Say a few words tradutor Turco
841 parallel translation
Vow I'd like to say a few words.
Şimdi sizlere bir iki şey söylemek istiyorum.
Ladies and gentlemen, I'd like to say a few words to you about the proprietor Mr Ruggles.
Bayanlar baylar, işletme sahibi Bay Ruggles hakkında... size birkaç şey söylemek istiyorum.
Won't you say a few words, Mr. Meunier?
Birkaç şey söylemek istemez misiniz Bay Meunier?
All right, I'll say a few words...
Pekâlâ. Birkaç şey söyleyeceğim.
Yes, I'll say a few words.
Evet, birkaç şey söyleyeceğim.
André Jurieux, you must say a few words.
André Jurieux, dinleyicilerimiz için bir şeyler söyleyebilir misiniz?
Would you say a few words, Casy?
Birkaç kelime söyler misin Casy?
Before we attempt to get back to work, I'd like to say a few words.
İşimize geri dönmeden önce bir kaç şey söylemek istiyorum.
I should like to say a few words to General Candy.
General Candy'ye birkaç kelâm etmek isterim.
But before that, I'd like to say a few words.
Ondan önce birkaç şey söylemek istiyorum.
I'm sure Father wishes to say a few words.
Eminim, Peder'in bize söylemek istedikleri vardır.
Now I'd like to say a few words... to the boys and girls of our graduating class.
Şimdi de mezun olan sınıfımıza bir kaç şey söylemek isterim.
Now, gentlemen, before we attempt to go back to work, I should like to say a few words.
Beyler, işe başlamadan önce birkaç şey söylemek istiyorum.
Mr. DeMille, do you mind if I say a few words?
Bay DeMille, birkaç söz söyleyebilir miyim?
We'll try to get Mr. Tatum to say a few words to you when he reaches us.
Yanımıza geldiğinde Bay Tatum ile konuşmaya çalışacağız.
Care to say a few words?
Birkaç kelime söylemek ister misiniz?
Mr. Cordova wants to say a few words.
Bay Cordova'nın bir çift lafı var.
Before you sing for us, I know that your millions of fans everywhere are hoping you'll say a few words to them.
Bize şarkı söylemeden önce, biliyorum ki, milyonlarca hayranınız... onlara birkaç şey söylemenizi bekliyor.
My sister and I both thank you. Would you like to say a few words, sweetheart?
Bir şeyler söylemek ister misin?
May I say a few words?
Birkaç söz söyleyebilir miyim?
There. Would you like to say a few words, Captain?
Birşeyler söylemek istemez misin, Kaptan?
Oh, I would like to say a few words, but... Too much.
- Birkaç kelime söylemek isterdim, ancak...
- Say a few words.
- Düğün başladı, ne yapacağım?
- Uh, care to say a few words about the wedding?
- Nikah hakkında bir şeyler anlatır mısınız?
Your Majesty, say a few words to the American people.
Majeste, Amerikan halkına söyleyecekleriniz var mı?
Your Majesty, won't you say a few words to the American people?
Majeste, Amerikan halkına konuşacak mısınız?
A butler pours you a glass of Royal Crown Whiskey, and with your natural majestic charm you say a few words and drink.
Uşak bardağınıza Royal Crown Viski koyuyor. Natürel majestik cazibenizle iki laf edip içiyorsunuz.
Miss Thornton... the members of the senior class have asked me to say a few words... and, on behalf of them, to present this gift to you.
Bayan Thornton, son sınıf adına bir kaç söz söylemem ve bu hediyeyi size sunmam istendi.
Well. did you say a few words over the boys?
Çocuğun arkasından birkaç güzel söz ettin mi?
I'd like to say a few words to my son. Do you mind?
Müsaadenle oğluma bir kaç şey söylemek istiyorum.
- Would you care to say a few words?
- Bir şey demek ister misiniz?
I'll say a few words.
Ben bir kaç kelam edeceğim.
Mr. Jarrett would like to say a few words.
Bay Jarrett bir kaç şey söylemek istiyor.
Miss Maxine will say a few words.
Bayan Maxine bir kaç şey söyleyecek.
I would like to say a few words, but great joys, Prince, must remain mute.
Ben... bir şeyler söylemek isterdim ama en büyük mutluluk, sessizlik.
I'd like to say a few words if Mr. Stark doesn't mind.
Bay Stark için sorun değilse bir kaç şey söylemek isterim.
I'll just say a few words and then I'll leave it to you.
Sadece kısa bir şey söyleyeceğim. Ondan sonra sana bırakacağım
We should say a few words about Mussolini, instead.
Hep Hitler, Hitler, Hitler. Bir kaç kelime de Mussolini'den bahsedelim.
Our friend Professor Zimmer would like to say a few words
Dostumuz Profesör Zimmer, bir kaç söz söylemek istiyor.
And speaking of words, I'd like to say a few about the injustice... of keeping an innocent man locked up for three months... in such filth and heat and ill-feeding that my chief regret is I didn't try... to pull down the filthy fellow that sits on the throne.
Doğru kelime deyince, adaletsizlikle ilgili bir kaç şey söylemek isterim masum bir adamı üç ay hapis tutmak öylesine pis, soğuk bir yerde aç ve susuz bırakarak. Pişmanlığım şudur ki tahtta oturan aşağılık dostumu indirmeye çalışmamak.
I've a few words to say to you.
Size bir cift sözüm var.
I'm sure Marie Antoinette would like to say a few boring words.
Herhalde Marie Antoinette birkaç sıkıcı söz söylemek isteyecektir.
I've got a few words to say.
Bazı söyleyeceklerim var.
It's funny how much more you can say with a few bars of music than a basketful of words.
Birkaç müzik notasıyla bir yığın sözden daha çok şey ifade edebilmek çok tuhaf.
We never say more than a few words to each other.
Bir kaç kelime haricinde birbirimizle konuşmayız.
I'll say a few words.
Birkaç sözcük söyleyeceğim.
I'm sure Linus has a few words to say.
Eminim Linus'un da söyleyecekleri vardır.
I don't know, say a few nice words about the audience, like, uh...
Bilmiyorum. Seyirciler için birkaç hoş şey söyle... şey gibi, uh, bilmiyorum.
- Ma'am, this here's my boss, and he has a few a choice words to say about your biscuits.
- Hanımefendi, Patronum size çörekleriniz hakkında güzel şeyler söyleyecekti.
But before I fire this shot to start the event, I would like to say a few modest words regarding my stewardship of this great territory.
Fakat etkinliğine silah atışı ile başlamadan önce Vali'si olduğum bu harika eyalet adına söylemek istediğim birkaç şey var.
Got a few words to say to you, two-faced John McCartney.
Sana iki çift lafım var John McCartney.