English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ M ] / Merchants

Merchants tradutor Turco

573 parallel translation
The man about whom I told you, Mr Martialle of the house Kesler and Barru, merchants in Bercy brings 150,000 francs.
Sana bahsettiğim yaşlı adam, Bercy'nin tüccarlarından, Kessler ve Barru şirketinden M. Martiall üzerinde 150 bin frank taşıyor olacak.
Mister Martialle, representative of the house Kessler and Barru, wine merchants in Bercy, and the lover of Josephine.
Mösyö Martialle, Kessler ve Barru şirketinin temsilcisi Bercy'deki şarap tüccarlarından ve Josephine'in sevgilisi.
In the bazaars of the sleepy merchants, thy nimble fingers can procure us princely raiment.
Uykulu tüccarların çarşısında senin çevik parmakların bize prens kıyafetleri temin edebilir.
The bazaars of the merchants...
Tüccarların çarşısı...
The next caravan of merchants that crossed the Gobi Desert was captured by them and crucified.
Gobi Çölü'nü geçen bir sonraki tüccar kafilesi esir alınıp çarmıha gerildi.
Farmers and Merchants, 160,000.
Farmers and Merchants : 160 bin.
Princes and merchants will come from every corner of the world.
Dünyanın her köşesinden prensler ve tüccarlar gelecek.
Let me remind you that as much as 600 years ago... doctors and lawyers and clerks and merchants... were passing through here on the old road which we call the Pilgrims'Way.
Şunu söyleyebilirim ki, aşağı yukarı 600 yıl önce doktorlar, avukatlar, memurlar ve tüccarlar şimdilerde Hacılar Yolu dediğimiz o eski yoldan geçiyordu.
The Black Market merchants own the world like pigs.
Kara para sahipleri de domuzlar gibi dünyayı sahipleniyorlar.
Fishermen, farm laborers, bricklayers, and fish merchants.
Balıkçılar, genç kızlar, gündüzcüler duvar ustaları, balık toptancıları.
As always, the first to begin their day in Trezza... are the fish merchants... who, even before sunrise... are on the shore awaiting the return of the fishing boats.
Acitrezza'nın balık toptancıları her zaman olduğu gibi erkenden ayaktalar. Güneş Capo Mulini'nin üzerinde doğmadan onlar rıhtımda olurlar.
"The bitter sea" in Lucia's words... and bitter as well is work... whose profits go to the fish merchants.
"Deniz ne kadar amansız," diyor Lucia. Toptancılar işi daha da amansız hale getiriyor.
The only merchants safe from harm in your precinct are those who take wagers on the horses.
Bu bölgede saldırılardan zarar görmeyen tek dükkan sahibi at yarışı bahsi oynatanlar.
Fine objects, like fine people, know the finest merchants.
İyi nesneler, iyi insanlar gibi, en iyi tüccarlar.
Most other merchants are experiencing a slump in business but this place seems to be thriving.
Bu aralar nerdeyse bütün işyerlerinde bir durgunluk var. Ama bu ev para içinde yüzüyor.
Get a bunch of neighbourhood merchants together.
Çevredeki esnafın bir kısmını bir araya getirebilirim.
If I get together with other merchants...
Öteki dükkanlarla bir araya gelsek- -
At your charity balls, at parties for wealthy merchants and landowners, I, art critic, represent culture with a capital C.
Hayır amacıyla düzenlediğiniz balolarınızda, varlıklı tüccarların ve toprak sahiplerinin katıldığı davetlerde, ben, bir sanat eleştirmeni, kültürün ta kendisini temsil ederim.
Seasick feather merchants takin'the place of regular navy.
Kendilerini deniz tutmuş yeni yetmeler düzenli donanmanın yerini alıyor!
European seeks Chinese doctors lawyers, merchants and thieves.
Avrupalılar, Çin doktorlar avukatlar, tacirler ve hırsızlar.
And... a thought came to me. As you may know, Colonel Travis has ordered all powder and ball from the merchants of Bexar.
Ve ben düşündüm de sen de biliyorsun, Albay Travis'in emriyle Bexar'da depolardan silah ve malzemeler toplandı.
