Proudly tradutor Turco
588 parallel translation
And proudly waving the red flag of victory, without a single shot, the rebellious battleship passed through the rows of the squadron.
Ve zaferin kızıl bayrağı tek bir el ateş edilmeden gururla dalgalanıyordu. Potemkin süvarilerin önünden geçip gidiyordu.
And I know that just as you serve this Germany proudly... all of Germany today will see its sons marching in you with proud joy!
Ve biliyorum ki sizler Almanya'ya gururla hizmet ediyorsunuz Bugün, Almanya'nın tümü oğullarının gururla yürüdüğünü görecek!
You can face the world proudly, but what has it done for you?
Gururla dünyayla yüzleşebilirsin ama bak sana ne yaptı?
And proudly above Waves the red, white, and blue
Hemen yukarıda Bayrağın kırmızı, beyaz ve mavisi
You're talking very proudly yourself.
Sen de fazla kibirli konuşuyorsun.
I call you brothers and proudly acknowledge you as such.
Size kardeşim olarak seslenmekten gurur duyarım.
It's just the two of us living our lives together, happily and proudly.
Aşk, ikimizin hayatlarını beraber olarak mutlu ve gururlu bir şekilde yaşamamızdır.
And instead of that, I have to watch you stamping around proudly... like Sitting Bull in a new blanket... breathing through your nose while we both starve to death.
Ama bunu yerine ikimiz açlıktan ölürken senin yeni şiltesinde oturmuş burnundan soluyan Oturan Boğa gibi gurur yapmanı izlemek durumunda kalıyorum. - Teşekkür ederim.
So proudly ring out...
Gururla yankılanın
- You said that proudly.
- Bunu gururla söyledin. - Öyle mi yaptım?
Proudly, with his bow and arrows
Gururla, yayıyla ve oklarıyla.
You have to walk proudly with your chin up high.
Çenen yukarda gururla dik bir şekilde yürümek zorundasın.
after forcing me to yield to him, proudly announced that he was the infamous Tajomaru,
beni kendisine teslim olmaya zorladıktan sonra, gururla kendisinin namlı haydut Tajomaru olduğunu söyledi,
Still waving proudly to a parade which had long since passed her by.
Önünden uzun zaman önce geçen bir resmi geçide el sallıyordu.
The greatest show on earth proudly presents the most sensational flying acts of all time,
Dünyanın en büyük gösterisi, Tüm zamanların en muhteşem trapez gösterisini gururla sunar
Looks she proudly down.
# Tepeden bakıyor gururla. #
Old man crab clicks his nippers proudly,
# İhtiyar berber gururla yengecin kıskaçlarını çıtlatır
And now the feature attraction of our all-new Four-D Follies, the Hot Box proudly presents Miss Adelaide and her Debutantes.
Şimdi de, yeni dansçılarımızın gösterisine geldi sıra. Hot Box, Bayan Adelaide'ı ve yeni dansçılarını gururla sunar.
When other babes giggled and gurgled and wiggled I proudly was loudly forlorn!
Diğer bebekler kıkırdayıp aguladığında ben gururla kimsesizliği haykırdım.
And I proudly accept your terms.
Ve ben gururla şartlarınızı kabul ediyorum.
Now, for I know the Tudor Richmond... aims at young Elizabeth, my brother's daughter... and, by that knot, looks proudly on the crown... to her go I...
Şimdi, biliyorum ki o Tudor Richmond'ın gözü ağabeyimin kızı Elizabeth'te. Bu birleşmeyle tacı ele geçirmeye hevesleniyor.
- I'll wear this gun proudly for you, Dad.
- Bunu gururla taşıyacağım, Baba.
I proudly dedicate to you the latest hybrid iris of our horticultural laboratory the Oonus fraoratorum.
Bahçıvanlık laboratuarımızın son melez süsen çiçeğini gururla size ithaf ediyorum. Oonus fraoratorum.
Now I can proudly tell everybody :
Artık gururla herkese söyleyebilirim :
People of Shimoda do this for you... so you enter Edo proudly.
Edo'ya gururla giresiniz diye Shimoda halkı bunu sizin için yapıyor.
Even while they obeyed the will of Caesar the people clung proudly to their ancient heritage always remembering the promise of their prophets that one day there would be born among them a redeemer to bring them salvation and perfect freedom.
Halk, Sezar'a itaat ederken bile atalarının mirasına gururla sarılıyordu. Bir gün aralarından çıkacak bir kurtarıcının onlara dirlik ve tam özgürlük getireceğine dair peygamberlerinin verdiği sözü hep hatırlayarak.
