English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ R ] / Reds

Reds tradutor Turco

549 parallel translation
The "Russian Revolution," clash of the colours, the reds and whites.
"Rus Devrimi", renk kontrastı, kırmızılar ve beyazlar.
What is these reds anyway?
Bu kızıllar ne demek?
What is these reds anyway?
- Kızıl ne demek?
- Was it the Reds?
- Kızıllar mı?
They wanted to fight the limeys and the Reds.
Onlar İngilizler ve Kızıllarla savaşmak istedi.
- Reds, don't fight!
- Reds, sen karışma!
Please!
Lütfen Reds!
- Come on, Reds.
- Haydi Reds, eve gidelim.
Please, Reds, come on!
Lütfen Reds, gidelim!
Now tell your old lady I'm shaking down you Reds for 25 grand.
Yaşlı annene söyle, siz Kızıllardan 25 binlik istiyorum.
- The Reds will have all of China soon.
- Kızıllar, yakında bütün Çin'i alacaklar.
Some of the guns you sent to the Reds in China didn't even shoot.
Çin'deki Kızıllar'a gönderdiğin silahların bazıları ateş bile almıyor.
By whom, the whites or the reds?
- Kimler etti, beyazlar mı yoksa kırmızılar mı?
Did the Reds kill the officer?
Kızıllar onu öldürdü mü?
We're the Reds.
Bizler Kızıl Ordu'danız.
The Reds, have they been here, in the aul?
Kızıllar burada, bu ağıldalar mıydı?
So you say there have been no Reds?
Yani burada hiç Kızıl'ın olmadığını mı söylüyorsun?
But neither do I agree with the column, that you smoke marijuana and belong with the Reds.
Ama yine de köşe yazısında, marijuana içen bir komünist olduğunu asla yazmam.
Oh, my God, the Reds!
Tanrım, Kızıllar!
Half by half, the Reds took the elder, and the Whites drafted the junior.
Yarı yarıya, Kızıllar yaşça büyük olanı aldı. Beyazlarda küçük olanı.
The Reds have cut through this bulge and have severed this railhead.
Kırmızılar bu çıkıntıdan geçip demiryoluna ulaştılar.
The, uh - The information we receive from the Reds... through neutral channels is seldom accurate.
Kızıllardan elde ettiğimiz istihbarat güvenilir değil.
- Let's get out of here... before they find those two Reds and start tracking us in the mud.
Onlar çamurda izimizi bulmadan buradan gidelim.
Every time the Reds win a chip here, they raise the ante there.
Kızıllar burada kazandıkları zaman, orada da kazanmış olacaklar.
As long as the Reds hold the crest of the hill, they're in charge.
Tepenin üzerini tuttukları sürece kontrol onlarda.
- The Reds are jamming.
- Çinliler frekansı bozuyor.
The Reds might find some.
Çinliler bulabilir.
I like the reds.
Kırmızıları sevdiğimi?
You know those days when you get the mean reds?
Şu kötü kırmızı günler vardır ya...
The mean reds?
Kötü kırmızı günler mi?
The mean reds are horrible.
Kırmızı günlerse korkunçtur.
But now I call it having the mean reds.
Her ne kadar şu an o kötü kırmızı günler dışında bir hayatım olsa da.
The Reds further south were probably like that too.
Güney uçtaki komünistler de öyle olmalı.
Are you guys Reds?
Siz Kızıl mısınız?
She'd already been worked over by the Reds.
Kızıllar onu haklayacaktı zaten.
Discrimination in the land of the Reds?
Kızıllar sana ayrım yapar mı dersin?
That's how the Reds see it.
Kızıllar duruma bu gözle bakıyor.
I may be forced to hand you over to the Reds.
Seni Kızıllara teslim etmek zorunda bırakma beni.
The reds lost, the black one's here.
Kırmızılar kayıp, siyah da burada.
That's why they call you reds, eh?
Bu yüzden size kızıllar diyorlar herhalde.
- We aren't'reds'.
- Bizler "kızıllar" değiliz.
" The reds are fighting with determination.
" Kızıllar, azimle savaşıyor.
What changed your mind about the Reds?
Kızıllar hakkındaki düşüncelerini değiştiren neydi peki?
Ours, the reds...
Bizim Kızıl Ordu mu, diğeri mi?
First the Reds, then the Whites.
Önce Kızıllar, sonra Beyazlar.
Now the Reds again.
Şimdi yine Kızıllar.
It's not the Reds in the town, it's the Reds in the forest.
Kasabadaki değil, ormandaki Kızıllar.
- Are they all Reds?
- Bunların hepsi Colorado mu?
They're prime Mexican reds. I handpicked them.
Meksika'nın en iyi kırmızı biberleri.
Do you know that the air on the east coast of America is polluted by the Reds?
Mesela, Amerika'nın doğu yakasında ki hava kirliliğinin sebebinin, "kızıllar" olduğunu biliyor musun?
Between 1945 and 1950 the Reds expanded at a rate of 60 square miles per hour.
1945 ve 1950 arasında, kızıllar, saatte 96 kilometre kare hızla yayıldılar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]