My books tradutor Turco
1,567 parallel translation
I'll show you all my books on death.
Ölüm kitaplarımı gösteririm.
- Go get your books. - I left my books at Mom's.
- Git de defter kitaplarını getir.
- I forgot my books.
- Kitaplarımı unutmuştum.
All the long day, I lived in my books.
Bütün gün kitaplarımla yaşıyordum.
- Yes, these are my books.
- Evet. Bunlar benim kitaplarım.
She has a few of my books still.
Hala birkaç kitabım onda.
That's right. It's Mailer's favorite of my books.
Mailer'ın kitaplarım arasında en sevdiğidir.
I got my books and my bed, my worktable.
Kitaplarım ve yatağım var, çalışma masam.
I.A. Wants to look at my books.
İç İşler kayıtlara bakmak istiyor.
I read in one of my books that that can happen.
Kitaplarımdan birinde bunun olabileceğini okudum.
He's read one of my books.
O birini okumuş.
My home, my books, the gallery, this train I'm leaving to you to do with what you will.
Evimi, kitaplarımı, galerimi, bu treni dilediğin gibi kullanman için sana bırakıyorum.
I can show you in my books.
Bunu size kayıtlarımda gösterebilirim.
One day, during the intermission... the elastic holding my books broke.
Bir gün aradayken kitaplarımı tutturduğum lastik koptu.
The day I transferred to Lincoln, met you when I dropped my books, I knew you were someone special.
Lincoln'e transfer olduğum gün kitaplarımı yere düşürdüğümde seninle tanışmıştım. Senin özel biri olduğunu biliyordum.
It's just my books and stuff.
Sadece kitap ve defterlerim var.
You ruined my books!
Kitaplarımı mahvettin!
My books!
Kitaplarım!
A problem for me is when Leo rearranges my books.
Benim için bir sorun Leo Benim kitap yeniden düzenler zaman olduğunu.
My books, Doctor... do they last?
Kitaplarım... Doktor. - Kitaplarımı okuyorlar mı?
If I give you a list of books, could you please collect it from my shop?
Sana bir kitap listesi versem, onları dükkanımdan getirir misin?
I need to go hide my stash... of comic books.
Gidip zulamı saklamam lazım... çizgi roman zulamı.
You'll testify that I bought all my first edition books before I got married, right?
Dinle, ilk baskı kitaplarımın hepsini evlenmeden önce.. ... aldığıma dair tanıklık edersin, değil mi?
I'm afraid he is subject to Isaac Asimov's laws of robotics, with the sci-fi and the so many books, not too many good. My robot is programmed never to harm humans, you see? Only to serve them.
Isaac Asimov tarafından yazılan robotik yasalara göre film ve bilim kurgu kitaplarında bunu anlatır, robotlar ancak insanlara daha iyi hizmer vermek için yapılmalıdırlar, zarar vermek için değil.
That's how I feel about myself, and why I must decline this medal and my place in the history books.
Bunlar şu an hissettiğim şeyler madalyamı ve rekor kitabına girmeyi red etmemin sebepleri.
She changed even my uncles books for me.
Onun sayesinde dayımın kitaplarına bakışım bile değişmişti
The one my uncle's books came from.
Amcamın kitaplarının geldiği sokak.
My neighbors used to write down chess moves and concepts of the con on the back pages of books based on subjects like
Onlar üçkağıtçılıkla ilgili şeyleri...
My neighbors used to write down chess moves and concepts of the con on the back pages of books based on subjects like
Ben satranç hamlelerini, üçkağıtla ilgili fikirleri... Quantum Mekaniği Matematiği gibi kitapların sayfalarına yazarken...
Honey, listen Johnny was going through some of my old astrology books, now it just...
Hayatım dinle, Johnny eski astroloji kitaplarımdan birine bakıyordu...
There are a great many books, are there not, my boy?
Epey bir kitap var, değil mi oğlum?
I slept in, I did my yoga, I read a couple of books... flirted with my scuba instructor.
Çok uyudum, yoga yaptım, kitap okudum... skuba eğitmenimle flört ettim.
I covered death extensively in my first two books.
Allie tatlım, bildiğin gibi ilk iki kitabımda ölümü geniş ölçüde yazdım.
And comic books were still very much a part of my life,
Hayatım da fiziksel anlamda hızla değişiyordu.
My thoughts upon pornography tend to revolve around the fact that while few of us are zombies, detectives, cowboys or spacemen, there are an infinite number of books that are recounting the stories of those lifestyles.
Pornografiyle ilgili düşüncelerim şu olgu etrafında dolanıyor : aslında çok azımız zombiyiz detektifiz, kovboyuz ya da uzayadamıyız. Buna rağmen, ortalıktaki sayısız kitapta bu yaşam biçimleri tekrar tekrar anlatılıyor.
I'd move this table, I'll finish my champagne then go... and your books, don't try and stop me, shouldn't be on the floor, it's a bit too bohemian.
Masanın yerini değiştirmelisin... Şampanyam bitince, gidiyorum. Kitaplar...
You these books, the bubbles in my champagne, you're the flame of these candles, these trees, you're down the street...
Sen bu kitaplarsın, şampanyanın her bir kabarcığısın, bu mumların alevisin, şu ağaçlarsın, oradasın, sokaktasın.
You saw all those books in my bag.
Çantamdaki kitapları gördün.
That had closed all the books and finished my trade with world.
Bütün defterleri kapadığımı alacak verecek meselesini bitirdiğimi düşünüyordum.
My favorite books...
- Sevdiğim kitaplar.
Dad, do you want to see my school books?
- Okul defterlerimi görmek ister misin, baba?
It's one for my personal history books.
En azından benim tarih kitabıma.
I opened all my books.
Kitaplarımı açmıştım ama neden olmasın...
- My daughter always loved books.
- Kızım her zaman kitapları sevmişti.
Some tapes of my studio and some books.
Stüdyoma ait bazı kasetler ve kitaplar.
My tapes, books..
Kasetlerim, kitaplarım...
When I leave this world, my life will be studied, books will be written, movies will be made,
Terk-i dünya ederken hayatım incelenecek, kitaplar yazılacak, filmler çekilecek.
I can pick up my own books, thank you.
Kendi kiraplarımı toparlayabilirim, sağol.
- Did my dad buy books?
- Babam kitap mı aldı?
Now, let's see which one of my Patriot Pigeon books they're publishing.
Bakalım hangi Vatansever Güvercin kitabım basılıyor.
They took our books, our pictures, even my daughter's prescriptions, which now i must have refilled.
Kitaplarımızı, resimlerimizi hatta kızımın reçetelerini bile aldılar ki şimdi onları yeniletmek zorundayım.