My feelings tradutor Turco
3,325 parallel translation
I think you guys aren't taking my feelings into account.
Bence benim duygularımı tam olarak anlayamıyorsunuz.
Those aren't my feelings.
Onlar benim hislerim değil.
Wouldn't want to hurt my feelings.
Beni üzmek istemezsin.
And I was like, "Fuck... that really hurt my feelings."
Bense şok oldum. Bu cidden beni incitti.
You don't even care about my feelings.
Hislerimi bile önemsemiyorsun.
No, we are both not equally aware of my feelings.
İkimizin, hislerim hakkındaki düşüncesi aynı değil.
And talking about my feelings is not gonna get it solved, right?
Ve hislerimden bahsetmek bu olayı çözmeyecek, tamam mı?
- Those aren't my feelings.
- Ben yazmadım onları.
So what, we're gonna hold hands and talk about my feelings?
Ne yani, el ele tutuşup hislerimiz hakkında mı konuşacağız?
I'm sick to death of people wanting to discuss my feelings.
İnsanların sürekli ne hissettiğimi sormalarından midem bulandı.
Believe it or not, Amy has embarked on a campaign to increase my feelings for her by making me happy.
İster inan ister inanma Amy kendisi için beslediğim duyguları beni mutlu ederek artırmak amacıyla bir deneye başladı.
My feelings for her are nothing if not entirely pure.
Ona olan duygularım tamamen saftır.
* I been with you such a long time * * you're my sunshine, and I want you to know * * that my feelings are true *
O kadar uzun zamandır birlikteyiz ki Sen benim gün ışımsın, ve bilmeni istiyorum ki Hislerim gerçek
I'm taking a very brave chance discussing my feelings.
Hissettiklerimi konuşmak istiyorum artık.
My feelings for her are very real.
Benim kızım için hislerim gerçek.
My feelings for her are deep and sincere.
Duygularım derin ve içten.
Ten sessions... ten hours of talking about my feelings.
10 seans... Duygularım hakkında konuşacağım 10 saat demek.
Do you have any clue how much that hurt my feelings?
- Bunun beni ne kadar çok incittiğini biliyor musun?
You know my feelings.
Ne düşündüğümü biliyorsun.
And I'm in love with you too, and I'm scared of my feelings for you.
Ben de sana aşığım, ve sana hissettiklerimden dolayı korkuyorum.
You've been counting on my feelings for Eyal to drive this negotiation.
Pazarlığı sürdürmek için Eyal için beslediğim duygulara bel bağladın.
♪ That I'm not wastin my feelings on you ♪
* Boşa harcamadığımı hislerimi senin uğruna *
It's not like I don't love Stefan anymore, but I can't deny that ever since I turned, my feelings for Damon have become more intense.
Artık Stefan'ı sevmiyorum falan demek değil bu ama dönüştüğümden beri Damon'a karşı olan hislerimin daha yoğun hale geldiğini inkâr edemem.
I think it's cause my feelings for you are growing, I told you I liked you.
Çünkü nihayet senden hoşlandığımı fark ettim ve sana duygularımı itiraf ettim.
Telling me that I look like one of the most handsome men in politics does not hurt my feelings, Winston.
- Bana politikadaki en yakışıklı adama benzediğimi söylemeniz keyfimi hiç de kaçırmaz Winston.
I don't give a damn if this is a virtual world. My feelings for you are real.
Sanal bir dünyada olsak bile hislerim tamamen gerçek.
Okay, I'm-I'm not going to deny my feelings anymore.
Artık hislerimi inkar etmeyeceğim.
I've been hiding from my feelings for too long.
Çok uzun zamandır hislerimden saklanıyordum.
Shania, honey, I know you're disappointed that the wedding didn't happen, but you know when I'm sad, I like to do something called "eat my feelings,"
Shania, tatlım, evliliğin olmadığı için hayal kırıklığı yaşadığını biliyorum üzgünken "acını yemekten çıkarmak" dediğim şeyi yaparım ve nasıl yapıldığını şimdi sana da göstereceğim.
The fact that I stuffed down my feelings so I could examine his body is something I feel sick about.
İşin gerçeği, onu inceleyerek hislerimi içime bastırmamdı.
I thought my feelings on this subject were pretty clear, - as were yours.
Bu konuda düşüncelerimin son derece açık olduğunu sanmıştım, tıpkı seninkiler gibi.
My feelings tell me that it's going to be difficult.
Onu bu durum oldukça zorlayacak gibi görünüyor.
But I can't control my feelings the way I want...
Ama istediğim şekilde gitmiyor.
I confessed my feelings to Gu Jae Hee.
Goo Jae Hee'ye itiraf ettim.
I just confessed my feelings to Gu Jae Hee.
Jae Hee'ye itiraf ettim.
I'm not... going to hide my feelings anymore.
Daha fazla duygularımı saklamayacağım.
Han Na, please accept my feelings.
Han Na, lütfen duygularıma kabul et.
If I come back and I don't see you here, I'll understand it as you not accepting my feelings.
Geri döndüğümde seni burada göremezsem, duygularımı kabul etmediğini anlayacağım.
Right,'cause you were thinking about my feelings when you made that sex tape.
Evet çünkü sende o seks kasetini çekerken benim hislerimi düşünüyordun.
I may have allowed my prejudices, my totally legitimate prejudices against Eagleton affect my feelings towards your involvement in this project, and so therefore,
Önyargılarımın, Eagleton'a karşı meşru önyargılarımın, sizin bu projeyi geliştirmenize karşı gelecek şekilde duygularımı etkilemesine izin verdim.
"If I don't like you today, I should cut off my feelings."
"Bugün senden hoşlanmıyorsam, duygularımı kesip atmam gerekir."
Oh.. this woman didn't accept my feelings.
Evet bu kadın benim duygularımı kabul etmeyecek.
My guilty feelings were gone.
Suçluluk duygum gitmişti.
And I thought that I could just get the guy out of my head, but I mean, if I'm pregnant with his kid, then how can I keep pretending that I don't have feelings for him?
Ve aklımdan çıkarırım onu sandım. Ama eğer onun çocuğuna hamileysem, nasıl ona karşı hislerim yokmuş gibi davranırım?
It's like ever since he came back into my life, all of these old feelings from high school just came bubbling back up.
Sanki hayatıma yeniden girdiğinden beri lisede hissettiğim bütün o duygular yeniden su yüzüne çıktı.
My bad feelings are always right.
Hislerimde hiç yanılmam.
My mom is a four-star chef, and I didn't want to hurt her feelings.
Annem dört yıldızlı bir şef ve duygularını incitmek istemedim.
I know that my jerk neighbor does have feelings for me.
Aptal komşumun bana karşı bir şeyler hissettiğini biliyorum.
Yesterday, because of my personal feelings, I wasn't very pleasant to you.
Bir anlık sinirle size karşı hatalı davrandım.
Son, uh, it's none of my business, but I don't think you oughta be ashamed of your feelings.
Evlat, bana düşmez ama bence hislerinden utanmamalısın.
When I get bummed out, I take my shirt off because the bad feelings make me feel sweaty.
Cesaretim kırıldığında, üstümü çıkarırım çünkü kötü duygular beni terletir.