That is so lame tradutor Turco
48 parallel translation
That is so lame, Jerry.
- Bu çok acınası, Jerry.
Oh, man, that is so lame.
Bu çok adice.
That is so lame!
Bu inanılmaz.
That is so lame.
Bu çok berbat.
- That is so lame.
- Bu inanılmaz.
That is so lame.
Bu çok aptalca.
That is so lame.
Bu çok yersiz.
God, that is so lame.
Çok sıkıcı.
Dude, that is so lame.
Ahbap, bu çok aptalca.
- That is so lame.
- Bu kötü
- That is so lame.
- Bu çok sahte.
That is so lame.
Bu çok acınasıca.
Oh, that is so lame.
Oh, amma sakat.
Oh, that is so lame.
Bu çok saçma.
That is so lame.
Hiç olmadı.
That is so lame.
Çok saçma.
Really? that is so lame.
Cidden çok yazık.
That is so lame.
Bu çok zavallıca.
' That is so lame.
- Hiç inandırıcı değil.
That is so lame!
Yazık sana, kıyamam.
That is so lame.
Çok ayıp ya.
- That is so lame.
- Çok saçma oldu.
- That is so lame!
- Bu çok aptalca.
That is so lame.
Bu çok alçakça.
That is so lame!
O çok aptalca!
That is so lame.
Çok boktan.
That is so lame, Jenn.
Bu çok berbat, Jenn.
- Oh, that is so lame.
- Çok yavanmış.
That song is so lame.
Bu şarkı çok kusurlu.
So because a man is old, because he has a few eccentricities, you're ready to put him down like a lame horse, is that it?
Bir adam yaşlı ve birazcık garip diye onu sakat bir at gibi öldürmeye hazırsınız, değil mi?
Is that so hard? How lame are you?
Söylesene bukadar aptalmısın?
How's that possible? This is so lame.
Böyle bir şey nasıl mümkün olabilir?
Oh, Will... that is so... freakin'lame!
Bu çok... s * ktiriboktan!
THAT IS SO LAUGHABLY, SO PATHETICALLY LAME
Bu çok gülünç, zavallıca bir bahane.
I don't have that much, so... I just got in here. Dr. Reid, we think it is lame that you give Keith preferential treatment.
Dr. Reid, Keith'i kayırmanızın yanlış olduğunu düşünüyoruz.
That is so incredibly lame.
Bu inanılmaz kıroca.
Shh... that is so incredibly lame!
Acınacak haldesin!
That is so lame.
Bu çok ezikçe.
That is so much better than my college nickname, "Lame."
Evet. Bu lisedeki takma adımdan çok daha iyi. Sakat.
I am saying that this trip is so lame, I could scream!
Bu tatil o kadar rezil ki kendimi parçalayabilirim diyorum!
Like, for example, the whole Secret-ing thing is so lame. I know. But I'm still envisualizing that check in my mailbox.
Tüm o Secret olayı falan çok saçma biliyorum ama ben hala ilgi duyuyorum.
That's so lame.
Bu çok sakat iş.
It is so lame that you have a personal shirt protector. Okay. Not me.
Bakın benim yok.
Now, April says that young people think the word "committee" is lame, so let's just think of this as a like a super chill, fun e-hangout.
Şimdi, April gençlik komitesini saçma bulduğunu düşünüyor. bunu çok ürpertici olarak düşünmeyelim eğlenceli bir e-mekân gibi.
But from what Dewey told me, this is a target worth hitting, Raylan, so, you know, I'm gonna need you to hook me up with some serious rehabilitation, Raylan, for this lame-ass leg that you, Raylan,
Dewey'nin bana söylediğine göre, bu hedef yakalamaya değer Raylan. Hatırı sayılır derecede payın olan bu boktan bacak için Raylan bana uzun vadeli rehabilitasyon ayarlamanı istiyorum Raylan.
Oh, that's why this is so lame.
Demek ondan sıkıcıymış.
Actually, I got here 20 minutes ago, but I waited in the car'cause being early is lame, and so is telling you that, sorry.
Aslında buraya 20 dakika önce geldim ama arabada bekledim çünkü erken gelmek ezikliktir ve bunu sana söyledim üzgünüm.
that is 2872
that is the question 108
that is not 75
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is weird 91
that is all 319
that is not the point 62
that is good 189
that is the question 108
that is not 75
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is weird 91
that is all 319
that is not the point 62
that is good 189