Of his body tradutor Turco
1,601 parallel translation
I followed the tracks back and found... found what was left of his body.
İzleri takip edince cesedinin geri kalanını buldum.
He has six broken ribs, a collapsed lung, a broken ankle, contusions over a third of his body and a concussion.
Altı kırık kaburgası bir çökmüş ciğeri, kırık bir ayak bileği var. Vücudunun üçte birinden fazlası çürük ve beyin sarsıntısı var.
Yeah, because he bled from where he wasn't supposed to bleed, causing parts of his body to blow up.
Evet, vücudunun hiç hesapta olmayan bir yeri patlayarak kanamaya neden oldu.
The genes from Clancy's myocytes don't match the genes from the rest of his body.
Kalbinin DNA'sı vücudunun kalanının DNA'sıyla uyuşmuyor.
An abnormal protein is building up inside the cells of his body, shutting down his organs one by one. It explains everything.
Vücut hücrelerinde üretilen anormal proteinler birer birer organ yetmezliğine neden olur.
Worms spread from his gutto the rest of his body.
Kurtlar bağırsağa yerleşip oradan her yere yayılmışlar.
Even on the black-and-white monitor, I can see him lying there, the blood coming out of his body.
Siyah beyaz ekran da bile onu orda yatarken kanın vücudundan sızmaya başladığı görüyordum.
May make any reading of his body language less accurate.
Bu durum, vücut dilinden çıkardıklarımızı daha isabetsizleştirebilir.
Half of his body was burned to a crisp.
Vücudunun yarısı hızlıcak yanıverdi.
But with the position of his body, the blood won't be pooled to the base of the heart,
Ama vücudunun pozisyonuna göre, kan kalp tabaninda birikmez.
In this film does the Hero have any of his body parts in working order?
! Acaba filmde kahramanın düzgün çalışan bir organı var mı?
See, I don't like to think of it that way because it's too creepy. So what I like to do is imagine that they grafted some other part of his body over that.
Ben de vücudunun başka bir yerinden bir parça aldıklarını hayal ediyorum.
He's got second degree burns over 30 percent of his body, mostly back and legs.
Vücudunun % 30'undan fazlasında ikinci derece yanık oluşmuş. Çoğunluğu sırtta ve bacaklarda.
Now, most of the lividity is on the back of his body.
Hayır. Morlukların büyük bir kısmı vücudunun arkasında.
I have jurisdiction over the remains of his body.
Cesedi üstünde yetki bende.
Third degree burns over 80 % of his body.
Vücudunun % 80'inden fazlasında üçüncü derece yanıklar var.
I can still feel the weight of his tiny body in my arms.
Hâlâ kollarımda o zayıf bedenini hissedebiliyorum.
We took the body, changed the work rota, planted a false witness who saw him leaving the hospital, giving him an alibi for the next 48 hours, so when his body's pulled out of the docks next Tuesday night, he's only been missing for three days.
Cesedi biz aldık, görev cetvelini değiştirip, hastaneye ayrıldığını söyleyen birini yerleştirdik. Önümüzdeki 48 saat için, yapacağı bir iş uydurduk Limandan cesedi çıkarıldığında sadece 3 gündür kayıp olacaktı.
His brain's telling him that his whole body's in pain, and because of the location, the painkillers do nothing.
Beyni tüm vücudunda ağrı olduğunu söylüyor. Yerleşiminden dolayı ağrı kesiciler bir işe yaramıyor. Giyin.
Do you wonder why a perfect child of God should feel so desperate to "purify his body" that he needed to scarf down a dozen gallons of water a day?
Tanrı'nın mükemmel çocuğunun neden litrelerce su içerek vücudunu arıtmak istemesini gerektirecek kadar mutsuz olduğunu hiç merak ettin mi?
In one of the paint bays of his auto body shop, right next to a delivery truck.
Araç dağıtım bürosunun hemen yanındaki ona ait araç kaporta boyahanelerinin birinde.
It's kind of like he died with her, except that his body's above-ground and permanently placed in front of the TV with a bottle of Scotch in his lap.
Onunla beraber ölmüştü, vücudunun etrafta olması ve sürekli, dizlerinin arasında bir şişe viskiyle televizyonun önünde oturmasına rağmen.
There's a chance that some of the samples we took from her body could have his DNA.
Ama cesetten aldığımız bazı örneklerde adamın DNA'sı olabilir.
There's no sign of body tampering, and it's clear his casket hasn't been opened since his burial.
Cesetle oynandıgına dair bir işaret yok, ve tabutunun gömüldükten bu yana açılmadıgı da açık.
If, as the defendant insisted, the overweight man to his left was the true offender, that offender's right arm must pass in front of the defendant's body in order to touch the victim's right hip.
Eğer sanığın ısrar ettiğini gibi, solundaki kilolu adam gerçek tacizci olsaydı, kurbanın sağ kalçasına dokunmak için, tacizcinin sağ eli sanığın önünden geçmiş olmalıydı.
We found Munger's body handcuffed in the passenger seat of his own car.
