English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / School teacher

School teacher tradutor Turco

1,198 parallel translation
Sweet, suburban school teacher seeks two men to fulfill her wildest fantasies.
Tatlı okul öğretmeni vahşi fantazilerini gerçekleştirecek iki erkek arıyor.
That was a super song! And now, let's hear from the school teacher, Mr. Garrison!
Oh gençler, süper bir parçaydı Ve şimdi öğretmen Bay Garrison'dan... bir parça dinleyelim.
I'm a primary school teacher... unemployed.
Bu borçlarını nasıI ödeyecekler? Cevap vermiyorlar, çünkü onlar da bilmiyorlar.
I'm a primary school teacher too.
Bakın şimdi!
I was listening to that song when my mother came in and told me that my Sunday-school teacher had been killed.
Radyoda bu şarkıyı dinliyordum. O sırada annem gelip bana kilise okulundaki öğretmenimin öldürüldüğünü söyledi.
The same name my Sunday-school teacher called me.
Kilisedeki öğretmenim de bana böyle derdi.
I'm a school teacher.
Ben bi okul öğretmeniyim.
A HIGH SCHOOL TEACHER BACK HOME IN HAZELHURST.
Hazelhurst'ta bir lise öğretmeni.
She's been a third-grade school teacher for the last 33 years!
Son 33 senedir üçüncü sınıf öğretmenliği yapıyor!
Aaron Brown : [On television] Jim Morris is afraid to tell his mother he quit his old job as a high-school teacher for his new one, a relief pitcher in the minor leagues.
Jim Morris annesine söylemeye korkuyordu öğretmenlik mesleğini bıraktığını ve 2. Ligde atıcı olarak oynadığını söylemeye.
I'm a substitute teacher at the local school.
Onizuka!
Teacher Onizuka, as of today.. has resigned from this school
Öğretmen Onizuka, bugünden itibaren bu okuldan istifa etmiştir.
Yeah, a teacher I had in high school.
Evet. Liseden bir öğretmenim.
He's my teacher. - The open road : my school.
Benim öğretmenim o.
- That would be my film teacher at school.
- Okuldaki film öğretmenim.
Yeah, well, the teacher kept me after school, if you get my drift.
Öğretmen derslerden sonra beni okulda tuttu. Çaktın mı?
I'm a sophomore in high school... so what could I possibly have to do with a teacher leaving?
Lise 2 ye gidiyorum... Bu durumda bir öğretmenin gidişiyle ilgili ne gibi bir bağlantım olabilir?
Then we'll get plastered and go over to my stepkids'school for a little parent-teacher conference.
Sonra da içip üvey çocuklarımın veli toplantısına gideriz. Okul mu?
She was a teacher at my school.
Okulumdaki bir öğretmendi.
I'm Ms. Walcott and I will be your English teacher through your tortuous first year of high school.
Ben Ms. Walcott sizin ingilizce ogretmeninizim Lisenin ilk yilinda zorlanabilirsiniz
You can call her Coach Bee. Coach Bee is a teacher at Boonyawat School.
Koç Bee, Boonyawat okulunda öğretmen.
You have a new gym teacher at school?
- Liseye yeni bedenci mi geldi? - Evet Hacı Abi. - Kim?
The gym teacher from the high school. - Haci's up to something again.
Hacı Abi yine bir şeyler çeviriyor ama, hadi bakalım.
Soon after the incident, that teacher left our school.
Bu olaydan sonra öğretmenimiz okuldan ayrıldı
We talked to the teacher who is a witness and it appears a little after 2 pm the two third year girls went to the middle school to feed the rabbits.
Görgü tanığı bir öğretmenle konuştuk, ve görünüşe göre öğleden sonra 2 sularında iki 3. sınıf öğrencisi, tavşanları beslemek için ortaokula gitmişler.
- I'm a teacher. High school English.
Üniversitede İngilizce dersi veriyorum.
We had this teacher at our school,
Okulumuzda bir öğretmen vardı.
Mom, I'm a little behind in school... but not so behind that I don't know who the teacher is.
Anne, okulda biraz geriyim ama o kadar geri değilim öğretmenin kim olduğunu biliyorum. Ne olmuş?
