English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ N ] / Nailed

Nailed tradutor Turco

2,143 parallel translation
I think you've nailed our vulnerability.
Galiba bizi savunmasız yerimizden vurdun.
Just add "opinionated" and "charmless," and I think you nailed it.
"Düşüncesini değiştirmeyen" ve "cazibesi olma yan" ı da ekle sanırım onu tutturdun.
I never nailed a low-high combination like that before.
Daha önce bu tarz bir kombinasyonu becerebildiğim olmamıştı.
Yeah, well, with luck maybe we won't get nailed and sent to West Campus.
Evet, şansımız olursa yakalanmayız ve Batı Kampüsü'ne yollanmayız.
You nailed it on the first guess.
İlk tahmininde bildin.
And you nailed it down. You're living with it happily, Kinda like with hocide Luke.
Cinayet masasından Luke ile mutlu mesut yaşayacaksın.
But I, uh... I think I nailed it.
Ama sanırım tutturdum.
You know you could have avoided the whole situation If you bent me over and nailed me when I wanted you to.
Yani senden istediğim zaman oracıkta beni domaltıp sikseydin tüm bunlardan kaçınıp, rahat olabilirdin.
This was nailed to the door of St Paul's.
Bu Aziz Paul'ün kapılarına çivilenmişti.
Nailed it.
Başardım.
But, yeah, I nailed it.
Evet, yaptım.
I had that guy nailed, not to mention all the... all the witnesses at the wedding.
O adamı enselemiştim ben. Düğündeki onca görgü tanığından bahsetmiyorum bile!
- Yeah, nailed it. - Can you see what I'm saying?
20 midilli gücüdeyim.
Nailed him pretty good though.
Adamı iyi çivilemiştim aslında.
The boob that you nailed in the kishkes Is my nephew seymour.
Az önce dövdüğün ahmak da yeğenim, Seymour.
Now the real trick, though, is in the timing, which Jane nailed.
Fakat asıl numara zamanlamayı iyi ayarlamakta, ki Jane bunu yaptı.
I did that to Jesus. It's my fault he got nailed to the cross and blood spurted out of his muscles and his skin was all ribbons.
Hz.İsa'ya ben yaptım onu benim yüzümden çarmıha çivilendi kaslarından kanlar fışkırdı vücut derisi parçalandı.
Know where Laugesen got the receipts that nailed the PM?
Laugesen, Başbakan'ı sıkıştıran faturaları nereden bulmuş,.. ... biliyor musun?
Wasn't he nailed for embezzling with his EU salaries?
AB ödeneklerini zimmete geçirmekten yakalanmamış mıydı?
Yeah, you nailed it.
Tam üstüne bastın.
Dude, i totally nailed that yoga lady Three ways to Sunday, okay?
Kanka, o yoga yapan kadına kaydım üstelik üç kere, tamam mı?
Nailed her, huh?
Kaydın demek ha?
- You nailed him, Pablo!
- Onu mıhladın, Pablo.
You nailed him, Pablo!
Onu mıhladın, Pablo.
Have you nailed down the money trail?
Para yolunu mıhlamadınız mı?
No, Tim, you nailed it.
- Hayır, kelimesi kelimesine söyledin.
Nailed a lot of the key players.
Bir sürü iyi isimle anlaştım.
You see, when Belloc nailed you with the fire breath, your skin got all weird.
Belloc alev soluğuyla sana saldırdığında, derin çok tuhaf bir hal aldı.
- You nailed that one, bud.
- En iyisi bu olmuş, dostum.
- Right, throttle control is the secret to get the most out of your bike, but is one place you really need to go to see if you have it nailed.
- Doğru motosikletle yapabileceklerinizin çoğunun sırrı gaz kontrolünde yatar, ama... neyin ne olduğunu anlamak için gitmeniz gereken bir yer daha var...
Nailed up on a stick is how he suffered.
Bir kazığa çivilenerek can çekişti.
Whether that is loyalty, friendship, or love... Whatever it's called, Ha Ni is nailed in right here.
Buna sadakat, arkadaşlık ya da aşk ne dersen de, Ha Ni tam buramda çivi gibi çakılı.
Which I nailed!
Ki ben kaptım ödülü!
- Nailed it.
- Çok iyi atış.
Basically, Saddam bought these tubes and we nailed him.
Kaçırmışım. Saddam tüm bu tüpleri satın almış. Biz de bunu ortaya çıkardık.
Police discovered a gruesome murder. The body of a priest was found nailed to the cross.
Peder'in cesedi haça çivilenmiş hâlde bulundu.
You nailed it. Heh, heh.
Olayı çaktın.
I fucking nailed that cunt.
Kevaşeyi iş üstünde yakaladım resmen.
I fucking nailed you!
Yakaladım seni!
Every child that year got a sausage nailed to a piece of bark.
Every child that year got a sausage nailed to a piece of bark.
He is so nailed.
Fena hakladık.
So nailed.
Haklandı.
I think I nailed him.
Sanırım mıhladım onu.
- Nailed it!
- Tam isabet.
I asked her out and she wouldn't go out with me, which is crazy, because I nailed her in high school.
Çıkma teklif ettim, kabul etmedi yahu. Oysa kadını lisede becermiştim, saçmalık işte.
There's just the pure ore, that forever thing that you don't think is there, that thing that keeps people nailed down to the platform when the Sunset Limited is coming through, even if they think they want to get aboard,
Sadece saf cevher var. Senin orada olmadığını düşündüğün o sonsuz şey var. Tren perona gelirken binmek isteseler bile platformda tutan o şey var.
You nailed the gang's leader.
Sen çete liderini yakaladın.
BUT THEN HE NAILED ME.
AMA SONRA BENİ SAĞLAM SİKTİ.
I want to thank everyone who nailed me.
Beni siken herkese şükranlarımı sunmak istiyorum.
And I think he nailed it.
Ve problemi de çözüyor.
You just thrash at your opponent, you'll get nailed.
Kobudo, savunma amaçlıdır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]