Munger'ın cesedini, elleri kelepçeli yolcu koltuğunda bulduk.
An hour prior to his death he complained of body aches so intense, he thought his bones were breaking.
Ölmeden bir saat önce... çok şiddetli ağrılar çekmiş. Kemiklerinin kırıldığını sanmış.
Her body was found buried under the floor of his apartment.
Kızın bedeni geçen ayın 28'in de bir apartmanın bodrum katında bulunmuştu.
He was a teacher at a Vegas public school, and he tried to save the rest of the family, but he suffered massive burns to his entire body and nearly died.
Vegas Devlet Okulu'nda öğretmenmiş ailenin geri kalanını da kurtarmaya çalışmış ama vücudunun tamamı yanmış, neredeyse ölüyormuş.
zod has taken over his body and given him all the powers of a true kryptonian.
Zod onun bedenini ele geçirdi ve ona gerçek bir Kriptonlunun bütün güçlerini verdi
His body is buried in town but it's encased in a couple tons of concrete. What?
Kasabaya gömmüşler ama üstünü birkaç ton betonla örtmüşler.
The lifeless body of his mother!
Annesinin cansız cesedi!
They said with physical therapy he'll regain use of his arms, his hands, his upper body, but they don't think he's gonna regain use of his legs.
Fizyoterapi sayesinde kollarını ve ellerini tekrardan kullanabilecek diyorlar. Vücudunun üst tarafını. Ama bacaklarını tekrardan kullanamayacağını düşünüyorlar.
Tracy Jordan has some commercial appeal, but within his remunenerative body of work there's just nothing of value.
Ama kârlı eserleri arasında değer taşıyan hiçbir şey yok. Ne diyorsun be?
There's was a body, in the trunk of his car.
Arabasının bagajında bir ceset varmış.
So he exorcises his jealousy by doing van Gogh as the painter of sunflowers, slumped in a chair, body and face distorted, as if already a deranged invalid.
Dengesiz bir sandalyede, bedeni ve yüzü çarpıtılmış halde ucubeye benzetti.
as if the pulses of some engulfing migraine were throbbing mercilessly through his invaded body.
Geriye doğru taranmış saçları ve ve acılı bakışları kederli hastalığını açığa çıkarıyor.
... what the killer was wearing on the lower half of his body- - denims, chinos... Excuse me.
Affedersiniz.
He doesn't just decapitate these women, he re - capitates them, putting the head of his last victim on the body of his current one.
Kadınların sadece kafalarını kesmiyor, onlara yeni bir kafa veriyor. Son kurbanının kafasını sonrakinin vücuduna koyuyor.
arrested for murder, ended up walking free, then disappeared off the face of the earth until his body was found in a garbage bag in the ocean.
Cinayetten tutuklanmış, sonra serbest kalmış Cesedi bir torba içinde okyanusta bulunana kadar Yer yüzünden silinmiş.
Teenager works for Ray Stodds drove up dumped his body from the truck like he was a bag of garbage.
Ray Stodds'un yanında çalışan bir çocuk onu çöp torbası gibi fırlattı.
Unless he's been buying cuts of mad cow, his body would have no problem metabolizing it.
"Deli dana" hastalığı kapmadıysa, vücudu eti metabolize etmekte zorlanmaz.
His father's like 20 blocks away, he gets the cell phone call, runs for 20 blocks, picks up the broken little body of his little boy, and what does he do?
O da çocukluğunu yaşayıp oyun oynuyordu falan... Birden pencereden uçuyor, otuz kat düşüp ölüyor. Babası yirmi blok ötede.
The killer propably pulled the body out, and didn't realize, he was taking some of his own car padding with him.
Katil büyük bir oranla cesedi çıkarıken arabanın birazını da onunla çıkardığının farkına varamamış.
the sailor's body was cremated, but not before they cut off his hand to make a hand of glory.
Denizcinin cesedi yakılmış. Ama yakmadan önce zafer simgesi olarak sağ elini kesmişler.
We have Master Chang's body and we'll get a sample of his DNA... and then... we'll get a warrant for the DNA of your son.
Üstat Chang'in cesedi bizde. Ve DNA'sından bir parça alacağız. Ve sonra...
His body was catapulted out of the cockpit and into the living room of one conrafitch.
Cesedi, kokpitten çıkıp bir Conrad Fitch'in oturma odasına fırlamıştı.
Stealing his body must be part of the plan.
Cesedini çalması planının bir parçası olmalı.
Becomes the master of his mind and body.
Zihninin ve bedeninin efendisi oluyor.
We take his suggestion, go check out his body of work.
Teklifini kabul edip, çalışmasının hacmini bir kontrol edelim.
The proliferation of scar tissue on his body. Cigarette-sized burns.
Bedeninde pek çok yara dokusu ve sigara büyüklüğünde yanıklar var.
his body 44
body 247
bodyguard 57
body fat 19
body parts 18
body language 42
body and soul 43
body experience 27
body strength 24
bodyguards 21
body 247
bodyguard 57
body fat 19
body parts 18
body language 42
body and soul 43
body experience 27
body strength 24
bodyguards 21