Pace yourself tradutor Turco
192 parallel translation
- Still you want to pace yourself.
- Gene de hızını ayarla.
You better pace yourself, if you want to hold out.
Sonuna kadar dayanmak istiyorsan biraz ağır gitmelisin.
- Huh? - You gotta slow down, pace yourself.
Yavaşlaman gerek, yavaş adımlarla.
Well, pace yourself, dear.
O halde acele etme, canım.
This is a long distance race. You'll need to pace yourself.
Bu bir uzun mesafe koşusu, hızını ayarlamanız gerekecek.
Pace yourself.
Kendine hakim ol.
You're doing great, Stanley. Now remember, you gotta pace yourself...
Çok iyi gidiyorsun Stanley.
You have to pace yourself if you wanna sprint like that.
Eğer bu şekilde koşmak istiyorsan kendini bir düzene sokman gerek.
Hey, pace yourself.
Yavaş git.
Teeny, you are a sexual magnet attracting men from the 4 corners of the world, pace yourself.
Teeny, sen dünyanın dört bir yanından erkekleri çeken bir mıknatıssın. Hızına yetişilmiyor.
Pace yourself.
Yavaş.
Pace yourself, we have a whole semester.
Biraz yavaşla, bütün yarıyıl burdayız.
The buffets come at a good clip, so you gotta pace yourself.
Açık büfede çok çeşit var. Kendini dizginlemelisin.
Pace yourself.
Biraz kahve iç. Yavaş gitmelisin.
- Just pace yourself.
- Kendine hakim ol.
Pace yourself.
Formunu koru.
Pace yourself.
Hızlanmalısın.
Pace yourself, Cujo.
Hızlı gitme, Cujo.
Pace yourself.
Yürüyerek git.
Pace yourself, Dorothy.
Kendine gel, Dorothy.
Hey, Ernie, maybe you wanna pace yourself and take it easy, huh?
Ernie, belki biraz ağırdan alsan iyi olur.
You gotta pace yourself, man, otherwise you'll burn out.
Yürümek istiyorsan kendine zarar verme adamım.
Hey, hey, pace yourself, killer.
Hey, hey, kendine hakim ol, katil.
Pace yourself.
Nefes al.
Okay, pace yourself.
tamam, sakinleşin.
Pace yourself, Brian.
Kendini hazırla, Brian
- Pace yourself.
- Yavaşla.
You have to pace yourself.
Kıçınızı kaldırmalısınız
Pace yourself, sweetheart.
Kendini dinginle, sevgilim.
Pace yourself, send him an e-mail or something.
- Carrie, sakin ol. E-mail gönder.
Pace yourself.
Rahat olmalısın.
You've got to at least try and pace yourself.
Sakin olmaya çalışmalısın, çaylak.
Frank, just pace yourself.
Frank, kendin için konuş.
Trust me, you have to pace yourself and you gotta let us have a life.
Güven bana, kendinizi pace zorunda ve bize hayat izin vermelisin.
Pace yourself.
Doğru dürüst davran.
Pace yourself.
Hızlı gitme.
PACE YOURSELF AND TAKE BREAKS.
Lütfen mola vermekten çekinmeyin.
Better pace yourself.
Temponu ayarlasan iyi edersin.
Honey, pace yourself.
Tatlım, hızlan.
You have to pace yourself.
Hızını ayarlaman gerekli.
- You might wanna pace yourself.
- Biraz gaz kes istersen.
Gotta pace yourself.
Kendini dizginlemelisin.
This is a long passage, so I want you to pace yourself.
Bu uzun bir geçit, hızımızı senin ayarlamanı istiyorum.
- Hey, pace yourself.
- Hey, hızını ayarla.
Exit 11, Henry! Pace yourself!
İşemek için durmazsan Noel'e kadar dönmüş olursun.
The secret to this business is to get a good pace going for yourself.
Bu işin sırrı kendine iyi bir hız ayarlamak.
The question is, Pace : This girl that you have developed impossible feelings for are you going to stand by her in a very Duckie-like fashion or are you gonna let hurt feelings prevent you from being the friend you so innocently purport yourself to be?
İmkânsız duygular beslediğin bu kızın yanında Duckie gibi duracak mısın?
You dry yourself at a snail's pace.
Kağnı gibi yavaş kurulanıyorsun.
You don't have to do it all yourself.
Her şeyi sen halletmek zorunda değilsin, Pace.
You keep going at this pace, you're gonna kill yourself.
Bu hızla devam edersen kendini öldüreceksin.
You gotta pace yourself. Hey.
Hey!