English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ P ] / Probability

Probability tradutor Turco

867 parallel translation
There's a very high probability that she was the co-conspirator.
Muhtemelen suç ortağı olduğu için.
Just a matter of probability calculated by my electronic brain.
Sadece elektronik beynimin hesapladığı olasılık durumu.
And in all probability I'll be very happy to give her to you. Right, sir.
- Tabii, efendim.
He says, "In your Christmas box, will in all probability be the vice presidency of this bank."
"Noel hediyen büyük ihtimalle bu bankanın başkan vekilliğidir" dedi.
Of course, it's a little outside probability,
Muhteşem biraz olasılık dışı.
In all probability you talked yourself into kingdom come.
Her ihtimalde öbür dünyaya gideceğini kendin söyledin
Do you know what the mathematical probability of that is?
Sence bunun matematiksel olasılığı nedir?
Some secret hidden in her past in probability.
Geçmişinde bazı sırlar gizliydi muhtemelen.
And so, in all probability Emily Gaunt dressed in her mistresses finery, went off to some secret tryst.
Ve büyük ihtimalle, Emily Gaunt onun gözde kıyafetini giydi ve gizli bir buluşmaya gitti.
"... And give a molten liquid so that there is a great probability of...
"... ve bir eriyik oluşur, böylece polimerizasyon olasılığı...
Are we supposed to jeopardize the lives of everyone for children who in all probability are already dead?
Muhtemelen ölmüş oldukları halde çocukları kurtaracağız diye... herkesin canını tehlikeye mi atalım?
- In all probability he had his reasons.
- Ama mutlaka kendince nedenleri vardır.
It is quite obvious that you do not understand me and in all probability you never will.
Beni hiç anlamadığınız... ve muhtemelen asla da anlamayacağınız o kadar açık ki.
What isthe probability, what certainty.
Olasılık ve kesinlik. Benim inancım bu.
One : Our hopes of recalling the 843rd Bomb Wing are quickly being reduced to a low probability.
Bir : 843üncü Bombardıman Kanadını geri çağırma umudumuz süratle küçük bir ihtimale dönüşüyor.
Probability. The law of averages.
Olasılıklara, ortalamalar kanununa.
So, it is not merely a question of whether we go off in a vain search for food and in all probability starve to death. We face death now.
Yani yiyecek aramaya çıkıp açlıktan öleceğimize ölümle şimdi yüzleşelim.
- The law of probability, Kiley?
- Olasılık kanunu mu Kiley?
The law of probability is against me.
O kanun bana karşı.
They are, in all probability, lost... and just as short of water as we are.
Onlar da büyük olasılıkla kaybolmuştur... ve bizim gibi suları azdır..
What defies probability is that none of them had a rational explanation for quitting.
Olasılık kanunlarına karşı gelen şeyse hiçbirinin ayrılmak için mantıklı bir sebebi yoktu.
In this galaxy, there's a mathematical probability of 3 million Earth-type planets.
Bu galakside, bir matematiksel olasılık var üç milyon dünya tipi gezegen arasından.
The probability is, he's responsible for the destruction of the Antares, which would indicate a total disregard for human life.
Antares'e olanlardan sorumlu olma ihtimali var, bu da insan hayatına değer vermediğinin bir işareti.
- Ninety-eight percent probability.
- Ses kopyalayıcı? - % 98 olasılık var.
Computer probability projections are useless due to insufficient data.
Yeterli veri olmaması nedeniyle, bilgisayarların olasılık tahminleri yararsız.
Potential gain divided by probability.
Olası kâr bölü olasılık.
With your hypothesis B, though the probability is slight, the possible gain is infinite.
B hipotezinin olasılığı az olmasına rağmen, olası kârı sonsuz oluyor.
"Unless the probability of salvation is nil, since infinity times zero equals zero."
"Sonsuz çarpı sıfır eşittir sıfır olduğu sürece, kurtulma olasılığı sıfırdır."
Yes, if I believe there's any probability and that the gain is infinite.
Bir ihtimal olduğunu düşünüyorsan kârın sonsuza çıkıyor.