The West India merchants are impressed by it.
Batı Hint tüccarları da bundan etkileniyorlar.
He's taken this opportunity to charge a toll on our merchants... who cross into his territory.
Topraklarından geçen tüccarlarımızdan.. geçiş ücreti alıyor.
Thus our two peoples would be united, and the merchants of Seriphos could pass unhindered.
Böylece iki halk birleşmiş olacak, ve Seriphos'un tüccarları ücretsiz geçebilecek.
Warships occupy our harbors, foreign armies fill our forts, foreign merchants administer our banks, foreign gods disturb the spirits of our ancestors.
Savaş gemileri limanlarımızda, Yabancı ordular cepheleri işgal etti, Yabancı tüccarlar bankalarımızı yönetiyor,
The captain of the guards and three of his best men are to report to me disguised as merchants.
Muhafızların kaptanı ile en iyi üç adamının tüccar kılığına girdikleri bildirildi.
I've instructed the wine merchants accordingly.
Şarap satıcılarına da bu yönde talimat verdim.
Even my influence cannot help merchants like you
Hatta benim itibarım bile senin gibi bir tüccara yardım edemez.
It's said I'm one of Edo's richest merchants but don't be overawed by that
Edo'nun en zengin tüccarı olduğum söylenir ama bu seni korkutmasın.
They rose against a weak Shogunate and corrupt merchants
Zayıf bir Shogunate'ye ve yozlaşmış tacirlere karşı ayaklandılar.
Other merchants followed my example
Diğer tüccarlar da benim izimden gittiler.
It's for big merchants, not jumped-up clerks like you
Büyük tüccarlar için, senin gibi sonradan görme tezgâhtarlar için değil.
Merchants are here to trade your fox.
Tüccarlarda tilki ticareti için buradayız!
And then there's the Baxters, big gun merchants.
Ve Baxter'lar var, büyük silah tüccarları.
Senor Don Lopez, my father, in turn, ordered me to give the title of "Don" to all prominent merchants, and to seek their company.
Senyor Don Lopez, aksine benim babam bana önemli tüccarlara "Don" olarak hitap etmemi... ve onların dostluğunu kazanmamı emretmiştir.
Feigning unwittingness, I told the lady you were the son of one of the richest merchants.
Kasıtsızmış gibi, genç bayana sizin çok zengin bir tüccarın oğlu olduğunuzu söyledim.
Your name is not known in merchants'circles.
Adınız tüccar çevrelerinde pek bilinmiyor.
He extorts money from the merchants in this town just to permit us to continue running our businesses.
Tüccarlardan da para koparıyor. Sadece bizim işimizi devam ettirmemize izin veriyor.
Only three merchants are still holding out.
Boyun eğmeyen sadece üç tüccar kaldı.
The 420 ryo you collected from the seven merchants.
Yedi tüccardan topladığın 420 ryo.
As long as the merchants brag they can buy you, I lose face.
Sürece tüccar övünmek seni alırlar, itibarımı kaybettim.
- The merchants don't agree.
- Tüccarlar kabul etmediler.
The Cattle and Merchants Bank. right across the street.
The Cattle Merchants Bank, sokağın sonunda!
Let's you and me and the Cattle and Merchants Bank just raise the bet once again.
Sen, ben ve Cattle Merchants Bankası bir kez daha bahsi artıralım.
The Cattle and Merchants lent you a sum total of $ 5500.
The Cattle Merchants size toplamda 5500 dolar borç verdi.
Requisition all stocks of grain in the hands of merchants.
- Az var, Gordon Paşa.
And only the merchants possess this money.
Ve bu para sadece tüccarlarda var.
The merchants, artisans and the bourgeois will see that it's in their interest to build ties to the king, the animator of all enterprises.
Tüccar, esnaf ve burjuvalar kral için tüm işletmelerin destekleyici bağlar kurmalarının kendi çıkarlarına olduğunu görecekler.
That's right. But we are honest merchants.
Doğru, ama biz dürüst tüccarlarız.
But the Krauts, they're the real master-race merchants.
Almanlar, asıI ırkçılar onlar.
One of those old-fashioned merchants.
Kesinlikle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]