A few words tradutor Turco
1,808 parallel translation
Well, I should have a few words to say but on reflection what can one say? .
Edecek birkaç lafım olmalıydı ama düşününce insan ne diyebilir?
In related news, the Boston police captain responsible for preventing crimes against children spoke a few words a moment ago, words of comfort.
Benzer haberlerde, çocukların güvenliğini sağlamaktan sorumlu Boston Polis Şefi bir süre önce yaptığı konuşmasında yüreklere su serpti.
Look. Can we all just have a few words in the hallway, please?
Koridorda biraz konuşabilir miyiz, lütfen?
It's just a few words.
Sadece birkaç kelime.
Joe Gundha was a man of considerable faith. So if you wish to say a few words, his burial is at noon tomorrow.
Joe Gundha, inançlı biri sayılırdı, o yüzden bir konuşma yapmak istersen, cenazesi yarın öğleden sonra kaldırılacak.
- And now I believe Dean Strauss has a few words.
Şimdi, Dekan Strauss'un da söyleyecek bir şeyleri var.
Rexxx, a few words for your fans.
Rexxx. Hayranların için birkaç şey söyle.
I think we can survive a few words from Norbit.
Sanırım Norbit'in de bir iki kelime konuşmaya hakkı var.
We... we're not too... too terribly happy about this whole situation, so we've invited Claus who will say a few words.
Hepimiz bu durumdan dolayı hoşnutsuzluk içindeyiz. Bu yüzden bir şeyler söylemesi için Claus'u davet ediyorum.
Um, Ulla, I think there's some people who'd really like to say a few words.
Um, Ulla, sanırım, insanlar sana bir kaç şey söylemek istiyor.
You learned a few words.
Birkaç kelime öğrendin.
- I taught you a few words.
- Bir kaç kelime öğretebildim.
So he'd be pleased that his beloved daughter, Marie, is going to say a few words.
Belki bu yüzden sözü kızına bırakırsam mutlu olacaktır.
Well, I suppose I should say a few words.
Tamam. Sanırım birkaç kelime söylemem gerekiyor.
I'm sure the chief would like to say a few words.
Eminim amirimiz birkaç kelime söz söylemek ister.
A few words, credulity- - Time would do the rest.
Bir kaç laf, biraz saflık... Ve zaman her şeyi halleder.
All right? - Just a few words.
- Sadece birkaç kelime.
Please, sit down. Just a few words.
Sadece birkaç kelime.
Shall we say a few words about Brevin Ericson?
Brevin Ericson için birkaç kelime söyleyelim mi?
Shall we say a few words about love?
Aşk hakkında birkaç kelime söyleyelim mi?
Smasher, say a few words.
Smasher, sen de bir şeyler söyle.
Now, we'll have a few words from Edward's son, Daniel.
Şimdi, Edward'ın oğlu Daniel bize birkaç şey söyleyecek.
I'd like to apologise on behalf of the family for all of the distractions... and that everyone is ready to continue with the service... and Daniel would like to say a few words about his father.
Aile adına yaşanan tüm bu aksilikler için özür dilerim. ... Şimdi herkes tören için hazır olsun. ... Ve Daniel babası hakkında konuşma yapacak.
Fine. Just want to say a few words.
Sadece birkaç kelime konuşacağım.
We'll say a few words later.
Bir ara cenaze konuşmasını yaparız.
Well, I guess we ought to say a few words.
Tamam, Bir kaç söz söylemeliyiz sanırım.
- You want to say a few words?
- Sende bir kaç söz söylemek ister misin?
Mind if I have a few words with him?
Jun Chu'yla biraz laflamamızın bir mahsuru var mıydı?
Just a few words, if I may?
İzin veriseniz, bir kaç kelime edeceğim.
He says a few words.
Bir kaç kelime biliyor.
He will be up here shortly to say a few words.
Bir kaç kelime konuşmak için kısa süre içinde burada olacak.
A few words to those who, not career officers, share our lot and are the majority here, as I see scientists, teachers lawyers...
Aramızda, askerliği meslek olarak seçmemiş ancak görevi bizlerle paylaşmakta olan bir çoğunluk var. Aralarında bilim adamları, öğretmenler, hukukçular, hatta ressam bile var.
And for allowing me to get up here and say a few words about my good friend, Morgan.
Ve bana bir kaç kelime konuşmak üzere izin verdiği için iyi dostum Morgan için.
I have the pleasure of welcoming Charles Saint-Denis, who's honored us with his presence and who will soon say a few words.
Bay Charles Saint-Denis. Bizi varlığıyla onurlandırdı ve kısa bir konuşma yapacak.
I'd like to call on Charles Saint-Denis, who has agreed to say a few words.
Birkaç kelime sarf etmeye söz veren Charles Saint-Denis'i buraya davet ediyorum.
Excuse me. Uh... I'd like to say a few words before we fold up the dining-room table and commence the square dancing.
Afedersiniz, masadan kalkıp, dansa başlamadan ben de birkaç şey söylemek istiyorum.
Before we close this morning's services Deacon Black would like to say a few words.
Bu ayini bitirmeden önce Diyakoz Black bir şeyler söylemek istiyor.
He and Doug were roommates in college... and he has a few words ofhis own he'd like to add to this wonderful ceremony.
O ve Doug kolejde oda arkadaşıymış, söyleyecek birkaç sözü var, bu harika merasimi eklemeyi diledi.
I wanted to share a few words before she passed through the golden doors of Valhalla.
Valhalla'nın altın kapılarından geçmeden önce birkaç şey söylemek istedim.
I was very hopeful that former Sergeant Green might like to say a few words.
Eski Çavuş Green'e çok müteşekkirim. Belki birkaç kelime söylemek ister.
Before you open this, I-I want to say a few words.
Bunu açmadan önce, birkaç kelime etmek istiyorum.
It started with a few words here and there.
Havadan sudan konuşmaya başladık.
In all seriousness, however, I'd like to say a few words.
Bütün ciddiyetimle birkaç söz söylemek isterim.
I've been asked to say a few words today but only a very few, because quite frankly the time for words has drawn to a close and action desperately needs to take its place.
Bugün birkaç şey söylemek için izin istedim. Çok çok az hem de. Çünkü söylenenlerle bir anlaşmaya varılmasının vakti geldi artık.
Now that you're all here, I would like to take a moment to say a few words.
Şimdi hepimiz burada olduğuma göre, Birkaç şey söylemek istiyorum.
From the rare images I was allowed to glimpse, a few uttered words, snippets of information.
"Az bulunan resimlere göz atma iznim vardı..." "... söylenmiş birkaç söz ve bölük pörçük bilgilerle... "
You know he always lets people have a few last words before the firing squad.
İnsanları infaz mangasının önüne koymadan önce birkaç şey söylemesine izin verirler.
He's a man of few words but many followers,
Konuşmayı faza sevmeyen biri, ama müritlerinin sayısı çok fazla.
it could be a few simple words...
Bir kaç basit laf yetebilir...
Now, Randy's sister Sally would like to say a few words.
Umarız Tanrı Randy'nin ruhunu barış içinde istiharata erdirir. Amin! Randy'nin kardeşi Sally kısa bir konuşma yapmak istiyor.
Just a few kind words.
bir kaç ince söz.
a few good men 16
a few minutes later 20
a few hours later 28
a few years ago 208
a few years later 32
a few days later 90
a few months ago 226
a few days ago 217
a few minutes 47
a few days 147
a few minutes later 20
a few hours later 28
a few years ago 208
a few years later 32
a few days later 90
a few months ago 226
a few days ago 217
a few minutes 47
a few days 147