Quietly tradutor Turco
4,055 parallel translation
( quietly ) : Lemon, people are leaving, all right?
Lemon, insanlar gidiyor, tamam mı?
( quietly ) : He is having a crisis of confidence.
Bir özgüven krizi yaşıyor.
She didn't go quietly.
Kendini kolay teslim etmemiş.
And after that, he'd sit quietly in the corner, and when I'd come onstage, he would just... hold up three fingers.
O olaydan sonra artık köşede bir yerde sessizce oturur ben sahneye çıktığımdaysa sadece üç parmağını kaldırırdı.
Or somewhere where I can read quietly.
Ya da sessizce okuyabileceğim bir yer.
( QUIETLY ) POTUS's European visit, the Helsinki agreement...
Başkan'ın Avrupa ziyareti, Helsinki Antlaşması...
Quietly, if you wish.
İsterseniz, ses çıkarmadan gelsin.
What is... ( quietly ) :
Bu ne... Yeminini yazdın mı? Doğaçlama olacağını sanıyordum.
( quietly ) : 'Kay.
İyi eğlenceler.
( quietly ) : Careful.
Sinirli ve yara almış.
I just... need to sit quietly for a few minutes.
Birkaç dakika otursam düzelirim.
Sir, we understand your anger, and we're sorry for your loss, but we want to talk quietly someplace.
- Bayım, öfkenizi anlıyoruz. Kaybınız için üzgünüz ama bunu daha sakin bir yerde konuşmalıyız.
And who is at the center of the strings that were quietly pulled?
Çok sağlam tutulmuş iplerin merkezinde kim var?
He worked there for many years quietly before he was able to weasel his way back into the nation's capital.
Ulusun başkentine tekrar dönene kadar yıllarca orada sessizce çalışmış.
Now, if we can quietly buy up the rest before he can, he won't be able to gain the control he needs.
O alamadan kalan kısmı el altından alırsak ihtiyacı olan kontrolü elde edemeyecektir.
We'd better do this quietly
Son gülen kim olacak dersin?
Quietly.
Sessizce.
We'Il leave quietly.
Sessiz sedasız gideceğiz.
I can still get everyone out quietly and safely.
Hâlâ herkesi sessiz ve güvenli bir şekilde çıkartabilirim.
Will you come along quietly, or will I have to drag your along?
Ya sessizce bizimle gelirsin ya da sürükleyerek götürürüz.
Once they even said that my sweet little murabba sitting quietly above me... needs to be tested in a labl!
Onlar bir seferinde yukarıda sessizce duran murabbam için laboratuara test edilmeye gönderildi, dediler.
Then I'll leave, quietly.
Sonra sessizce gideceğim.
I'll make sure they move quietly.
Onların sessiz bir şekilde hareket edeceklerinden emin olacağım.
Now, just stand here. Quietly.
Burada bekle, sessizce.
I'll go quietly, please.
Sessizce giderim, lütfen.
My staff is saying that.. .. quietly get going from here otherwise we'll thrash you.
Adamlarım diyor ki sessizce buradan git, yoksa dayağı yiyeceksin.
Quietly gulp it down!
- Sessizce için.
He approached quietly
~ Sessizce yaklaşır.
Ben, I am crying very quietly on the inside.
Ben, şu an içimden çok sessizce ağlıyorum.
( QUIETLY ) Yes!
Evet!
( quietly ) : What is it?
Ne oldu?
You quietly heard all his conditions.
Bütün şartlarının karşısında sessiz kaldın.
Crystal's battery light has been on a while, so when it dies, you switch her baby over to manual ventilation calmly and quietly.
Crystal'ın pil ışığı bir süredir yanıyor. Tamamen bittiğinde sakin bir şekilde elle oksijen vermeye başlayacaksın.
- Quietly, quietly.
- Sessizce, sessizce.
( quietly ) :
Tamam, iyi.
What happened to the generation that knew you shut up, did your work, and died quietly from a heart attack?
Çeneni kapayıp, işini yapıp, sessizce kalp krizinden ölmeyi bilen jenerasyona noldu?
It drums quietly in the damp air. The faintly sweet scent of the rain draws Mikasa back into memories of a tragic past.
nemli hava ve yağmurun hafiften tatlı kokusu Mikasa'nın acı geçmişindeki anılarını geri getirir.
My father's allies stand to lose a lot of money, so I need to make those moves very quietly.
Babamın müttefikleri paralarından olacak bu yüzden çok sessizce hareket etmeliyim.
You get this girl, we slip out of here quietly, just the three of us, and my source can get us a safe route.
Sen kızı alırsın, ve üçümüz burdan sessizce tüyebiliriz, sadece üçümüz, ve kaynağım güvenli bir rotadan kaçmamızı sağlar.
- Let's do this quietly.
- Şu işi sessizce halledelim.
Let us do our work quietly, and no one's reputation will be tarnished.
Bırak da işimizi sessizce yapalım, ve kimsenin itibarı zedelenmesin.
We lobby on their behalf, quietly represent their interests here in Washington.
Onların adına kulis yapar, Washington'da sessizce çıkarlarını gözetiriz.
- You want this thing closed quietly?
- Bunun sessizce kapanmasını mı istiyorsun?
You just go quietly.
Başını derde sokmadan buradan defol.
CIA, FBI, Interpol all working in concert to bring in the doubles around the world, quietly.
CIA, FBI ve Interpol aynı anda çalışarak dünyanın her yerindeki dublörleri sessizce topluyorlar.
Quietly.
Sessiz.
Quietly poignant.
- Oldukça dokunaklı.
I said it quietly, because you can...
- Sessizce söyledim hani sen...
SHELBY ( quietly ) :
Dudaklar, dişler, dilin ucu,
No, you can say quietly.
Kesinlikle anlamıyorum.
[quietly] Hey, how are you with kids?
- Çocuklarla aran nasıldır?