. He's had enough of me.
Onu al da biraz konuşun Natasha, benimle yeterince konuştu.
There's something so sad about him, and that frightens me a little.
Çok hüzünlü bir yanı var, bu beni biraz ürkütüyor.
You make a fool of him and yourself and me!
Onu da kendini de beni de aptal yerine koyuyorsun!
He was hurt and I was hurt, and he looked at me, and I found that I loved him, too.
Yaralıydı ben de yaralıydım, bana baktı onu da sevdiğimi anladım.
Let Nikolushka kiss me, and then take him away.
Nikolushka beni öpsün de onu buradan götür.
And now everything you do reflects back on me with Howard,'cause ultimately, I talked him into going out on a limb for you, too.
Yani yaptığın her şey, Howard'ın gözünde beni de yansıtıyor. Çünkü nihayetinde onu da senin için risk almaya ben ikna ettim.
So? Tell him to stop bothering you and leave me a message.
O zaman söyle seni rahatsız etmesin, bana da mesajını bıraksın.
This has plagued me for months, thinking Black Jack Randall died and I missed it, knowing I'd never look in his face and see the blood flow from his body, watch him breathe his last.
Anlamıyor musun İngiliz? Aylar boyunca bu beni rahatsız etti. Black Jack Randall'ın öldüğünü kaçırdığımı, kanının bedeninden akışını görüp yüzüne hiç bakamadığımı, son nefesini verirken izleyemediğimi düşünüyordum.
I swore an accusation against him... that he was the one who attacked Mary and me. Christ, woman, what have ye done?
Mary ve bana saldıran kişilerden biri olduğuna dair aleyhinde suçlamada bulundum.
What lies between him and me can only be settled when one of us is dead.
Aramızdakiler ancak ikimizden birinin ölümüyle çözülebilir.
She hexed Jamie and turned him away from me.
Jamie'yi büyüledi ve onu çevirip benden uzaklaştırdı.
He asks what I see and beats me when I tell him things that displease him.
Bana ne gördüğümü sorar ve onu memnun etmeyen şeyleri söylediğimde beni döver.
" Mr. Fuller called today and asked me to give him
" Bay Fuller aradı ve benden,
"to speak with him, Mr. Fuller started yelling and cursing at me and called me a bitch."
"Bay Fuller küfür etmeye ve bağırmaya başladı Ve bana fahişe dedi"
Watched him give his loyalty, his sacrifice and his love to my mother, to me.
Sadakatini, fedakarlıklarını ve sevgisini anneme ve bana adamasını izledim.
Look at me and tell me you're not involved with him.
Yüzüme bakıp onunla ilişkin olmadığını söyle.
I sleep with him sometimes because I like him, he makes me laugh and he thinks I'm clever, not like you.
Ara sıra onunla yatıyorum çünkü onu seviyorum, beni güldürüyor ve beni zeki buluyor, senin gibi değil.
I want him back in the hotel and I want him dead, here with me, forever. So...
Onun otele geri dönmesini ve ölmesini istiyorum ki burada sonsuza dek benimle kalsın.
You want me to hack into Stephanie's boyfriend's computer and find out if there's any record of him starting a foundation?
Benden, Stephanie'nin... erkek arkadaşının bilgisayarını hacklememi ve varsa derneğin kuruluşu hakkında... kayıtları bulmamı mı istiyorsun?
And all I can do is curse him for appointing me his successor.
Fakat tek yaptığım beni halefi seçtiği için ona sövmek.
I still think he loved me and I know I loved him.
Hâlâ beni sevdiğini düşünüyorum ve ben de onu sevdiğimi biliyorum.
It's weird, I've been thinking about him a lot lately, and then recently he sent me this book that he's written and it's
Ne gariptir ki bu aralar tam onu düşünürken bana yazdığı bir kitabı gönderdi.
And that I love him, and he loves me.
Sonra ben onu seviyorum, o da beni seviyorum.
Ali's going on tour for a year... and he wants me to go with him.
Ali bir yıllığına tura çıkıyor ve benim de onunla gitmemi istiyor.
Um, and let him know that I got his name off his ID and I... I friended him on Facebook and that he can connect with me there if he wants.
Ona söyler misin ismini aldım ve Facebook'tan ekledim istediği zaman konuşabiliriz.
