Run faster tradutor Turco
395 parallel translation
Just because you can run faster, you don't gotta eat yourself.
Daha hızlı koşuyorsun diye canını sıkma.
I can run faster than Papa now.
Babamdan daha hızlı koşuyorum.
I like a man who can run faster than I can.
Benden hızlı koşan erkek isterim.
You can run faster than Simon, you ought to be able to
Simon'dan daha hızlı koşabilirsin, Bunu yapabiliyor olmalısın. Seni iyi koruyacağız.
- I can't run faster.
- Daha hızlı koşamam.
I should've run faster.
Daha hızlı yürüyebilirdim.
Suppose they meant it makes a watch run faster.
Sanırım saatlerin hızlanmasını ima ettiler.
Does it always make them run faster?
Her zaman hızlandırıyor mu?
Even you can run faster than that pig.
Sen bile o domuzdan daha hızlı koşarsın.
You can run faster than that, come on!
Bundan daha hızlı koşabilirsin, hadi ama!
Then we will run faster!
Daha hızlı koşalım!
He can run faster than a horse, faster than the stone wind that howls through the trees.
Bir attan hızlı koşabilir, Ağaçlar arasında inleyen rüzgardan... bile hızlı koşabilir.
There are many cattle there... but I think we can run faster.
Orada onlardan çok var. Ama, onlardan kaçabiliriz.
Run faster!
İşte böyle, koş, koş! Hadi!
Sir, naturally the rabbit will run faster
Efendim, bir tavşan çok hızlı kaçar.
He can run faster than you can ride!
Senin ata bindiğinden hızlı koşar!
Khromov : [shouting ] Run faster faster! [ Whistling, laughing]
Daha hızlı koş!
I could run faster if they got the water out of there.
Suyu oradan çıkarsalar çok daha hızlı koşabilirim.
Run faster, Julie, run faster.
Daha hızlı Julie, daha hızlı.
Run faster
Daha hızlı.
Go. Run faster
Hadi, daha hızlı.
Run faster!
Daha hızlı koş!
This will make run faster.
Bu daha hızlı koşmanı sağlar.
But if they won't listen to us and make us run... we'll just run faster than them.
Ama bizi dinlemezlerse, kaçmak zorunda kalırsak... onlardan daha hızlı koşarız.
- Run faster! They're after us!
- Daha hızlı, peşimizdeler.
- I can get out and run faster than this!
- Ben bundan hızlı koşarım!
- Mum, run faster!
- Anne daha hızlı koş!
I'm gonna run faster.
Ben daha hızlı koşacağım.
shoes guaranteed to make a kid run faster and jump higher,
hızlı koşmayı ve yükseğe zıplamayı garantileyen ayakkabılar,
Run faster!
Kaçalım.
Well, you run faster with a police dog in your back pocket.
Arkanda bir polis köpeği varken daha hızlı koşuyorsun.
Man, oh, man, them ponies run faster when we go down to Belmont.
Adamım, bu taylar Belmont'dan aşağı inerken daha hızlı gidiyorlar.
Run faster!
Daha hızlı koşmalısın
There's always a man faster on the draw than you are, and the more you use a gun, the sooner you're gonna run into that man.
Her zaman senden daha hizli biri vardir. Silahini ne kadar çok kullanirsan onunla karsilasma sansin o kadar artar.
When she does, she'll run even faster than the others.
Tanıdığı zaman o da peşinden koşacaktır. Hem de herkesten daha hızlı.
NARRATOR : Larry Talman can run no faster than the ship moves.
" Larry Talman geminin süratinden daha fazla koşamaz.
It'Il be faster if we run.
Koşarak daha hızlı gideriz.
How much faster will the clock run?
Saat ne kadar hızlanacak?
Run, run, faster!
Koşun, koşun, daha hızlı!
He drives faster than I run.
Benden hızlı gidiyordu.
But we run faster.
Onlardan kaçabiliriz, dert etmeyin.
Put me another! Faster! Run!
- Bir tane daha getir, çabuk!
You're smaller, and you can run through the bushes a little faster.
Daha küçüksün ve çalılıklardan daha rahat geçersin.
With your help, I think I can run even faster.
Yardımınızla daha da hızlı koşabilirim.
Sybil, I can't run any faster.
Daha hızlı koşamam.
Now run away faster!
Hadi gidin artık!
I ran faster than I've ever run in my entire life.
Ne yaptım zannediyorsun?
First, you push a car faster than my mother drives, then you use ice like other people use Band-Aids, and then you just run through walls.
Annemin araba sürmesinden daha süratli arabayı itiyorsunuz. Başkaları yara bantı kullanırken siz buzla yaranızı iyileştiriyorsunuz. Ve kağıt yırtar gibi duvarlardan geçiyorsunuz.
That dog can sniff faster than I can run!
Bu köpek benim koşabildiğimden daha hızlı koklayabiliyor!
A horse'll run a good second faster out there... than any other track in the country.
Buradaki atlar, ülkenin diğer yerlerdeki atlardan daha iyi koşar.
Winds were high and flames were moving faster than I could run.
Rüzgar çok hızlıydı ve var gücümle koşmama rağmen alevler bana yaklaşıyordu.