Pate tradutor Turco
258 parallel translation
It's the story of the paté made of lark :
Tarlakuşuyla yapılmış patenin öyküsü gibi.
There's missing a bucket of pickled pigs'feet in vinegar, a ham, and a patà ©.
Bir kurutulmuş domuz bacağı, jambon ve pate kayıp.
Patà ©, a ham, pickled pigs feet and 2,500 rooms!
Bir pate, bir jambon, kurutulmuş domuz bacağı ve 2500 oda.
And don't you let them gobble up that pate before you have any.
Tatlıdan biraz yemeden onların tatlıyı bitirmesine izin verme.
I got that special pate you like.
Burada o sevdiğiniz tatlılardan da var.
If I were you, I'd go easy on the pate, dear - calories.
Senin yerinde olsam biraz az tatlı yerdim, tatlım. Kaloriye dikkat.
Me mouth is like a dry crust, and the sun is that hot, and me pate...
Ağzım kupkuru oldu, güneş de tam tepemde ve konuşmak zor oluyor.
is this the bald pate of the lawyer Fabian?
Bu, dazlak görünen avukat Fabian mı yoksa?
Pate maison?
Pate maison?
You like pate?
Ezme sever misin?
Pate de Dalek a la Mire Beast might be rather palatable!
Belki de biraz Dalek ezmesi Çamur Yaratıkları'na oldukça lezzetli gelebilir.
Some smoked salmon, perhaps, a little assorted pate, a little roast beef, I think.
Biraz tütsülenmiş ton, belki biraz eritilmiş kaşar biraz da az pişmiş biftek.
You speak like those 16th century heretics... that were called, as a matter of fact, pate-liers!
Şu onaltıncı yüzyıldaki kafirler gibi,.. ... ezme-sapkınları gibi konuşuyorsun aslında.
I feel that the body of Christ is in the host... like rabbit in that pate!
İsa'nın bedeninin ekmeğin içinde olduğunu hissediyorum,.. ... tıpkı ezmedeki tavşan gibi.
Or lobster thermidor aux crevettes with mornay sauce Garnished with truffle pate, brandy, and a fried egg on top And spam.
Ya da Mornay soslu, karidesli ıstakoz yer mantarı ezmesi, brendi, yağda yumurta ve konserve jambon garnili.
You haven't tried the pate, have some...
Ezmenin tadına bakmadığına pişman olacaksın... Bunun tadına baksana...
Take this, it's my pate.
Hayır, ezmemi geri ver.
Hey, Francois, drink a little pate.
Hey Francois, biraz pate iç.
- And some pate.
- Ve biraz pate.
Incidentally, he did ask me to say that he does especially recommend the pate tonight.
Bu arada, bu gece... özellikle ezmeyi önerdiğini söylememi istedi.
- I don't want pate.
- Ezme istemiyorum.
You had no pate, either.
Kaz ciğeri ezmesi de almadınız hiç.
Moules marinieres, pate de foie gras, beluga caviar, eggs Benedictine tarte de poireaux, that's leek tart frogs'legs amandine or oeufs de caille Richard Shepherd.
Midye, kaz ciğeri, Beluga havyarı, Benedikten usulü yumurta... tarte de poireaux, yani pırasalı tart... bademli kurbağa bacağı veya ceufs de caille Richard Shepherd var.
- Don't skimp on the pate.
- Ezme de bol kepçeden olsun.
Hey, pâté.
Pate.
Boy, this pâté is really unusual.
Bu pate çok değişik.
I didn't make any...
Pate yapmadım.
lobster pate?
Istakoz kafası?
good pate, too.
Çok da güzel olmuş. İçinde ne var bunun?
I'M GOING TO MAKE PATE.
Çünkü onu etli böreğin üzerine süreceğim.
PATE.
Etli börek.
WAIT, PATE.
Dur, etli börek.
THAT'S PATE.
Etli börek.
I think even strictly vegetarian pate tastes like meat and I can't eat it.
Bence, sebzeli pate bile et tadı veriyor ve yiyemiyorum. Midemi bulandırıyor.
Got everything but paté de foie gras.
Bende herşey bulunur, yeter ki isteyen olsun.
We wouldn't mind a tasty meal of paté de foie and filleted eel.
Fena olmaz leziz yemek, yılan balığı, ciğerli börek.
Take, for instance, a roast with a kind of paté stuffing in natural gravy.
Rosto alın örneğin, doğal soslarla yapılmış bir püreyle birlikte.
- Si, Paté, lamba, paté, lamba, paté, lamba.
Si. Ezme, kuzu, ezme, kuzu, ezme, kuzu.
- Si, si, paté, lamba, paté, lamba.
Si, si. Ezme, kuzu, ezme, kuzu.
And a can of liver paté.
- Konserve ciğer ezmesinden de.
I just thought of the time I went to the supermarket and asked him for some paté de foie gras... and he said,'Yes, yes, we have cans of paté
- Bir keresinde süpermarkete gidip adamdan kaz ciğeri ezmesi istemiştim ve o da bana'Tamam, tamam, bir sürü ciğer ezmemiz var'demişti.
We'll have one Windsor soup, one paté, please.
Bir Windsor çorbası, bir de ezme alacağız, lütfen.
We'd like one Windsor soup and one paté, and then a...
Bir Windsor çorbası ve ezme, sonra da bir...
- One paté.
Biz ezme.
And one paté?
Bir de ezme mi?
So that's one paté, and one Windsor... soup!
Bir ezme... bir de Windsor... çorbası!
Friday, want some coffee, a piece of bread, some paté?
Cuma, kahve ister misin, bir parça ekmek, biraz ezme?
Make sure they have plenty of goose paté, it's marvelous.
Kaz ezmesi koyduklarından emin ol, o harika.
One doesn't have goose paté at a funeral.
Kimse cenaze için kaz ezmesi almaz.
Excuse me, am I just getting you goose paté, or do you have any legal work for me?
Afedersiniz, sadece kaz ezmesi mi alacağım, yoksa benim için yasal işlemleriniz var mı?
making pate.
Yaratıcı bir zeka.