A nice young man from Baton Rouge said my pussy could earn him two whole dollars a day. And he'd be more than happy to let me have up to 30 %.
Baton Rouge'dan genç, yakışıklı bir adam malum yerimin ona bir günde tamı tamına iki dolar kazandırabileceğini ayrıca bana paranın % 30'unu seve seve bırakacağını söyledi.
And then he lunged at me, and I... I hit him.
Sonra bana saldırdı ve ben de ona vurdum.
This should help you find him, and the vengeance that has eluded me all these years.
Bu onu yakalamanıza ve bunca yıldır kaçındığım intikamı almanıza yardımcı olabilir
He makes me so happy, and I'm gonna marry him.
Beni çok mutlu ediyor ve onunla evlenecegim.
My husband kissed me before he left, and he will kiss me again when I see him in Heaven.
Ve onu cennette tekrar gördügümde de öpecek.
And this is why Dad would take me to work with him.
Bu yüzden babam işe giderken beni yanında götürürdü.
And as I watched him night after night, he was completely unrecognizable to me as my own father.
Onu her gece izledikçe babam olarak tanıyamaz hale gelmiştim.
And Arizona, it's far enough away for him to get away from her, but close enough to still come see me.
Ve Arizona, annemden kurtulacak kadar uzak ama beni görmeye gelebilecek kadar yakın bir yer.
She's doing it for him and not for me.
Onun için yapıyor benim için yapmıyor.
And Clarence Thomas did consistently pressure me to date him.
Ve Clarence Thomas devamlı olarak, onunla çıkmam için baskı yaptı.
And when I told him what I thought as a mental health professional, he said to me this is something the senators need to hear.
Akıl sağlığı uzmanı olarak, ne düşündüğümü söylediğimde, Senatörlerin duyması gereken bir şey bu demişti.
And you're gonna do the same as me at Mr. Gunns'house, and impress the shit out of him, right?
Sen de aynısını yapıp Bay Gunns'ın evinde onu çok etkileyeceksin, değil mi?
Just out of curiosity, did you have sex with him and me yesterday?
Ne olmuş? Benimle konuşan bir tek kişi vardı. O da beni mekanın sahibi sanıp... kızının düğünü için iyi bir fiyat alma peşindeydi.
And he woke me up scurrying around all willy-nilly up on the roof, so I was just... just trying to scare him off gently.
Çatıda dolaşıp duruyordu, sesine uyandım, Bu yüzden onu biraz korkutmaya çalışıyordum.
He's told me that... some kids have been hitting him and insulting him for months.
Aylardır birkaç çocuğun onu dövüp aşağıladığını söyledi.
Josh wanted to mention me in that story, and I asked him not to.
Josh hikayede benden de bahsetmek istedi ve ben ona bahsetmemesini söyledim.
Because. Because you wouldn't have wanted me to, and-and money means nothing to him, Nick.
Çünkü söylememi istemezdin ve onun için para pek önemli değil, Nick.
Or give me the baby, and I'll give him back when it's time to pay for college.
Ya da bebeği bana ver, okul taksitleri başlayınca sana geri veririm.
There are some mornings when I first wake up... for a split second I forget where I am, when I am... and I reach over, half expecting to... find him there next to me... between us.
Bazı sabahlar gözümü ilk açtığımda bir anlığına nerede olduğumu unutup böyle olduğumda kolumu biraz uzatarak onu yanımda arıyorum. Aramızda.
And they thanked me for looking after him.
Onunla ilgilendiğim için bana teşekkür ettiler.
It was between him and me.
Bu onunla ikimizin arasındaydı.
I know that you were trying to get with him, and you're throwing all this kid shit at me, and whatever.
Onunla olmayı denediğini biliyorum ve tüm bu çocuk bokunu bana atıyorsun, ve aman neyse ne.
Or him, me, the kids, his job and all.
Onu, beni, çocuklarımızı, işini. Yani her şeyi.
me and my brother 20
me and you 346
me and her 37
me and mr 16
me and 52
me and sam 17
and him 200
himself 154
himura 39
him again 23
me and you 346
me and her 37
me and mr 16
me and 52
me and sam 17
and him 200
himself 154
himura 39
him again 23