No dessert tradutor Turco
183 parallel translation
No dessert, just coffee.
Tatlı istemem, sadece kahve.
- No dessert for you.
- Sana bu akşam pasta yok.
Those days of blind man's bluff, when I couldn't find you I had no dessert
Körebe oynadığımız o günler, seni bulamadığım zamanlar eve o karanlıkta gittiğimde bana hiç tatlı kalmamış olurdu.
- No dessert for you, sir?
- Siz tatlı almaz mıydınız efendim?
What, no dessert?
Hiç iyi birşey olmaz mı?
No dessert?
Tatlını yemeyecek misin?
- No dessert, sir?
- Tatlı almaz mısınız, efendim?
Oh-ho, no dessert for me, thank you.
Ben tatlı istemem, teşekkürler.
- What, no dessert? They do a wonderful crème brûlée here.
Çok güzel krem karamel yapıyorlar.
No dessert until after you finish your dinner.
Yemeğini bitirmeden tatlıya geçemezsin.
No vegetables, no dessert.
Sebzeni yemezsen, tatlı yok.
The dessert. You gave me no dessert.
Tatlı, tatlımı yemedim.
No dessert?
Tatlı?
You don't do it, you get no dessert.
Yapamazsan, hak edemezsin.
No dessert.
Hayır! Hayır, istemiyoruz.
Remember, no dessert unless you eat one green vegetable.
Unutma, bir yeşil sebze yemediğin takdirde tatlı yok.
- No dessert.
Tatlı yok.
No dessert for me, I'm on a diet.
Tatlı yemiyorum, rejimdeyim.
No dessert for you, young man.
Peki, akşama tatlı yok, genç adam.
No dessert. Black coffee, espresso.
Tatlı yok, koyu kahve.
It is my duty to announce... that there is no dessert here tonight.
Bunu bildirmek benim görevim ki bu gece tatlı olarak bir şey yok.
No dessert?
Tatlı yok da ne demek?
- No dessert until you eat your broccoli.
- Brokolini yiyene kadar hiçbir şey yok.
Go to your room. No dessert for you today.
Bugün sana tatlı yok.
No dessert?
Tatlı yemeyecek miyiz?
No dessert.
Tatlı yok.
If my parents hear I got detention, no dessert for a week.
Ailem ceza aldığımı duyarsa bir hafta tatlı yok.
No dessert.
Tatlı istemem.
While the judge is hearing arguments over the admission of evidence I'll take this opportunity to remind you this broadcast is brought to you courtesy of No Make-A Me Fat, that magic dessert...
Yargıç sunulacak kanıtla ilgili görüş alırken sizlere bu yayını yapmamızı sağlayan firmanın harika tatlı Şişmanlatmaz olduğunu...
- This is no time for dessert.
- Tatlı vakti değil.
- And no, I don't want any dessert.
- Hayır, tatlı istemiyorum.
No, that's not the dessert.
Hayır, bu tatlı değil.
- No, thank you. - Dessert, perhaps?
Şey, ayrıldığını bilmiyordum.
No seconds on dessert for Jeff and Sandra tonight.
Jeff ve Sandra'ya ikinci tatlı yok bu gece.
Like no one ever knocked over a dessert cart before.
Sanki daha önce hiç kimse tatlı arabasını devirmemiş gibi konuşuyor.
Zito, no time for dessert.
Zito, tatlıya vakit yok.
That's a baked Alaska, sir. No, that's a dessert.
O Sıcak Alaska, Efendim.
When a man's biggest dreams include seconds on dessert occasional snuggling and sleeping in on weekends no one man can destroy them.
Eğer bir adamın en büyük hayali tatlıyla geçireceği birkaç saniyeyse nadiren eşine yaklaşmak ve haftasonları uyumaksa hiçkimse onları yıkamaz.
you haven't had dessert yet. - No, no, no, we really...
- Tatlılarınızı yemediniz.
- No. They haven't had dessert yet.
Daha tatlılarını yemediler.
No, I haven't had my dessert yet.
Hayır, ben daha tatlımı yemedim.
No. I never have dessert.
Hayır, Asla tatlı almam.
As soon as she came out of the kitchen with no eyebrows, we knew dessert was ready
Mutfaktan kaşsız olarak çıktığında tatlının hazır olduğunu anlardık.
- Now, you're sure that you don't want dessert? - Really feel awful. - No.
- Tatlı yemek istemediğine emin misin?
- No, I won't. - Guess what I made for dessert.
- Bil bakalım tatlı olarak ne var.
No, I haven't. So, I thought we'd have the toast right before dessert. Dr. Crane!
Tatlıya geçmeden önce konuşma yapılır.
There is no dessert with breakfast.
Kahvaltıda tatlı olmaz.
No. This is for dessert. All right?
Hayır, bu yemek sonunda tatlı olarak yeniyor tamam mı?
I would say no to dessert.
İstemem.
No dessert?
Bir çeşit Kızılderili yemeği ) Tatlı yok mu?
No prunes for dessert?
Erik kurusu tatlısı yok mu?