Red dress tradutor Turco
383 parallel translation
Mrs. Fernandez says she was wearing a red dress.
Bayan Fernandez onun üzerinde kırmızı bir giysi olduğunu söylüyor.
Was your wife still wearing the red dress?
Karınızın üzerinde hala kırmızı giysi mi vardı?
Yesterday, you were wearing a red dress trimmed in black lace.
Dün üstünüzde siyah dantelli kırmızı bir elbise vardı.
A red dress to the Olympus ball?
Olympus Balosunda kırmızı elbise mi?
This is a bright-red dress, but Technicolor is so expensive.
Bu parlak bir kırmızı elbise ama Technicolor çok pahalı.
That red dress of yours fits me just perfect.
Kırmızı elbisen bana tam uyar.
Red dress?
Kırmızı elbise mi?
Jimmy... I buy red dress or black?
Jimmy, kırmızıyı mı, yoksa siyah elbiseyi mi alayım?
Where is my red dress?
Kırmızı elbisem nerede?
The guard didn't identify the girl by name... but she had blond pigtails and was wearing a red dress, he said.
Görevli kızın kim olduğunu tanımamış ama kırmızı elbiseli, örgülü sarı saçlı bir kız olduğunu söyledi.
I'M ONLY INTERESTED IN MY DRESS. I'M SO FED UP WITH GREEN--RED DRESSES,
Kırmızı, mavi, yeşil elbiseden gına geldi!
You remember that red dress, the low - cut one?
Şu kırmızı elbiseyi hatırladınız mı? Dekolte olan.
You liked that red dress, didn't you?
Şu kırmızı elbiseyi beğendiniz, değil mi?
How about the one in the red dress?
Kırmızı elbiseliye ne dersin?
Red dress? Green?
Elbisesi kırmızı mıydı?
"I love my baby with the red dress on."
"I love my baby with the red dress on."
"Yeah, I love you, baby, with your red dress on."
"Yeah, I love you, baby, with your red dress on."
The bags are packed, Madame, and here is your red dress.
Çantalar hazırlandı Madam ve işte kırmızı eteğiniz.
A bright red dress made of silk
Parlak, kırmızı ipekten yapılma bir elbise...
I never did get that red dress
Hiç öyle bir kırmızı elbisem olmadı.
If I had a pretty red dress like yours, I wouldn't cry.
Seninki gibi güzel, kırmızı bir elbisem olsaydı ağlamazdım.
"If I had a pretty red dress like yours... I wouldn't cry."
"Seninki gibi güzel, kırmızı bir elbisem olsaydı ağlamazdım."
If I had a red dress like yours, I wouldn't cry.
Seninki gibi güzel, kırmızı bir elbisem olsaydı ağlamazdım.
Think that lady in the red dress'll go home with me?
Sence şu kırmızılı hanım evime gelir mi?
Landlady, what a fiery red dress you're wearing.
Bayan, üstünüzdeki kırmızı elbise size çok yakışmış.
I'll put on my red dress just to spite Eva.
Eva'ya nispet kırmızı elbisemi giyeceğim.
There was a divine red dress that's absolutely you. "
"Mükemmel kırmızı bir elbise vardı, kesinlikle tam senlik!"
A woman in a red dress, seated there
Kırmızı elbiseli bir kadın, hep şurada oturdu durdu.
Aren't you the one that does that hot, smoky number in the red dress?
Kırmızı elbiseyle o nefis dansı yapan sen miydin?
She's tall with long hair and is wearing a red dress.
Uzun boylu, uzun saçlı ve kırmızı elbiseli bir kız.
A beautiful light, and a beautiful red dress.
Bu kırmızı elbiseyle göz kamaştırıyorsun!
You've left your black shoes on with a red dress.
Kırmızı bir elbisenin altına siyah ayakkabılar giymişsiniz!
You should have brought the red dress.
Kırmızı elbiseyi almalıydın.
Well, there was this girl come along in a red dress -
Kırmızılar giymiş bir kız çıkmış karşısına.
Why don't you dress yourself in red?
Niçin kendin de kırmızılı elbise giymiyorsun?
Dress in red, and you'll be safe.
Kırmızı giyin, böylece güvende olursun.
You're not still mad because I wore this dress instead of the red one, are you?
Yoksa bunun yerine kırmızıyı giymedim diye mi kızgınsın?
I think I'll take my red dress.
Sanırım, kırmızı giysimi giyeceğim.
I am not going to wear the red dress.
Yemin ederim Maxine, beni öyle geriyorsun ki ne yaptığımı bilmiyorum.
He likes to dress in red
Hep kırmızı giyermiş
Don't you remember the other day we were talking about your 100th birthday and who we'd invite and that I'd wear the red silk low cut dress?
Daha geçen gün 100. yaş gününü partiye kimleri davet edeceğimizi ve kırmızı ipekten dekolte kıyafetimi giyeceğimi konuşmamış mıydık?
She was in the red drawing room wearing her white dress... sitting quite still with her head bent... and her hands resting on the table.
Giyinme odasındaydık, beyaz elbisesini giymişti başı öne eğik olarak ve elleri masanın üzerinde sessizce oturuyordu.
I think I'll order a white dress with red stripes.
Sanırım kırmızı çizgili beyaz bir elbise sipariş edeceğim.
Instead of "red ress," I'd like "blue dress."
"Kırmızı elbise" yerine "mavi elbise" olsun.
Then he said, "You wore a simple red summer dress and had long hair down to your waist."
Sonra dedi ki "Üzerinde sade kırmızı bir elbise ve... "... beline kadar uzanan saçların vardı. "
Listen, there's a lady up top - red hair, blue dress.
Dinleyin, Yukarıda bir bayan var - kırmızı saçlı, mavi elbiseli.
I hired a pair of the most vicious killers to dress up as Xian Jun's ghost and as the monster in red in the Lizard Lake using them as a false front to make up a story about a monster seeking revenge
Kertenkele gölü efsanesini canlandırdım. Bu sahte efsane üzerinden... Canavarın intikam arayışı hikayesini uydurdum
When this matter was almost uncovered I asked Visitor from Hell to dress up as monster in red and did away with Ruo Yu
Bu işi de hallettikten sonra, tuttuğum katillerden Kımızılı canavarı...
My red dress!
Kırmızı elbisemi!
It looks better with a little bit of red on the dress
Çeşke bende kırmızı giyinmiş olsaydım!
It's just that I've got more red colour on my dress
Sadece elbisem azıcık kırmızıyla lekelendi
dresses 43
dress 101
dressed 106
dresser 25
dressing 36
dress up 24
dressed like that 34
dressed like this 20
dress 101
dressed 106
dresser 25
dressing 36
dress up 24
dressed like that 34
dressed like this 20