Read that tradutor Turco
7,838 parallel translation
I did read that, though.
Yine de okudum işte.
You can read that for yourself.
Kalanını kendi başına da okuyabilirsin.
No decent colored folk even read that silly magazine.
Hiçbir saygın siyahi, o salak dergiyi okumaz.
Yeah, and then we read another thing about preschools where, uh, the one that was all dirt and they play in the dirt all the time - and they raise those turtles. - Yeah, I read that article.
Evet ve sonra ana okulları hakkında başka bir makale okursun orada tozlar içinde ve orada her zaman tozların içinde oynarlar ve onlar kaplumbağa yetiştirirler.
Just read that article I gave you, but you're so sweet.
Sana verdiğim makaleyi oku sadece, ama çok tatlısın.
She read that play perfectly.
Nerede ne yapacağını iyi biliyor gibi.
You can read that without glasses?
- Onu gözlüksüz okuyabiliyor musun?
Now I'll never read that book.
Artık o kitabı hayatta okumam.
That was the 1,000th time I've read that sentence.
Bu cümleyi bininci defa okuyuşumdu bu.
I read that once a man is ordained as a priest, he's always a priest.
Bir kere rahip olduysan her zaman rahipsindir diye okumuştum.
I read that there are two types of exorcisms...
Okuduğuma göre iki çeşit şeytan çıkarma varmış :
There is a bedbug-infested Quran if you want to read that.
Okumak istersen tahta kurusu basmış bir Kur'an var.
All right, all right. Arms and the Man by Bernard Shaw. You read that one before?
Bernard Shaw'ın Arms and the Man kitabını okudun mu?
Damn, I gotta read that shit.
Onu okumalıyım.
They are not gonna read that.
Onları okumayacaklar.
I read that one already.
Onu okumuştum zaten.
Read that in books.
Kitaplarda okudum.
- I have read that. - Oh, really?
- Bunu bir yerde okumuştum.
I've read that somewhere.
Bunu, bir yerlerde okumuştum.
I just read that money as we know it is dead.
Bildiğimiz paranın ömrünün dolduğunu okudum.
You read that in a book?
- Bunu o kitaptan mı öğrendin?
At least that's how I read it.
En azından ben öyle okudum.
It should also read that I crushed it from 2013 to present. So, are we to understand that you did not "crush it" in 2012?
Yani 2012'de işinin rast gitmediği sonucuna mı varmalıyız?
Oh, no. So I read through those notes from that Tim guy, and I ran them past legal.
Tim'den gelen notları okudum ve yasal açıdan baktım.
You're gonna get up, walk out that door, check yourself back into school, study, read Catcher in the Rye, graduate, you get a shot at not ending up back here.
... ayağa kalkacak, bu kapıdan dışarı çıkacak.. ... okuluna geri dönecek.. ... çalışacak, Gönülçelen'i okuyacak..
You just say that because you still can't read.
Bunu söyleyemezsin çünkü hâlâ okuma yazma bilmiyorsun.
I read somewhere that if you're blocked, it means you're writing about the wrong things.
Yanlış bir konu hakkında yazdığın zaman tıkandığını okumuştum bir yerde.
As long as that book is being read, its stories will come to life.
Kitap okunduğu sürece, hikayeler hayata gelecek.
All the stuff that I read.
Okuduğum herkes işte.
I think I read this study, or my husband told me about this study, because we talk about this stuff a lot, that they did for Harvard or something where they said you actually, people with money actually are happier, live marginally happier, and then it kind of plateaus and they're as unhappy as everybody else, but they are a little bit happier.
Sanırım bu çalışmayı okudum ya da kocam bundan bahsetmişti çünkü bu şey hakkında çok fazla konuşuyoruz sanırım Harvard ya da başka bir yer için bu çalışmayı yapmışlardı, diyorlar ki parası olan insanlar az parası olanlara göre daha mutlu yaşıyor ve sonra duraklama dönemine girip diğer herkes kadar mutsuz oluyorlar ama daha fazla mutlu oluyorlar.
There are many books that I am not yet permitted to read.
Henüz okumama müsaade edilmeyen birçok kitap var.
I ran into him in the chem lab, and he gave me this whole list of people to read to understand those confusing points that I was talking about, so...
Kimya laboratuvarında rastlamıştım, kafamı karıştıran bazı noktaları çözebilmem için okumam gereken isimlerin listesini vermişti işte.
But my uncle said before that the first manuscript can be read twice which clears off the first obstacle.
Ama amcam önceden söylemişti taslağın iki kez okunması ilk engeli aştığın anlamına gelirmiş.
After that, the drafts circulates around the room to anyone who wants to read it.
Daha sonra, okumak isteyenler için taslak odada bir çember çizer.
Uncle? That letter... from the native..... I wonder if I might read it?
Dayı yerlinin verdiği şu mektubu okusam olur mu?
I read about that, too.
Onunla ilgili şeyler de okudum.
I'm going to read you the words, and then I'm gonna repeat the first word and you're going to tell me the pair for that word. Okay?
Sana kelimeleri okuyacağım, sonrasında sana ilk kelimeleri tekrarlayacağım, sen de kelimenin eşini söyleyeceksin.
I read the new script and i know that you had some alternate endings that you wanted to discuss so we'll be in the trailer.
Yeni senaryoyu okudum ve senin alternatif sonların olduğunu biliyorum bu yüzden bunları konuşmak istersen biz karavanda olacağız.
That's when you learned to love to read.
Okumayı sevdiği o zaman anladın.
The incredible thing is I make her lunch, I take her to school, I read to her every night, and he spends Sunday and Thursday night with her and that's all I hear about.
Anlayamadığım şey ; kızıma öğle yemeğini ben yapıyorum, okula ben götürüyorum her gece kitap okuyan benim sadece Pazar ve Perşembe gecelerini onunla geçiriyor.
I set aside that whole weekend just to read it.
Tüm hafta sonumu sadece onu okumaya ayıracağım.
But that night, as I tried to read a book, an activity that had heretofore been my favorite, I found myself distracted.
Ama o akşam kitap okumaya çalışırken, o ana dek en sevdiğim aktiviteydi dikkatimin dağıldığını fark ettim.
I bet that girl can't even fucking read.
- Okuması yoktur o kızın kesin.
Like, I read a horrible article this morning about this woman getting stoned in Iran for adultery, and it seriously made me so upset that I've folded this laundry like four times already.
İran'daki bir kadının zina yüzünden taşlandığını okudum bu sabah o kadar üzüldüm ki, bu çamaşırları dördüncü katlayışım falan.
I read over that test.
- Testi gördüm.
Now, I haven't read this yet, but knowing that wacky brain of yours I'm sure it's got to be mad interesting.
Şimdi, bunu henüz okumadım ama senin kaçık beyinli olduğunu bildiğim için aşırı ilgi çekici olduğundan eminim.
I read in a magazine that white food makes you fat.
Bir dergide, beyaz yiyeceklerin insanı şişmanlattığını okumuştum.
Then please... please don't read into something that isn't there, okay?
Lütfen, orada olmayan bir şeyi okuma, olur mu?
I didn't read into it like that.
- Çok dikkatli okumadım.
That's George Read, from Delaware.
Bu George Read, Delaware'den.
I only said that the more time that you spend practicing, the faster you'll be able to read.
- Sadece şunu söyledim. Çalışmaya ne kadar çok vakit ayırırsan okumayı... -... o kadar çabuk çözersin.
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that doesn't seem fair 27
that's my baby 48
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that's good to know 269
that's for sure 889
that doesn't seem fair 27
that's my baby 48
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16