English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ N ] / No children

No children tradutor Turco

1,902 parallel translation
" She had no children, only dolls
" Çocuğu yoktur kuklalardan başka.
No children.
Çocuğu yok mu?
Really nice people but with no children.
Gerçekten iyi insanlar ama çocukları yok.
Clearly, I have no children.
Aslında, Benim çocuğum yok.
I have no home to look after, no wife to quarrel with, no children to discipline.
Bir evim yok, bunun dışında bir karım yok, birbirimizi yiyeceğimiz.. denetleyecek çocuğum yok
She was jealous because she had no children.
Çocuğu olmadığı için kıskanmış.
I have no children.
Benim çocuğum yok.
Virg had no children.
Virg'in bir tane bile çocuğu yoktu.
I earn $ 300,000 per year Wall Street... twice married, no children... a house in the countryside, a flat of the firm in the city
Wall Street'de yılda 300 bin dolar kazanıyorum. İki evlilik, çocuk yok. Şehirde, şirketin apartmanının en üst katında bir ev.
Perhaps this confession yet so no children's game.
Belki de bu itiraf işi hiç de çocuk oyunu değildir.
- And no children at all?
- Hiç çocuğu yok mu?
- Oh, no children, please.
- Oh, çocuk olmasın lütfen.
We had no children.
Bizim hiç çocuğumuz olmadı.
In the safety of our bed, in the safety of our room, with no children anywhere in sight, giving you that eight-year-old stare.
Güvenli yatağımızda, güvenli odamızda etrafta sekiz yaşında, gözlerinin içine bakan çocuklar yokken.
I have no children of my own.
Benim çocuğum yok.
* I understand you have no children.
Çocugun olmadigini anliyorum.
No children.
Çocuklar olmadan.
- I said, no children.
- Burada çocuk istemediğimi söylemiştim.
No, I have no children.
Hayır, çocuğum yok.
No children. "
Çocukların olmasın. "
No wife.No children.
Çocuk sahibi olma.
No one told me that we're now admitting children.
Çocukları kabul ettiğimizden haberim yoktu.
I want no more children lost.
Başka çocuğun kaybolmasını istemiyorum.
Without them, we have no idea what the children want.
Onlarsız çocuklar ne istemiş bilemeyiz.
Mine wants no more children, but I I should give him a boy.
Bizimki daha çocuk istemiyor, ama.. .. ben ona bir oğlan çocuk vermeliyim.
No, I want you and the children to see the important work that we're doing.
Hayır, yaptığımız önemli işi siz ve çocuklarınız görsün istedim.
And no more sex because even if you weren't too tired, the children would probably hear you.
Yeterince yorgun olmazsanız çocuklar sesinizi duyabilir.
It seems like you break your children's hearts no matter what you do.
Öyle görünüyor ki ne yaparsak yapalım çocuklarımızın kalbini kırıyoruz.
We're no longer children, Jean-Baptiste.
Bizler artık çocuk değiliz Jean-Baptiste.
If I am not allowed to be your wife, and to bear your children, then I will bear no other man's.
Eğer karın olmama ve çocuklarını doğurmama izin verilmediyse başka kimsenin çocuğunu doğurmayacağım.
No, I dont have a wife or children.
Hayır, karım da çocuğum da yok.
- So, no, children.
- Hayır çocuklar.
The white man my children will soon be no more.
Beyaz adamlar evlatlarım artık olmayacaklar.
No one knows how to talk to you. You're becoming adults, but at the same time you're still children...
Hâlâ çocuk yaşta olan yarı yetişkinlerle konuşmak zor.
No man will want you. You will never have problems with children.
Hiçbir erkek seni istemeyecek, çocuklarla uğraşmak zorunda kalmayacaksın.
Children, no running!
Koşmak yok çocuklar.
No, indeed, I'm sure I'd better stay here with the children.
Hayır aslında, ben burada çocuklarla kalsam daha iyi.
- No, it's for the children.
Olmaz, bunlar çocuklar için.
There is a land where families are happy... where mothers and fathers love each other... and children are cherished... a land where there is no injustice... no prejudice and no persecution.
Ailelerin mutlu olduğu... anne ve babaların birbirlerini sevdikleri... ve çocuklara değer verildiği bir yer var... adaletsizliğin, önyargının ve işkencenin... olmadığı bir yer.
It's a different time and no one will free us from it neither during our life or that of our children.
Ne bizim ne de çocuklarımızın hayatı boyunca kimse bizi özgürlüğümüze kavuşturmayacak.
There may not be much future for this town, but there's no future at all without children.
Bu kasabanın çok fazla bir geleceği olmayabilir, ama çocuklar olmazsa, o zaman hiç geleceği olmaz.
It's no life for children.
Çocuklara uygun bir yaşam değil.
That's great, but, Allison, there are no missing children of that approximate age who match anything close to that description.
Bu harika, ama, Allison o yaşlarda kayıp çocuk yok. Bu tarife yakın hiç eşleşme yok.
No girlfriend, wife, no smiling children watching him from inside the frame while he does his work.
Bu adamın. Hiç fotoğrafı yok. Ne kız arkadaş, ne karısı, ne de gülümseyen çocuklar.
Children, women, wives, sisters, parents... they stopped eating because there was no sufficient money. The official number of unemployment is 27 %.
Kızkardeşler, karılar, kadınlar, çocuklar, ebeveynler... yemek için durduruluyordu, çünkü yeterli para yoktu resmi olarak işsizlik % 27.
Maybe back in your day there was no electricity, mrs.Williams, but in mine... your three children are living with your mother back in tinley, aren't they?
Belki sizin zamanınızda elektrik yoktu, Bayan Williams... -... ama benim zamanımda- - - Üç çocuğun annenle birlikte Tinley'de yaşıyor, öyle değil mi?
Once again, I will try to do the right thing by your children and I will subsidise you as you write sub-standard books, which no-one ever wants to publish, and I will make the difficult decisions for our family.
Bir kez daha çocukların hakkında doğru olanı yapmaya çalışacağım. Sen, kimsenin yayınlamak istemediği düşük standartlı kitaplarını yazarken sana mali destekte bulunacağım ve ailemiz adına zor kararları ben vereceğim.
You know i have no interest in harming children.
Çocuklara zarar vermekle ilgilenmediğimi bilirsin.
Once i'm satisfied no one is following, i will take jason to where i have the children.
Kimsenin takip etmediğine emin olduğumda, Jason'ı çocukların yanına götüreceğim.
And no matter how busy life gets I want you to take 20 minutes everyday for yourself so you can reflect on who you are - as one of God's children, Amen?
Ve hayatımız ne kadar meşgul olursa olsun, her gün kendimize yirmi dakika ayıralım böylece Tanrı'nın bir çocuğu olarak kim olduğumuzu derinlemesine düşünelim.
I know you gave up on having children a long time ago, and I understand that it's difficult to readjust your thinking so quickly, but, sarah, if you take your meds responsibly, there's no reason why you can't have a beautiful, healthy baby.
Çocuk doğurma fikrinden çok önce vazgeçtiğini biliyorum. ... ve düşüncelerinin hemen değişmesinin zor olduğunu da biliyorum ama, Sarah, eğer ilaçlarını düzgünce alırsan sağlıklı, güzel bir bebeğinin olmamasının bir sebebi yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]