English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ M ] / My friend

My friend tradutor Turco

41,743 parallel translation
He's my friend.
O benim arkadaşım.
Let me give you some unsolicited advice, my friend.
Sana istemeyeceğin bir öğüt vereyim dostum.
This is my friend Lauren.
Bu arkadaşım Lauren.
My friend?
Arkadaşım mı?
My problem is you attacking my friend Strange!
Benim problemim, arkadaşıma saldırıyor olman!
Not luck at all, my friend.
Şans diye bir şey yok arkadaşım.
You're my friend, Jane.
Sen benim dostumsun Jane.
Oh, hey, there's my friend, Rita Glossner, who lives at 418 Birchwood Avenue in Orson.
Bakın, bu arkadaşım Rita Glossner 418 Birchwood Avenue Orson'da yaşıyor.
Funny thing is, he was my friend first, But now i never see him.
İşin tuhafı, başta benim arkadaşımdı ama artık onu hiç görmüyorum.
I don't want people walking on eggshells'cause he was my friend first, but now i never see him. Or haley.
Başta benim arkadaşım olduğu ve artık onunla hiç görüşmediğim için insanların temkinli davranmasını istemem.
My friend Betsy has an insta about sad stuff.
Arkadaşım Betsy'nin hüzünlü durumlar için bir Instagram hesabı var.
Congratulations, my friend.
- Tebrikler dostum.
Oh. Well, I'm looking for my friend, Jim.
Ben de arkadaşım Jim'i arıyorum.
Just let my friend go.
Sadece arkadaşımın gitmesine izin verin.
Now, the enemy of the enemy is my friend.
Düşmanımın düşmanı benim dostumdur.
My friend, I'd rather set you free.
Dostum, seni serbest bırakmayı yeğlerim.
That way, when my sons come back... And they will... They will spare you, my friend...
Böylece oğullarım geldiğinde ki gelecekler senin canını bağışlarlar dostum.
Todd speed, my friend.
Toddrı aşkına, dostum.
You're my friend.
Sen benim arkadaşımsın.
You'll never outdrink me, my friend.
Benden daha fazla içemezsin.
It seems you trained me too well, my friend.
Anlaşılan beni iyi yetiştirmişsin, dostum.
My friend?
Arkadaşım?
A word that even when, like a wave, I go somewhere far away for a bit, my friend will find me.
Mesela dalga gelecek, biraz uzaklaşayım. Arkadaşım gelip beni bulacaktır.
A word that means my friend is wishing for me not to get hurt.
Arkadaşımın benim yaralanmamamı istediği anlamına gelen bir kelime.
Times change, my friend.
Devir değişiyor arkadaşım.
Whoa, Joaq was my boss, but he was also my friend.
Joaq benim patronumdu, ama aynı zamanda benim arkadaşımdı.
No, my friend.
Hayır, arkadaşım.
Take'em away. Let'em find out what it means to not be my friend.
Benim arkadaşım olmamak ne demekmiş, öğrensinler.
You were my friend.
Sen benim arkadaşımdın!
Come on. Come here, my friend.
Haydi, gel buraya dostum!
I talked some more with my friend at the 8-7.
Evet. 8-7'de arkadaşımla biraz daha konuştum.
Shinwell, I'd like you to meet my friend Luc.
Shinwell, arkadaşım Luc'la tanışmanı istiyorum.
My friend, with whom I left Goryeo. I buried the young grandson of your grandson of your grandson here.
Goryeo'dan beraber ayrıldığım çocuk torununun torununun torunu ile birlikte burada gömülü.
Uh, I think what my friend here is a little worried about is, if this...
Sanırım arkadaşımı endişelendiren şey...
Me betraying my best friend?
En yakın arkadaşına ihanet eden bir adet ben mi?
You're my best friend.
Sen benim en iyi dostumsun.
It's my best friend.
Benim en iyi arkadaşım.
You're my best friend.
Sen benim en iyi arkadaşımsın.
Nighty-night, my little bovine friend.
İyi geceler küçük sığır dostum.
Welcome, my jade-skinned friend.
Hoşgeldin, yeşim taşı derili dostum.
But you are my best friend.
Ama benim en yakın arkadaşım sensin.
My best friend, Frank, he dies before we catch him.
En iyi arkadaşım Frank onu yakalayamadan öldü.
- I'd love to chat, but I have to go and do all my dead friend's work.
- Sohbet etmek çok isterdim ama gidip merhum arkadaşımın tüm işlerini yapmam gerek.
My son and I have come to see a good friend, king ecbert.
Oğlum ve ben iyi bir dostumu görmeye geldik, Kral Ecbert'i.
My dear friend, what are you talking about?
Sevgili dostum, ne diyorsun sen?
And I can't think of anybody else I'd rather do this with than you,'cause, well, you're my best friend.
Ve senden başka hiç kimseyi düşünemedim çünkü sen benim en iyi arkadaşımsın.
You're supposed to be my best friend.
En iyi arkadaşım olmalısın.
Ah, yeah, my grandpa has a younger friend, too.
Benim dedemin de genç arkadaşı var.
You must be my uncle's best friend.
Amcamla acayip yakın arkadaş olmalısınız.
Monsters, at my best friend's house!
En iyi arkadaşımın evinde canavarlar var!
This is my best friend, Toby D.
Bu en iyi arkadaşım Toby D.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]