A TEACHER FROM SCHOOL CAME BY AND SHE RAN SOME TESTS WITH MALCOLM.
Okuldan bir öğretmen geldi... ve Malcolm'a bazı testler yaptı.
Miss Mathis, his teacher from school.
Miss Mathis, öğretmeni.
You know about his past, and he was suspended from school for insulting his gym teacher.
Geçmişini biliyorsunuz. Beden eğitimi öğretmenine hakaret ettiği için okuldan uzaklaştırıldı.
Our literature teacher in high school.
Lisede edebiyat öğretmeni yok muydu yahu Afyonlu?
My mother... was... a Russian teacher... in an East German school.
Annem Rusça öğretmeniydi. Bir Doğu Alman okulunda.
This is my Hyacinth I met her at Teacher Sali's evening school
Onunla ilk kez, öğretmen Sali'nin akşam okulunda karşılaşmıştım.
A guy from your grade school told me about your sixth grade teacher, Ogata...
İlkokulda beraber okuduğunuz bir çocuk bana altıncı sınıf öğretmenin Ogata'dan bahsetti...
If this guy becomes a teacher, the North Korean school will change.
Demek istediğim, bu adam Kuzey Kore okulunda öğretmenlik yaparsa her şey değişir
I was a teacher in primary school...
Priştina'da savaş başlamadan önce...
MRS. CARTER WAS MY TEACHER AT MY OLD SCHOOL.
Bayan Carter eski okulumdaki öğretmenimdi.
The teacher and a school's job is to promote a prejudice-free environment.
Bir öğretmen ve okulun görevi, çocuklara önyargısız çevre sağlamaktır.
I'm not comfortable with a school that can see a gifted teacher, a woman who exudes magic, if you will and see fit to discharge her for the benefit of the children.
Bir okulun ; yetenekli ve büyülü bir kadını çocukların yararına diyerek, işten çıkarmayı uygun görmesinden de ben rahatsızım.
You are now dating the teacher's assistant for the university elementary school.
- Çocuklar. Şu anda üniversite ilkokulu için çalışan hoca asistanıyla çıkıyorsun.
Whoever he's dating is a loser who doesn't care he's a teacher... in this ridiculous school making a ridiculous teacher's salary.
Her kiminle çıkıyorsa, zavallının tekidir. Çünkü onun bir öğretmen... olduğunu ve gülünç bir maaş aldığını umursamıyor demektir.
LIZ : Dear Max, it's so horrible and so unjust to pass you in school and have to wonder whether some teacher's gonna call my father.
Sevgili Max, o kadar korkunç ve haksız ki, okulda seni görmezden gelmek ve hangi öğretmenlerin babama haber vereceğini merak etmek.
It was a golden elementary school... with a teacher's lounge that stretched as far as the eye could see.
Altın bir ilköğretim okuluydu, öğretmenler odası gözün görebildiği kadar uzağa gidiyordu.
I'm telling you the truth! I overheard this at the teacher's lounge a moment ago that Jun-sang Kang, over at that science high school, What was it again?
Bazı hocaların Kang Jun-sang'ın popülaritesiyle ilgili konuştuklarını duydum.
This school saw fit to ban the play but the drama teacher thumbed his nose at the school... - and his now rehearsing the play in the community theater.
Okul piyesi yasaklamayı uygun buldu ancak tiyatro hocası burnunu okulun işine soktu ve şimdi cemiyet tiyatrosunda piyes için provalar yapıyor.
I had a math teacher in high school who was sort of my mentor.
Lisedeyken bir nevi akıl hocam olan bir matematik öğretmenim vardı.
You got through Harvard Medical School for your math teacher?
Harvard Tıp Okuluna sırf matematik öğretmenin yüzünden mi gittin?
One of the guys at school, this biology teacher, Terry... - Mmm? - Did you ever meet Terry?
Okuldan biri biyoloji öğretmeni, Terry - Terry'le hiç tanıştın mı?
- Yes, I'm a teacher at Columbine High School.
Columbine Lisesi'nde öğretmenim.
An elementary school suspended a first-grader for pointing a chicken strip at a teacher in the cafeteria.
Bir ilkokul birinci sınıf öğrencisi yemekhanede öğretmenine bir tavuk eti parçası doğrulttuğu için uzaklaştırıldı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]