English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ P ] / Probable cause

Probable cause tradutor Turco

484 parallel translation
Look, you know I can't go in there without probable cause or a warrant.
Bak, oraya geçerli bir sebep ya da izin olmadan giremeyeceğimizi biliyorsun.
Do you have probable cause?
Affedersiniz, siz J.T. Lancer misiniz?
I believe that the search in question... would be found by any appellate court... to be without probable cause.
Bahsi geçen arama, hiçbir temyiz mahkemesinde geçerli sayılmayacaktır.
The search was illegal because Inspector Callahan and this is an old story did not have sufficient probable cause for detaining Mr. Hawkins.
Arama yasal değil, çünkü Müfettiş Callahan'ın, ki bu eski bir hikaye Bay Hawkins'i tutuklamak için yeterli nedeni yoktu.
- Probable cause.
- Makul sebep.
Without probable cause, it's an illegal search.
Geçerli bir neden olmadan yasadışı arama sayılır.
- Sir we do not search without a warrant or a probable cause.
- Efendim izin çıkartmadan arayamayız. Yada bir neden olmadan.
What more probable cause do you need?
Cesedi bizzat gördük daha nasıl bir neden olacaktı?
And that's what you fellas will probably call the probable cause?
Sizler de muhtemelen sebebin bu olduğuna karar vereceksiniz değil mi?
There's no probable cause for a warrant.
Arama emri için makul sebep yok.
I'm thinking probable cause.
Kafamdan, suç sebepleri geçiyor.
SEE, SHE DIDN'T EVEN HAVE PROBABLE CAUSE.
Al, geçerli bir nedeni bile yok.
PROBABLE CAUSE.
Geçerli neden.
However, I must remind everyone that we are seeking probable cause that a capital crime has been committed.
Ancak herkese hatırlatmak isterim ki ciddi bir suçun işlenmesi için olası nedenleri arıyoruz.
- had insufficient probable cause. In view of the ongoing investigation by the Internal Affairs Division, this review board's ruling is that the shooting was a wrongful action.
İçişleri Bölümü tarafından, soruşturmanın sürdürüldüğünü göz önünde bulunduran, bu denetleme kurulu, şu karara varmıştır ; -
the probable cause affidavit the arrest reports, everything.
İddianameyi... tutuklama raporlarını, her şeyi.
Probable cause of these variations?
Olası nedenleri?
- Probable cause?
- Olası nedeni?
Probable cause, repeated blows to the back of the head... by a blunt, obtuse-angled object.
Muhtemel sebebi, başın arkasına indirilen seri darbeler. Küt, geniş, köşeli bir nesneyle vurulmuş.
- You don't have probable cause.
- Geçerli bir nedenin bile yok.
Therefore, with probable cause, you applied for a warrant.
- Gerekirse diye arama izni de aldınız.
What I got is probable cause.
Bu olayda bir numaralı şüpheli sensin.
- We need a warrant. - We got probable cause.
- Arama emrine ihtiyacımız var.
Get a man down on the ground with no probable cause.
Ortada bir şey yokken bir adama diz çöktürmenin hesabını verirsiniz.
These guys don't have any probable cause.
Bunların muhtemelen bir amaçları bile yok.
That lightning is the most probable cause of death.
Büyük ihtimalle ölüm nedeni, üzerine yıldırım düşmesidir.
You know this pipe constitutes probable cause, so we're gonna have to take a look inside your motel room.
Biliyorsun bu pipo bir suç teşkil ediyor bu yüzden moteldeki odana bir göz atacağız.
If anybody calls for a definition of "probable cause", "reasonable suspicion" "stop and search", you look it up and fax it to him in three minutes, or your ass is mine.
Biri "makul şüphenin tayini" "makul şüphe" nin anlamı nedir diye ararsa anlamına bakıp ve üç dakika içinde faks çekmezseniz çıranızı yakarım.
Probable cause.
Muhtemel zanlı.
Look, I think she's gonna testify at the probable cause hearing.
Bak, bence makul sebep duruşmasında tanıklık yapacak.
- You may not make probable cause, Jean.
Makul sebep bile yapamayabilirsin Jean.
- At the probable cause hearing.
Evet. Makul sebep duruşmasında.
- I'll also seek a probable cause hearing.
- Makul sebep duruşması da istiyorum.
He's out, pending appeal on the probable cause issue.
Makul sebepteki meseleden temyiz için bekliyor.
Seems to me you could've brought probable cause or motions to suppress.
Makul sebep ya da bastırma talebi yapabilirdin gibi geliyor bana.
Move for a probable cause hearing.
Makul sebep duruşması talebi.
- Probable cause tomorrow at 11 : 00.
- Makul sebep, yarın saat 11 : 00.
Even if you make probable cause, you won't get by a suppression.
Makul sebep bulsan bile bastırmadan kurtulamazsın.
I'm finding probable cause subject to defendant's motion to suppress.
Davalının bastırma talebi için makul sebep buluyorum.
Probable cause of death...
Muhtemel ölüm sebebi -
The truth is Mr. Wingate has been held for nearly two days on a probable cause on another matter.
Gerçek Bay Wingate iki gün boyunca sebepsiz yere başka bir kimlik kullanmıştır.
You ever hear of probable cause?
"Makul sebep" diye bir şey duydun mu?
probable cause that you federal types do.
muhtemelen siz federallerin vardır.
Tbe searcb was illegal because Inspector CaIIaban and tbls is an old story did not bave sufficient, probable cause.
Araştırma yasal değildi... çünkü Detektif Callahan... her zaman olduğu gibi... yeterli gerekçeye sahip değildi.
I will move for a probable cause.
Makul sebep için harekete geçeceğim.
Defense seeks an immediate probable cause hearing.
Savunma derhal bir makul sebep duruşması talep ediyor.
Probable cause, uh... two o'clock?
Makul sebep, a, saat ikide?
Um, actually, I have a probable cause hearing.
Im, aslında, bir makul sebep duruşmam var.
Your Honor, we move for an immediate probable cause hearing. Two o'clock.
Sayın Yargıç, hemen, bir muhtemel sonuç duruşması yapılmasını talep ediyoruz.
Why didn't you ask for a probable-cause hearing?
Neden makul sebep duruşması istemedin?
Second, a probable-cause hearing or constitutional challenge would be so futile...
İkincisi, makul sebep duruşması veya anayasal zorlama çok beyhude olurdu...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]