Running away tradutor Turco
3,322 parallel translation
No, and I think he would have mentioned a house coming alive and running away.
Hayır, bunun yaşayan ev olduğunu ve buraya kaçtığını düşünüyorum.
Half of that was just me running away.
Yani bir yarım kaçtı.
Running away?
Kaçmak mı?
The reason that you're running away.
Kaçmanın sebebi.
I was running away.
Kaçıyordum.
The only time we saw her male partner was when they were running away.
Erkek olan ortağını ise sadece koşarak kaçarlarken görebildik.
Maybe she was running away from them.
Belki de onlardan kaçıyordu.
Sometimes when your father was yelling at me about, I don't know, spoons or whatever, I had this fantasy of just escaping and running away from it all.
Bazen baban umursamadığım şeyler için bağırırken her şeyden kaçıp gitmenin hayalini kurardım.
Like, actually running away.
Bildiğin kaçıp gitmek isterdim.
I don't think he's simply running away.
Öylesine koştuğunu sanmıyorum.
Are you running away?
Kaçıyor musun?
Running away will make it worse, you hear?
Kaçıp gitmek işleri daha kötü bir hâle getirecek, duydun mu?
Running away will be worse, stay still.
Kaçıp gitmek işleri daha kötü bir hâle getirecek, kıpırdama.
Stay still, running away won't help.
Kıpırdama, kaçman sana yardımcı olmayacak.
So you just go around running away?
Ve bunu ondan kaçarak mı düzelteceksin?
- Running away isn't the answer.
- Kaçmak çözüm değildir.
- Just keep on running away?
- Kaçmamızı sağladı.
Says he saw somebody running away. From that building last night.
Dün gece o binadan kaçarak uzaklaşan birini gördüğünü söylüyor.
Running away is not gonna solve anything.
Kaçmak hiçbir şeyi çözmeyecek.
Why do you keep running away?
- Neden sürekli kaçıyorsun?
No, because she's running away with the circus.
Hayır, sirke kaçtığı için.
I really wanted my independence, but for me, that meant running away and following around the band phish.
Merak etme Cath. Göte yumruk sokma muhabbetlerini arka bahçede yapıyorum. - Adam'ı buraya göndermen lazım.
I don't go clubbing when I'm running away from ghosts.
Hayaletlerden kaçarken gece kulüplerine gidemiyorum.
- Why are you running away from me?
- Neden benden kaçıyorsun?
They are running away from Kenobi.
Kenobi'den kaçıyorlar.
You weren't planning on running away, were you?
Kaçmayı planlamıyorsun, değil mi?
All the men that I've been with... there was a lot of... running away.
Birlikte olduğum erkeklerle yaşadığım ilişkilerin büyük bölümü kaçmaktan ibaretti.
They were running away together.
Beraber kaçıyorlardı.
Y'all are breaking my heart running away like that.
Böyle kaçıp kalbimi kırıyorsunuz.
- She is running away.
- O kaçıyor.
- No! I'm not running away!
- Hayır koşmayacağım.
- You're not running away!
- Sadece sen koşmuyorsun.
Is that why you're running away?
Bu yüzden mi kaçıyordun?
No, we're running away from the killer.
- Hayır, katilden kaçıyoruz.
No running away this time.
Bu sefer firar etmesi gibi bir ihtimal yok.
Matheson's gonna be here, so why are we running away?
Matheson buraya gelecek. Neden kaçıyoruz ki?
Well, witnesses saw her running away from the shooter.
Görgü tanıkları onu ateş eden kişiden kaçarken görmüşler.
Are you running away with me?
- Kaçıyor musun benle?
Read about the legendary Bulgarian Ali... burning down a cinema... ... and running away with Münire!
Sinemayı yakıp Münire'yi kacıran Bulgaryalı Ali'nin destanını yasssiyooo...
and just ended up running away.
ve sadece kaçtı.
All we have is a glimpse of someone running away.
Elimizde olan tek şey, birinin kaçarken ki anlık görüntüsü.
He's more worried about the partner than he is about her running away.
Kadının kaçışından çok, ortağı hakkında endişe duyuyor.
Huh? He's running away from home.
Evden kaçtı.
Why would he call me after running away with $ 400,000?
400.000 dolarla kaçtıktan sonra neden beni arasın ki?
- Would you stop running away?
- Kaçmayı bırakır mısın?
So, you're running away from Max, huh?
Yani Max'ten kaçıyorsun?
[Laughs] He's running away!
Kaçıyor!
So you followed the cops instead of running away from them?
Polisten kaçmak için bir polisin peşine mi takıldın?
I was on a train coming back from the Hong Kong airport, and... and Chris was a boy running away from home.
Hong Kong'dan dönüşte bir tren istasyonundaydım, ve... Chris ise evinden kaçan bir çocuktu.
I keep running, can't get away from it? Yeah.
-... hani hep kaçtığım ama kurtulamadığım.
They were on a track, running in circles, so he could never get away from her.
Yuvarlak bir ray üzerinde yerlerinde sayıp duruyorlardı. Korsanın ondan kurtulma şansı yoktu.
away 568
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away from here 45
away present 49
away from you 37
away party 43
running 198
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away from here 45
away present 49
away from you 37
away party 43
running 198