English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Q ] / Quick

Quick tradutor Turco

29,104 parallel translation
Quick, hide.
Saklan çabuk.
And while you're here, we'll do a quick checkup.
Hazır gelmişken çekap yapalım.
- Quick recess.
- Hızlı ara.
Be quick... I'm about to head into court.
Hızlı olun, mahkeme başlamak üzere.
Thanks to Mickey here, we're preparing to make a quick departure.
Şuradaki sivri zeka sağolsun buradan hızlıca çıkmamız gerekebilir.
We'll make it quick. Um...
Hemen gider, geliriz.
Quick, quick!
- Tamam, Val!
Herschel, your heart just stopped so I'll make this very quick.
Herschel, kalbin durmak üzere o yüzden şunu açıklayayım.
Get a towel - quick!
- Havlu getireceğim. Çabuk getir.
So please be quick.
O yüzden çabuk olun.
So quick to make it HR official.
İnsan kaynaklarına bildirmek konusunda çok hızlılar.
- Mm-hmm. So I'm gonna ask you a quick question.
Sana küçük bir soru soracağım.
That's gonna get old really quick.
- Bu durum çok çabuk eskiyor.
Oh, wow, you're quick.
Vay canına, hızlısın.
Would you like me to take a quick peek?
Hızlıca bir bakmamı ister misin?
Quick in-and-out... we get the Drive, and we go.
Hızlıca girip çıkacağız... sürücüyü alıp gideceğiz.
Make it quick.
Çabuk ol.
I-I just stopped by to say hi real quick.
- Öyle geçerken bir selam vereyim dedim.
Then, we, uh, start taking our clothes off... you know that's quick... two minutes.
Sonra kıyafetlerimizi çıkartıyoruz. Bu biraz hızlı oluyor. 2 dakika falan.
Quick, quick, quick, quick, quick.
Çabuk, çabuk, çabuk.
Quick like a bunny, Lena!
Acele et, Lena!
That was quick.
Çabuk olmuş. Sıkıntı çıkaran oldu mu?
Okay, quick thing.
Kısa bir şey.
Now according to his probation officer, he works at a Quick'N Easy Auto Shine, it's a car wash in Pearl City.
Şartlı tahliye memuruna göre, şu an Hızlı ve Kolay Oto Parlatma'da çalışıyor, Pearl City'de araba yıkama yeri
Blackjack 1, am I imagining things, or did you just pull a quick nose-up with a tight rollback back there?
Blackjack 1, hayal mi görüyorum yoksa az öce sen ufak bir burun kaldırmayla birlikte dar bir geri dönüş mü yaptın?
Quick question.
- Kısa bir soru.
Oh, girls, quick.
Kızlar, çabuk olun!
Quick, quick, just merge!
Çabuk, birleşin hemen!
My daughter. Jesse Quick.
Kızım Jesse Quick oldu.
I need to talk to you about something really quick.
İki saniye bir şey konuşmamız lazım.
The name's Jesse Quick. So...
- Adım Jesse Quick.
Jesse Quick.
Jesse Quick.
Quick to run, quick to fall.
Hızlı koşar, hızlı düşer.
Quick to learn.
Ve hızlı öğrenir.
I said get here quick, but that was... quicker than I expected.
- Çabuk gel demiştim ama beklediğimden de çabuk geldin.
Just make it quick.
Ama çabuk ol.
Really quick.
Hemen söyleyeyim.
Let's make it quick.
Hızlı olsun.
So just a quick forensic workup, like maybe just a quick pass through the gas chromatograph?
O zaman hızlıca gaz kramatografisinde bir adli taramaya ne dersin?
Having quick reflexes is not the only quality in an Olympian.
Yüksek reflekslere sahip olmak sadece olimpiyatçılara ait bir özellik değil.
Feels pretty quick to throw in the towel.
Çabuk pes ettin.
Boy, that was fucking quick.
- Ne çabuk geldiler. - Bu ne be?
You want a quick BJ, Daddy Frank?
Hızlı bir muamele ister misin, Frank Baba?
I promise this'll be quick.
Söz veriyorum kısa olacak.
Quick.
Çabuk.
Make it quick.
Acele et.
Look, um... maybe I could make a quick trip to the little boys'room before we get started with any more questions?
Bak, aa... Belki erkekler tuvaletine ufak bir ziyaret yapabilirim Başka sorulara geçmeden önce?
Anyway, so quick divorce, marriage to Todd, impregnation, divorce from Todd, re-marriage to me, birth.
Hızlı bir boşanma, Todd'la evlilik, hamile kalma Todd'dan boşanma, benimle yeniden evlenme, doğum.
Get in, quick!
Gir içeri, çabuk!
I don't think this vigilante waits on warrants. Quick as you can.
Acele et.
Quick!
- Çabuk!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]