Moments tradutor Turco
6,638 parallel translation
♪ and I'll give you two ♪ ♪ little moments in the dark ♪ ♪ and I'll give you three, but no more ♪
â ™ ª ikinci kez seni bulacağım â ™ ª â ™ ª Biraz daha karanlığa saplanacağım â ™ ª â ™ ª Üçüncü kez seni bulacağım, ama daha fazlası olmayacak â ™ ª â ™ ª Zeminde karşısına geçince â ™ ª
'But now as he sank farther and farther from the waves above,''it wasn't the crucial moments that came to him.'
"Ama şimdi, o, batıyormuşçasına dalgalardan daha da öteye gidiyordu. " Kafasında canlananlar, elzem öneme sahip hatıralar değildi. "
But recent moments ago, you are kicking on me and yelling.
Ama az evvel beni tekmeleyip bana bağırıyordun.
I love moments where people are so unchecked, so unselfconscious.
İnsanların böyle kontrolsüz, böyle kendini bilmedikleri anlara bayılıyorum.
Their quest for a boss put the minions front and center for some of the civilization most historic moments.
Bir patron bulma arayışı minyonları medeniyetin tarihi anlarının merkezine koydu.
I live so in the present that I can't remember the happiest moments of my life as anything other than abstractions.
O kadar bugünde yaşıyorum ki diğer soyutlamalar dışında hayatımın en mutlu günlerini hatırlamıyorum.
It's Moments like this when you need someone you know you can count on. So thank you.
bu şöyle bir an gibi, birine ihtiyaç duyduğun zaman güvenebileceğini biliyorusun çok teşekkür ederim.
Would it be possible for you to come down to my office to chat for a few moments?
Sohbet için birkaç dakikalığına ofisime gelmeniz mümkün mü?
It's moments like this when you need your faithful friend.
İnsan böyle anlarda sadık dostuna ihtiyaç duyar.
I've always thought that one of those stars was my star... and at moments like this, I know that my star will always be there for me.
Bu yıldızlardan birinin benim yıldızım olduğunu hayal ederim. Böyle anlarda hep yanımda olduğunu ve "Pes etme evlat" diyerek beni teselli ettiğini düşünürüm.
Sometimes, as a mantra to calm myself during moments of stress or anxiety, I find it soothing to repeat all the different words I know for cocaine.
Bazen stresli ya da endişeli olduğum anlarda kendimi rahatlatmak için kokaine verilen farklı isimleri tekrar etmenin faydası oluyor.
In fact, I find myself thinking of you even at the most inopportune moments of the day.
Günün en münasebetsiz zamanlarında seni düşünür buluyorum kendimi.
You know, he stared at me for a few more moments and he just... walked right past me.
Bir iki dakika da orada durdu, sonra... tam yanımdan geçip gitti.
Talk about your scary moments. The degree of difficulty here is impossible to calculate.
En korkulu anları düşünürsek, buradaki zorluk derecesini hesaplamak imkansız.
Thank you very much for these moments that we're spending together.
Birlikte geçirdiğimiz bu güzel anlar için sana şükrediyorum.
Thirty-odd years working as a rep for a water company, and you always seem to find yourself in the most dangerous places, the most defining moments.
30 küsür sene bir su şirketinin temsilcisi olarak çalıştın ve kendini her zaman en tehlikeli yerlerde buldun.. En can alıcı anlarda.
He picked the one girl up, and then waited for the two others to arrive moments later.
Önce bir kızı arabaya aldı, daha sonra diğer ikisinin gelmesini bekledi.
"And within moments, incredible Night Crimson regains his post on east 85th street as Andy Altman."
"O anlarda inanılmaz Night Crimson Doğu 85. Sokak'taki Andy Altman olarak kimliğini geri kazandı."
As a schoolboy, the hardest times... were the moments when a teacher asked me to stand and read a passage from a book.
Öğrenciyken en zorlandığım şey... öğretmenimin benden kitaptan bir yeri sesli okumamı istemesiydi.
We've only got a few moments until they run into us again, mate.
Kaçmak için son şansımız.
Good night. In a few moments your mechanical parts will start to shutting down.
İyi haber... birkaç dakika içinde mekanik geçmişin kapanacak.
There are moments when Creed is assertively taking over.
- Hadi Ricky! Zaman zaman Creed maçın kontrolünü eline alıyor.
There was just a lot of floundering and laughable moments.
Çok gülüş ve vuruş vardı sadece.
He was just trying to give her some peace in her last moments of life.
Hayatının son dakikalarında ona biraz huzur vermeye çalışıyordu.
