Morte tradutor Turco
73 parallel translation
La Morte Rouge is on the telephone.
La Morte Rouge'dan telefon var.
Many years ago, one hundred to be exact, an apparition appeared at night in the village now called La Morte Rouge.
Uzun yıllar önce, tam olarak yüz yıl, şimdilerde La Morte Rougean olarak anılan köyde bir gece hayalet ortaya çıktı.
The La Morte Rouge has again been the scene of these strange and unexplainable occurrences.
La Morte Rouge yine bu tuhaf ve açıklanamayan olaylara sahne oluyor.
La Morte Rouge on the telephone sir.
La Morte Rouge'dan telefon var efendim.
I'm afraid the happenings in La Morte Rouge wouldn't interest you Mr. Holmes.
Korkarım ki La Morte Rouge'da olanlar sizi ilgilendirmez Bay Holmes.
Do you know a village by the name of La Morte Rouge?
La Morte Rouge adında bir kasaba biliyor musun?
If I could just see Lady Penrose it might help dispel much of the mystery that surrounds these happenings in La Morte Rouge.
Eğer Bayan Penrose'u görebilseydim bu, La Morte Rouge'da olan olayların etrefındaki gizemi büyük ölçüde kaldırmakta yardımcı olabilirdi.
Long enough for Penrose to leave La Morte Rouge and reach Quebec in time for the meeting?
Penrose'un La Morte Rouge'dan ayrılması ve Quebec'e toplantı için zamanında ulaşmasına yetecek kadar uzun mu?
Do your files show anyone with a prison record living in La Morte Rouge?
Dosyalarınızda La Morte Rouge'da yaşayan hapis kaydı olan herhangi birisi var mı?
It isn't often that strangers come to La Morte Rouge and when they do they never stay.
Yabancılar La Morte Rouge'a pek sık gelmezler ve geldiklerinde asla kalmazlar.
Uh Monsieur Journet, just why are you leaving La Morte Rouge at this particular time?
Ah Bay Journet, neden bu özel zamanda La Morte Rouge'dan ayrılıyorsunuz?
Why did you decide to come to La Morte Rouge?
Neden La Morte Rouge'a gelmeye karar verdiniz?
I advise you to leave La Morte Rouge.
Size La Morte Rouge'dan gitmenizi öneririm.
Had a stroke about two years ago, that's why he retired and came here to live in La Morte Rouge.
Yaklaşık iki yıl önce inme indi, bu yüzden buraya, La Morte Rouge'da yaşamaya geldi.
When I first came to La Morte Rouge I had a slight attack.
La Morte Rouge'a ilk geldiğimde hafif bir kriz geçirdim.
Tell me Judge Brisson had you ever heard of Monsieur Journet before you arrived at La Morte Rouge?
Söyleyin bana Yargıç Brisson siz La Morte Rouge'a gelmeden önce Bay Journet'i hiç duymuş muydunuz?
I'm quite sure that Sergeant Thompson will have observed a man with a limp in the village the size of La Morte Rouge.
Oldukça eminim ki Çavuş Thompson La Morte Rouge büyüklüğünde bir kasabada topallayan bir adamı farketmiş olacaktır.
I'm sure Sergeant Thompson will have observed a man with a limp in a village the size of La Morte Rouge.
Eminim Çavuş Thompson La Morte Rouge büyüklüğünde bir kasabada topallayan bir adamı farketmiş olacaktır.
Tanner sleeps here when he's in La Morte Rouge.
Tanner, La Morte Rouge'dayken burada uyur.
For by now familiar to the people of the town La Morte Rouge and quite above suspicion.
Şimdiye kadar çoktan La Morte Rouge kasabası halkıyla samimi olmuş ve şüpheyi üzerinden atmıştır.
Tell me is there anyone else in La Morte Rouge who may have been connected in anyway with the case of Alistair Ramson?
Söyle bana La Morte Rouge'da Alistair Ramson davası ile herhangi bir bağlantısı olabilecek başka biri var mı?
Your recreation of the monster of La Morte Rouge as a means of murder. Must have given you great satisfaction.
