English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ N ] / Nobody likes you

Nobody likes you tradutor Turco

171 parallel translation
From what I hear, you don't like much of anybody... and nobody likes you, either.
Duyduguma göre, sen kimseyi sevmezmiºsin... kimse de seni sevmezmiº.
But it turns out nobody likes you any more than we do.
Ama öyle görünüyor ki kimse seni istemiyor.
Nobody likes you, Stanley.
Kendini bu bölümün ağır topu falan hissediyorsun.
AND PRETTY SOON NOBODY LIKES YOU.
Ve çok yakında hiç kimse seni sevmeyecek.
Nobody likes you.
Kimse seni seviyor.
Always remember, nobody likes you.
Şunu asla unutma, kimse seni sevmiyor.
But... you're a weird, sore-headed old crank, and nobody likes you!
Ama... sen garipsin, hastasın, ayakta bile duramıyorsun ve kimse senden hoşlanmıyor.
What is it about you? Nobody likes you except me.
Neden seni benden başka kimse sevmiyor?
Nobody likes you.
Eddie seni aileye getirdi, ama o bile senden hoşlanmıyor.
If nobody likes you...
Kimse sizi sevmiyorsa...
I got to tell you £ ¬ nobody likes you this way.
Bundan kimsenin hoşlanmıyor.
Nobody likes you anymore.
Kimse seni sevmiyor artık.
- Go away, Pip, nobody likes you!
- Git başımızdan, Pip, kimse seni sevmiyor.
Nobody likes you.
Kimse senin gibi değil.
Nobody likes you.
Seni kimse sevmiyor.
All right, remember, alcohol equals puke... equals smelly mess equals nobody likes you.
Pekala, unutma, alkol eşittir kusmuk eşittir iğrenç kokan bir pislik eşittir kimsenin senden hoşlanmaması.
No wonder nobody likes you, Tuttle.
Kimsenin senden hoşlanmamasına şaşırmamalı Tuttle.
The point is the reason why nobody likes you.
Seni kimsenin sevmediğini anlatmaya çalışıyorum.
[Sighs] But what's it all worth when nobody likes you?
Ama kimse sizi sevmiyorsa ne değeri var?
You're Rudolph, a freak with a red nose, nobody likes you.
Adın Rudolph, kırmızı burunlu bir mahluksun, hiç sevilmezsin.
And then you crawl off to bed... and wonder why you're alone and nobody likes you.
Ve sonra yataktan düşüyorsun... ve neden yanlız olduğunu ve kimsenin seni niye beğenmediğini merak ediyorsun.
Nobody likes you yet.
Seni henüz kimse sevmiyor.
Nobody likes you!
Kimse senden hoşlanmıyor!
Ha! Nobody likes you better.
Kimse senden daha çok hoşlanmaz.
And you wonder why nobody likes you.
Bir de neden kimse sizin arkadaşlığınızdan hoşlanmıyor diye merak ediyorsunuz.
Nobody likes you.
Kimse seni sevmiyor.
Nobody likes you anymore.
Artık seni kimse sevmiyor.
Nobody to answer to, so you threw in with the likes of Lane.
Kimseden karşılık alamayınca, sende Lane ile çalışmaya başladın..
"Nobody likes you, Shirley."
"Seni kimse sevmiyor Shirley"
You know, nobody likes to be the one to bring the bad news.
Kötü haberi veren kişiyi kimse sevmez.
Everybody likes Sid. Nobody likes the shit you do.
Herkes Sid'i seviyor, senin yaptığın boku değil.
Lord, no, more a sort of illegitimate backstairs sprog, you know... a sort of spotty squit that nobody really likes, but, nonetheless, still fruit of my overactive loins.
Tanrım, hayır, daha çok, bir tür gayri meşru çocuk gibi kimsenin beğenmediği, bir tür defolu eşya gibi ama, her şeye rağmen, kendi çocuğum gibi.
He has as much concern about these people as you or I do... and nobody likes to see anybody laid off or put in a hardship situation.
O da işçiler hakkında en az sizin ve benim kadar endişeleniyor. Kimse, bir başkasını işten çıkarmak veya zor durumda bırakmak istemez.
Nobody likes to go in and hear your troubles, you know?
Kimse senin derdini dinlemek istemez.
The truth is nobody here likes you.
İşin gerçeği buradaki hiç kimse seni sevmiyor.
Nobody likes the records that you play, all right?
Hiç kimse ile kayıt yapamazsın. Tamamen tükenmişsin...
Seemin'to you like nobody likes us?
- Kimse bizden hoşlanmıyor gibi.
Nobody likes you.
Kimse sevmez seni.
Nobody likes a girl, you know, that doesn't take care of herself.
Kimse kendisine özen göstermeyen bir kızı sevmez.
Quiet, you, nobody likes a comedian.
Sessiz ol. Kimse komedyenlerden hoşlanmaz.
Nobody likes Milhouse. Lisa, you've got detention.
Kimse Milhouse'u sevmiyor Lisa, cezalısın.
Nobody likes to get older, but it doesn't mean you can't enjoy yourself.
Kimse yaşlanmayı sevmez. Ama bu eğlenemeyeceğin anlamına gelmez.
Nobody likes to work on themselves, Gerard. You gotta stand up straight too.
Kimse kendisiyle uğraşmaktan hoşlanmaz Gerard.
You have to do six months there. Nobody likes it, but that's the way it goes.
Kurallara göre orada 6 ay kalacaksınız.
You know nobody likes sitting up here waiting alone.
Yani... kimse burada oturup tek baŞına bekIemekten hoŞIanmaz.
- Nobody here likes you. - Get out!
Sen beni sevmiyor olabilirsin ama buradaki kimse de seni sevmiyor.
Well, nobody likes school, but there must be something you like about it.
Kimse okulu sevmez, ama orayla ilgili hoşlandığın bir şey olmalı.
Let me put it to you this way... nobody likes a winner who needs to shove it in your face.
Şöyle söyleyeyim ; böbürlenen bir galibi kimse sevmez.
Why don't you like me? Nobody likes me
Neden kimse sevmiyor beni?
- Nobody in this town likes you.
- Bu kasabada kimse seni sevmiyor.
'cause you're fat, and nobody likes fat chicks.
Çünkü sen şişmansın ve kimse şişman hatunlardan hoşlanmaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]