But you must face the probability... that he's dead now.
Ama, onun şimdi ölmüş olabileceği ihtimaliyle yüzleşmelisiniz.
Strong probability...
Büyük ihtimalle...
Repeat, strong probability exists that passenger DO Guerrero, seat assignment 23-A, may have an explosive device in attaché-type briefcase.
Tekrar ediyorum, büyük ihtimalle 23-A numaralı koltuktaki DO Guerrero adlı yolcunun bond tipi çantasında patlayıcı madde olabilir.
Based on the revolutionary law of probability, this machine will tell us the precise location of the three remaining Golden Tickets.
Devrimsel olasılık yasası temeline dayandırılmış bu makine bize kalan 3 Altın Bilet'in kesin yerini söyleyecek.
out of those round, brown straw mats that the teapot goes on, because in all probability, I'm still talking and what you heard was a pause.
Çünkü büyük ihtimalle ben hala konuşuyorumdur ve sizin duyduğunuz sadece estir.
In all probability, the hearing in your left ear won't come back.
Muhtemelen sol kulağının duyma yetisi geri gelmeyecek.
Well, I show a 95 % probability of intelligent life in the Horsehead Nebula sector.
"At kafası" nebula bölgesinde, zeki canlıların bulunma ihtimali % 95.
Remember when Commander Powell found that 99 plus probability of intelligent life in the Magellanic Cloud?
Unutma, Komutan Powell, Magellan bulutunda % 99 ihtimalle zeki canlıların bulunduğunu tespit etmişti.
An unstable planet. 85 % probability of an unstable planet in the Veil Nebula that will probably go off its orbit and hit a star.
Veil nebulasında % 95 ihtimalle dengesiz bir gezegen var, belki de yörüngesine girer gezegeni vururuz.
Definite 99 % plus probability that the planet will deviate from her normal orbit in another 12,000 rotations.
Bu da, bu gezegenin normal yörüngeden ayrılıp, 12000'lik devre çıkma olasılığının kuvvetle muhtemel % 99 olduğunu gösteriyor.
But I am following through on Dr Adams'theories and probability curves.
Ama ben Dr. Adams'ın düzenlediği olasılık eğrileri ve teorilerinin gereğini yapıyorum.
Now, these express elevators can be activated by fire, and with the probability of short circuits, the cars might stop on the floor where the fire is.
Bu ekspres asansörler yangından etkilenebilirler. Kısa devre olasılığı sonucunda, asansör yangının olduğu katta durabilir.
The Takaguchi horse and lance are now programmed for combat with a plus 10 probability of victory on the first pass.
Takaguchi'nin atı ve mızrağı ilk geçişte % 10 üstü bir kazanma olasıIığı ile düello için programlanıyor.
All our probability studies indicate that if left alone, you'll destroy much of this planet before the end of the decade.
Tüm olasıIık hesaplarımız gösterdi ki kendi başınıza bırakıIırsanız yüzyıI bitmeden bu gezegenin büyük bir bölümünü yok edeceksiniz.
Well, the probability factor of 24 top-brass communists dying almost simultaneously is, give or take a point or two just under a billion to one.
24 kökten komünistin peş peşe ölüm ihtimali oranı aşağı yukarı, bir iki puan oynayarak sadece milyarda bir.
The probability factor of their being anything except Sov-bloc agents is 33 to 1.
Sovyet bloğuna ait ajan olabilme ihtimalleri 33'e 1.
Every question of life and death is a probability until the outcome.
Yaşam ve ölüm meydana gelene kadar bir olasılıktır.
- It's probability and outcome.
- Olasılık ve netice. Bunu bilmiyordum.
Say there's a probability that some guy's going to die.
Diyelim ki bir adamın ölme olasılığı var.
Especially things like probability.
Özellikle olasılık gibi şeylerde.
Probability of survival in a century less than 1 %.
Belki de, bir yüzyıllık bir kurtuluş.. yüzde 1 den az..
Probability of survival over a century, here also less than I %.
Burada da bir yüzyılda kurtuluş ümidi... yüzde 1 den az...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]