La Morte Rouge canavarını bir cinayet aracı olarak tekrar yaratman, sana büyük bir memnuniyet vermiş olmalı.
I simply disposed of the real Mr. Potts after he had past his civil service examination and had been assigned to La Morte Rouge.
Gerçek Bay Potts kamu hizmeti sınavını geçtikten ve La Morte Rouge'a atandıktan sonra onu kolayca ikna ettim.
This was perfected by Mezzo Morte, purveyor of the King of Meknes'harem.
- Şu Bay Mezzo Morte mukemmeldir, Kendisi Kral Meknes'in harem tedarikçisidir.
His Excellency Mezzo Morte, buyer for the King of Meknes.
Ekselansları Mezzo Morte, Meknes Krallığından bir alıcı.
He sold her to Mezzo Morte.
- Mezzo Morte onu satın aldı.
If your wife is still here, and in the hands of Mezzo Morte, you could try to snatch her.
- Eyer senin karın hala burada ve Mezzo Morte'nin elindeyse, onu kaçırmayı deneyebilirsin.
But your greater crime was to throw away what I'd kill for to destroy in a minute what I work for until the day I die and not get!
Mas seu maior crime foi tirar tudo pelo que eu mataria. Foi destruir em um minuto o que terei que trabalhar até o dia da minha morte sem nunca conseguir.
- Morte.
- Morte.
Vien dopo tanta irrision la Morte.
Vien dopo tanta irrision la Morte.
La Morte è il Nulla.
La Morte Ë il Nulla.
Secoisse entienne mais pois de morte.
"secoisse entienne mais pois de morte."
Boa Morte.
İyi ölü anlamında.
Then they realized that would not die And called me Boa Morte Boa Morte.
Ölmek istemediğimi anlayınca, bana Bonnemort ; iyi ölü dediler.
La Morte in Southern Italy and far beyond.
O bu ismi Güney İtalya'da La Morte ve ötesindeki ölümlerden kazandı.
- Le petit morte.
Le petit morte.
You let your men die in the "Curva da Morte"
Angola'da adamlarının ölmesine göz yumdun.
No pilot morte.
Pilot ölmeyecek.
La morte rossa!
La morte rossa!
Pena di morte.
Pena di morte. ( Ölüm cezası )
Potts, the postman of La Morte Rouge.
Potts, La Morte Rouge'un postacısı.
La Morte Rouge...
La Morte Rouge...
It was as if everyday life had been suddenly interrupted, while the bell of the church in La Morte Rouge tolled unexpectedly at a late hour.
bu güya hergünkü hayatın birdenbire kesintiye uğramasıydı, La Morte Rouge'da ki kilise çanları beklenmedik bir biçimde bir saat geç çınlarken.
It was the first of a series of crimes which would sow panic among the inhabitants of La Morte Rouge.
Bu, La Morte Rouge sakinlerinin arasına panik tohumlarını eken suçlar serisinin ilkiydi.
At the end, Sherlock Holmes would discover that the cruel murderer in La Morte Rouge was the most inoffensive person of all :
ve sonda, Sherlock Holmes zalim katili yakalayacaktı bütün insanların en zararsızları La Morte Rouge'daydı :
He invented a place, La Morte Rouge, belonging to a country that doesn't figure on the maps, called cinema.
bir yer icat etti, La Morte Rouge bir ülkeye ait olup, haritalarda yer almayan, sinemanın çağırdığı.
And the sunflowers, hardly the nature morte, the dead nature of their billing, these things are threateningly mysterious.
Ayçiçekleri ise natürmort olmaktan çok uzaklar. Tüm ustalığıyla onlara yeniden hayat vermiş keza.
You could morte me with this thing because it is realio as it gets!
Bu şeyler beni öldürebilirsin çünkü bu şey gerçekten yapabilir!
- Yes. Though in this case, it's a prop sword from the film Le Morte d'Arthur.
Gerçi bu olayda, Le Morte d'Arthur filmindendi.
- The Excalibur sword from the film Le Morte d'Arthur.
Le Morte d'Arthur filminden Excalibur kılıcı.
Death, la morte, it is in the blood.
Ölüm, la morte, kanında var.