Scoreboard tradutor Turco
222 parallel translation
Rockets need to get on the scoreboard.
Topa vuruş yapıldı.
Rockets need to get on the scoreboard. It's in the air.
Rockets bu sayıyı almalı.
Time for the Rockets to make one more attempt to get on that scoreboard before halftime.
Rockets için ara olmadan son vuruş şansı.
- What's the scoreboard for?
- Bu skorbord ne için?
- He hasn't filled in the scoreboard.
- Skorbordu doldurmamış.
Well, that's what they got up on the scoreboard, baby.
Hayatın kanunu bu dostum.
I guess I got us on the scoreboard, right?
Sanırım bizim adımıza bir sayı yaptım, değil mi?
But, for the second year in a row, Machine Gun Joe has splattered the scoreboard first.
Ama üstüste iki sene Makineli Tüfek Joe, adını tabelaya ilk yazdıran oluyor.
The Wolverines certainly have to put some points on the scoreboard.
Wolverineler biraz sayı yapmalı.
Then let him look at the scoreboard.
Sonra baksın skor tabelasına.
The boy's head is linked to a scoreboard.
Çocuğun kafası bir çeşit skor tahtasına bağlı.
They are putting the score on the Scoreboard
Tabelaya skoru yazdırdılar.
You know, maybe the scoreboard doesn't say it, but we won that game.
Belki rakamlar öyle söylemiyor olabilir, ama bu maçı biz kazandık.
Either one of you manage to sneak a peak at the scoreboard?
İkinizden biri skorbord'a bakma fırsatı bulabildiniz mi?
There was a scoreboard?
Skorbord mu vardı?
We'll be right back with a check on today's pro football sports scoreboard.
Birazdan günün futbol sonuçlarıyla karşınızda olacağız.
If you put your effort into playing to your potential, to be the best that you can be, I don't care what the scoreboard says at the end, in my book we're gonna be winners.
Eğer bütün çabanızı iyi oynamaya verirseniz sonucun ne olacağı umurumda değil benim için daima kazanan siz olacaksınız.
You can't ban me from the ballpark...'cause my daddy donated that scoreboard.
Beni bu oyun sahasından defedemezsin. Çünkü babam skorbordu takım için hibe etti.
And if you ban me, he just might take that scoreboard away.
Ve eğer sen beni defedersen, o skorbordu geri alabilir.
What do we need a scoreboard for?
Bir skorborda niçin ihtiyacımız olsun ki?
Even the guy running the scoreboard says he was out!
Skorbord'a bakan çocuk bile dışarıda olduğunu söylüyor!
The latest update on the scoreboard :
Son ölüm durumları şöyle :
When you hit one out and that scoreboard lights up, I want you to remember Big Ben.
Sayı yapıldığında, skor tahtasında yanan her ışıkta sizlerden Büyük Ben'i hatırlamanızı istiyorum.
I'd like to read a baseball scoreboard.
Beysbol skorbordu.
Danny, want me to turn the scoreboard lights on?
Danny, skorbordun ışıklarını açmamı ister misin?
You want to see the scoreboard?
Skorbordu görmek ister misin?
The only thing I had to read was a scoreboard.
- Okumam gereken tek şey skor tabelasıydı.
St Matthew's is on the scoreboard.
St Matthews sayıyı buldu.
I look up on the scoreboard -
Skorborda bakıyorum da -
Off the scoreboard... off the floor, off the wall... off the redhead.
Sayı tahtasına yere, duvara kızıl saçlıya.
He told me the scoreboard was programmed by Stanton Electronics.
Skor tablosunun Stanton Elektronik tarafından programlandığını söyledi.
One controlled your scoreboard.
Bir tanesi senin skor tablosu kontrol etti.
I was driving by Polk High today to catch a glimpse of the scoreboard which once proclaimed my glory and fight with the homeless for nickels and guess what sign I saw on the school fence.
Bugün Polk Lisesi'nin önünden geçiyordum. Sayı tahtasına gözüm ilişti. Bir zamanlar zaferimi ilan eden ve evsizlerle beş sentlikler için yaptığım kavgaları.
Anyway, this three-times-a-lady told me that the Kyoto National Bank was buying a new football scoreboard for Polk High.
Neyse, bu şişman kadın bana Kyoto Ulusal Bankası'nın Polk High için yeni bir skorbord aldığını söyledi.
He thinks you're here about the scoreboard.
Skorbord için geldiğini düşünüyor.
The nominating committee wants to dedicate the new Polk High football scoreboard to you, Al.
Oylama komitesi yeni Polk High skorbordunu sana adamaya karar verdi.
But I will not rest until someone else's name is on that scoreboard.
Ama o skorborda başka birinin ismi gelene kadar uyumayacağım.
That scoreboard is mine.
O skorbord benim.
Because I may not have a lot of money or a job I can stand or people I wanna come home to but now I'm going to have a scoreboard that proudly bears my name.
Çünkü, ne çok param var, ne katlanabileceğim bir işim veya evine gitmek istediğim insanlar ama şimdi gururla adımın yazdığı bir skorbord sahibi olacağım.
And when I'm gone, and I hope it's soon you can look up and say, " That fine-looking scoreboard...
Ben gittiğimde, çabuk olmasını diliyorum oraya bakacaksın ve diyeceksin ki :
Now, he earned that lasagne, and you earned that scoreboard.
O lazanyayı aldı, sen de o skorbordu alacaksın.
I'm gonna go out there and get that scoreboard for you and nothing is gonna stand in my way.
Oraya gideceğim ve senin için o skorbordu alacağım ve hiçbir şey bana engel olamaz.
This award is truly a great honor and that's why this scoreboard should be dedicated to someone that is as much a part of Polk High football as these bleachers or that goal post or the low test scores.
Bu ödül gerçekten büyük bir onur bu yüzden bu skorbordun Polk High Spor Kulübü'ne gönül vermiş bir başkasına yani kale gibi, boyalar gibi, düşük puanlı testler gibi.
That's why this scoreboard can only be named after one man.
Bu yüzden bu skorbord sadece bir ismi taşımalı. Bu kişi ise...
Al, your name is on the scoreboard.
Al, ismin skorbord da!
Remember when we hear the cymbal, we blow the scoreboard.
Unutma zili duyduğumuzda skorbordu patlatacağız.
And in other news, hundreds of organizations are claiming credit for the bombing of the Al Bundy scoreboard including the National Organization Of Women the National Organization of Fat Women and the government of France.
Diğer haberler... Yüzlerce dernek Al Bundy Skorbordunun patlatılmasından sonra yardım için kredi talep ediyor. Ulusal Kadın Derneği Ulusal Şişman Kadın Derneği ve Fransız Hükümeti.
If the big man wants a new scoreboard I don't wanna be the one to tell him no.
Eğer patron yeni bir puan tahtası istiyorsa.. ... ona hayır diyen ben olmak istemiyorum.
I gotta show you the scoreboard I made!
Sana yeni skor tablosunu göstereyim!
But I am so tired of Looking up at that scoreboard and seeing that we're behind the Devils again and again and again...
Ama skorborda baktığımda Şeytanlar'ın gerisinde olduğumuzu görmekten bıktım. Tekrar ve tekrar.
You stole the run from us just as if you'd reached up and tore it off the scoreboard!
Bizden bir sayı çaldın! Sanki skorborda uzanıp sayımızı siler gibi çaldın.