- [Jill Henderson] It was one of those moments where I felt like I was'I 0.
Kendimi 10 yaşında hissettiğim anlardan biriydi.
I mean, it was one of those really powerful moments of what was yet to come.
Olacak şeylerin gücünü hissettiğiniz anlardan biriydi.
Moments later, he left.
Bir süre sonra oradan uzaklaşmış.
- In those very black moments...
- O kapkara anlarda...
I bet that leads to some awkward moments.
Eminim bu durum bazı garip anlara sebep oluyordur.
However many years we live - and you're a tortoise so you're in for a lot of them - there's probably only ten moments that really matter.
Birçok sene yaşasak da sen bir kaplumbağasın. Bu yüzden önünde uzun yıllar var. Muhtemelen gerçekten önemli olan sadece 10 dakikadır.
Ten key moments that seal your fate.
Kaderini mühürleyen 10 önemli dakika.
Well..... I've had my share of those moments. And I've blown every single one of them.
O anlardan nasibimi aldım ve o anların her birini çarçur ettim.
Just moments ago, placing first in the Fifth Annual Underwater Robotics Competition,
Geleneksel Sualtı Robot Bilimleri Yarışması'nda ilk sırayı alan...
For those few moments... it wasn't in the room.
Ama o birkaç an süresince odada değildi.
Moments later, Ross went to the Glen Park Library, apparently to use their Wi-Fi.
Dakikalar sonra, Ross gitti Glen Park Kütüphanesi, görünüşte kendi Wi-Fi kullanmak için.
Review all those moments that were... weird.
Tuhaf olan tüm anları yeniden gözden geçirelim.
The video was posted just moments after the explosion ripped through the lobby of the Albery Theatre in central London, killing six people, including the Chair of the Joint Intelligence Committee, Francis Warrender, and the suspected suicide bomber.
Bu video, Londra'nın merkezindeki Albery Tiyatrosundaki lobiyi parçalayan patlamadan hemen sonra yayınlandı patlamada, Müşterek istihbarat Komitesi başkanı Francis Warrender ve intihar bombacısı olduğundan şüphelenilen kişi dahil 6 kişi öldü.
Forget'em just for a few moments and just laugh with me.
Bir süreliğine unutun ve benimle birlikte gülün.
On the outside of the building it didn't say that we were in hell, and then the few moments after when the stink from your syphilis breath, it started wafting over all the gentlemen and ladies who have come out for the show tonight, excluding yourself, of course.
Dışarıdayken içerisinin cehennem olduğunu bilmiyorduk,... nefesinin dalga dalga yayılan iğrenç kokusu bir süre sonra,... gösteriyi izlemeye gelen herkesi mahvetti,... sen hariç, tabii ki.
Now I have to share my last moments with a constant bridge that are in back sit driver.
Bu yüzden hayatımın geri kalanını bu geveze kabuklu yaratıkla geçirmek zorundayım.
In a few moments, you're going to be smiling a lot less and talking a lot more.
Birkaç dakika içinde daha az gülümseyip daha çok konuşacaksın.
The thing about those moments is they come and they go and sometimes they they come too late.
Öyle anlar habersizce gelir geçer ve bazen çok geç gelirler.
The people, the places, the moments in time burned into your heart forever while others fade in the mist.
Diğerleri sisin içinde kaybolurken sonsuza kadar kalbinin derinliklerinde yanıp duran insanlar, yerler ve anlar vardır.
Mrs. Fitz, would you mind giving us a few moments?
Bayan Fitz bize birkaç dakika izin verir misiniz?
- But even in that painful poverty... -... we would find our moments of happiness.
Ama bu acı verici yoksullukta bile mutluluğumuzu bulduk.
And if I have learned anything from you, it is that it is moments like these that are the precise measure of a man's courage.
Sizden öğrendiğim bir şey varsa o da bir insanın cesaretinin böyle anlarda ölçüldüğü gerçeğidir.
We're just moments away.
Yalnızca birkaç dakika kaldı.
The astronauts are just moments away from trans-lunar injection, where they'll fire all rockets to escape earth's gravity.
Astronotların ayın yörüngesine girmelerine az kaldı bütün roketlerini ateşleyin dünyanın yerçekiminden kurtulmaya çalışacaklar.
Just try to be formal, as in classicism. Moments that are...
Resmi davranmaya çalış, klasisizm mantığı.
The young heroes..... of Australia's most defining moments.
Avustralya'nın dönüm noktasının genç kahramanları. Sonraki hafta mucize var?
She has interesting moments.
- İlginç anları var.