Rib tradutor Turco
1,498 parallel translation
You say rib-eye?
Pirzola mı dedin?
My rib eye is excellent.
Biftek nefis olmuş.
The aztec priests would thrust the knife under their victim's rib cage.
Aztek rahipler, bunu kurbanlarının tam göğüs kafesinin altına saplarlarmış.
And for you, there's a rib separator.
Ve senin için, kaburga ayırıcı var.
I found a rib bone.
GÖĞÜS KAFESİ Bir kaburga kemiği buldum.
You like the rib eye.
Sen de pirzolayı.
The one monthly amount includes everything--the filets, the T-bone, the New York cuts, the London broil and the magnificent rib eye.
Bir aylık paket herşeyi içeriyor, filetolar, pirzola New York kesimi, Londra eti ve kaburga kemiği.
And is that your contribution to society, you gassy rib eyes?
Peki bu senin topluma olan katkın mı, seni gazlı şey?
- Rib eyes!
- Koca gözlü!
Rib eyes!
Koca gözlü!
Woo-hoo! Ho! My prime rib's here, hey.
İşte benim butum gelmiş.
First thing I'm gonna eat when we get out of here... is prime rib, mashed potatoes... candied yams, smothered with gravy. Yes.
Buradan çıktıktan sonra yiyeceğim ilk şey... koca bir pirzola, patates püresi... et suyuyla terbiye edilmiş şekerli yer elması.
... prime rib, mashed potatoes, gravy. Everything you want.
... koca bir pirzola, patates püresi, et suyu terbiyeli yer elması.
- Give me a couple of your rib eyes.
- Bana şu kaburgalardan biraz ver.
She's got uh, candles, bottle of chianti, and some rib eyes.
Mumlar, bir şişe kırmızı şarap, ve biraz biftek almış.
Jimmy want a rib Jimmy want a steak
Jimmy bir kaburga ister, Jimmy bir pirzola ister.
You ain't never had real barbecue till you've had JJ's Rib Shack.
JJ'in pirzolasını tatmadan barbekü yedim diyemezsin.
You ain't had nothing till Abdullah's Rib Shop.
Sen hele bir Abdullah'ın pirzolasını dene.
- Prime rib.
- Fırın rosto efendim.
Give that prime rib a push.
Şu rostoyu uzatsana bir zahmet.
There's a piece of prime rib near your foot.
Sağ ayağının yanında bir parça et var diyorum, uzat onu.
I think he cracked my rib.
Sanırım kaburgamı çatlattı.
You do have a cracked rib, though, a hairline fracture, which means it's gonna hurt like hell for a while.
Ama bir kaburgan çatlamış ince bir çatlak ve bir süre çok ağrı yapacak.
Long projections of bone into the rib cartilage suggests we have a male over 60.
60 yaşının üzerinde bir erkek olduğunu öngörüyor.
I'm guessing your bottom rib is cracked, and this contusion at your belly show the colors of the rainbow before it's through with you.
Alt kaburgan kınlmış, karnındaki çürük de geçmeden önce gökkuşağındaki bütün renklere dönecek.
They had to break a rib.
Bir kaburgası kırılmıştı.
Ever since she got a rib taken out a year ago and those horrible collagen lip injections, she's totally washed up.
Bir yıl önce kaburgasını aldırıp o korkunç kollajen dudak iğnelerini yaptırdığından beri, tamamen tükenmişleri oynuyor.
He was using drugs on the day he tried to save Gina, overcompensated, fracturing her rib which punctured her heart and that killed her.
Gina'yı kurtarmaya çalıştığı gün de ilaç kullanıyormuş, aşırı baskı uygulamış ve kaburgasını kırmış o da kalbini delmiş.
Could be a rib.
Kaburga kemiği olabilir.
Besides the laceration, he's got at least one broken rib and a nasty contusion.
Kesiği saymazsak en az bir kaburgası kırılmış. Çok feci de bir çürüğü var.
I want the seven-hour braised rib ready and have Wolfgang start on the lobster mash.
7 saat pişmiş kaburga kemiği hazır olsun ve Wolfgang ıstakoz ezmesine başlasın.
Every rib was marked - vertebra sternal, vertebra costal...
Her kaburga işaretlenmiş - omur sternalı, omur kostalı...
Mamas and the pups feed together, so I'd expect rib cage and smaller bones to be in a concentrated area.
Anneler ve yavrular birlikte besleniyorlar, bu yüzden kaburga kafesi ve küçük kemiklerin kapalı bir alanda bulmayı bekliyordum.
Look at his rib area.
Kaburgalarının bulunduğu bölgeye bak.
We, uh, confirmed our dinner for 7 : 15. We go to Gibsons every second Thursday for the rib eye.
19 : 15'deki yemeğimizi teyit ettik Her ayın ikinci perşembesi Gibsons'ta yemek yeriz.
The bullet to your abdomen pierced your stomach, nicked the bowel, lodged in the posterior rib.
Karnından giren kurşun, mideni ve bağırsaklarını delip geçerek, kaburgalarına saplanmış.
We can... check out that new rib joint
Benim evimin yakınındaki yeni pirzolacıya gidebiliriz.
Could that be from a broken rib?
- Kırık bir kaburgadan olabilir mi?
Push the dummy's rib up against the railing.
Mankenin kaburgalarını balkon demirine yasla. Döndür ve asılı bırak.
push the dummy's rib... the right hand?
Mankenin kaburgalarını... Sağ eliyle mi?
Coughed so violently that he tore apart his abdominal muscles and his rib cartilage.
O kadar şiddetli öksürmüş ki, karın kasları... ve göğüs kıkırdağı parçalanmış. Aslında kendi kanında boğulmuş.
Think I... well, I may have cracked a rib or three.
Sanırım. Bir ya da üç çatlak kaburgam olabilir.
I'll fire up the grill, throw on a couple rib-eyes.
Mangalı yakıp üstüne pirzolaları atarız.
Extremity fractures, rib fractures, spine fracture all consistent with a fall.
Ekstremite kırıkları, kaburga kırıkları, Omurga kırığı, Hepsi de düşme sonucunda oluşmuş.
Now we're eating prime rib, and you're all dolled up.
Şimdi yemekte konuşuyoruz. Ve sen süslenmişsin.
She ordered the prime rib, medium rare.
Başlangıcı düzenli, Cümlesi.
And who had the prime rib?
Aperatifler kimindi acaba?
Rib fractures, swelled chest, fracture of the vault and base of skull.
Kaburga kırıkları, gögüs kafesinde ciddi çökme, Kafa kaidesinde ve kafatasında kırıklar,
You seem like the kind of lunkhead that would get up too soon and inadvertently push a broken rib bone into his spleen. Well, hey, there, sleepyhead.
- Merhaba uykucu.
and, um, I don't know, a couple of rib-eye.
Ben bir düzine sosis ve bir kaç tane de biftek alacağım.
The # 6 rib.
Altıncı kaburga.