From the world's greatest library of film classics, we proudly present Greta Garbo, John Barrymore Joan Crawford, Wallace Beery and Lionel Barrymore in "Grand Hotel".
Klasik filmler kuşağı gururla sunar. "Grand Hotel" adlı filmde Greta Garbo, John Barrymore, Joan Crawford, Wallace Beery ve Lionel Barrymore karşınızda.
You, above all people, should respect the work of slaves and wear it proudly.
Köle emeğine herkesten çok senin saygı duyman ve onu gururla giymen gerekir.
I want it clean so he can once more wear it proudly.
Onu temiz bir şekilde geri istiyorum ki tekrar gururla taşıyabilsin.
"Now, please practice playing pool politely, poorly, proudly."
Lütfen çalış, üç tunç tas has hoşaf.
Chair-woman and I will wear the crown proudly.
Müdiresi ve şerefle kabul ederim.
How proudly.
Büyük bir gurur.
We'll fight proudly for all we believe
İnandığımız değerler uğruna onurumuzla savaşırız
Driffold Cosgood proudly presents his company in a murder drama.
Driffold Cosgood, gururla bir cinayet dramını sunar.
And now we proudly present the star of our show, the nationally syndicated columnist of the New York Daily News, Ed Sullivan.
Şimdi de karşınızda gösterinin yıldızı, New York Daily News'un ulusal sendika üyesi ve köşe yazarı, Ed Sullivan.
Colleagues, I proudly say that we convened again to clarify our ideas and to report the results of one year of research in the context of scientific progress.
Meslektaşlarım, gururluyum. Çünkü fikirlerimizi ortaya koymak bir yıllık bilimsel araştırmalarımızın sonuçlarını tartışmak için toplandık.
If she'd been born a man, you can be sure she would have proudly taken her father's mantle.
Bir erkek olarak doğmuş olsaydı, onun gururla babasının gömleğini alacağına emin olabilirsin.
Apart from that, I'm not one who can walk proudly in the light of day.
Bunun dışında gün ışığında gururla gezebilen biri değilim.
"It's my mom," he said proudly, over and over.
Gururla, "Bu benim annem," deyip durdu.
I proudly dedicate this monument to our appreciation of this great community.
Bu harikulade toplumun minnettarlığının bir göstergesi olan bu muhteşem anıtı sunmaktan onur duyarım.
If they were, if any creature as proudly logical as us, were to have their logic ripped from them as this time does to us...
Vulcanlı olsalardı, bizim kadar mantıklı herhangi bir canlının bu dönemde bize olduğu gibi mantığı akıllarından gitseydi...
And now after this interesting and instructive prologue and as for the saying that we Egyptians, who are the descended from the great Gods, have built things proudly...
"Ve şimdi bu önemli ve bilgilendirici girişten sonra..." ... ve biz Mısırlılar'ın gururla birşeyler inşa ettiğimiz ve Tanrıların soyundan... geldiğimiz söylentisine gelince... Bu bir aşağılama, bir ayıp... saçmalık, gülünç, tamamen aptalca ve başka bir şey değil... demek, rezilce bir şey, Sezar!
Proudly sail the arrow-breasted
Ak göğüslü gururlu denizci..
Tall words, proudly saying : "We the people."
Büyük harflerle, gururla, "Biz insanlar" diyor.
Tonight Channel 8 proudly presents Brigitte Bardot... - Wait!
Bu akşam Channel 8, gururla Brigitte Bardot Jack Palance'ı sunar.
All right, I'll build you a cabin, and I'll give you my name proudly.
Tamam, sana kulübe yapacağım ve gururla soyadımı vereceğim.
Load us into that paddy wagon out there... and we will bear our scars proudly.
Copla bizi. Bizi şu emniyet arabasına tık. Biz de acılara gururla katlanacağız.
I want it clean so that he can again wear it proudly.
Onu temiz bir şekilde geri istiyorum ki tekrar gururla taşıyabilsin.
We have advisors! How many times we proudly said that it was better to err inside the party...
Birçok defa, Parti'nin içindeyken hata yapmanın Parti'nin dışında haklı olmaktan iyi olduğunu gururla söylemiştik.
Circus Circus proudly presents the Flying Palacios!
Sirk Sirki, Uçan Palacio'ları gururla sunar!
She walked down the stairs so proudly.
Merdivenlerden gururla indi.