Scrap tradutor Turco
1,261 parallel translation
Still got your scrap book? Do not touch them!
Ulan hâlâ kesiyor musun bunları sen ya?
- Not one ant sleeps... until we get every scrap of food... on this island! Just do what he says.
- Bu adadaki tüm... yiyecekler bizim oluncaya kadar... hiçbir karınca uyumayacak!
Today it's scrap metal.
Bugün hurda maden.
Scrap that plan.
O planı unutun.
Scrap the pen knife.
Çakıyı yolla.
When we were in Antarctica... we were very conscientious about not leaving any scrap... of waste.
Antartika'da iken... Geride hiç bir çöp bırakmamak konusunda oldukça... vicdanlıydık.
Thanks for the scrap, Floyd.
Hurda için sağol, Floyd.
You'd be surprised how many people wanna steal scrap.
Kaç insanın hurda çalmaya kalktığını duysan şaşırırsın.
Scrap and art.
Hurda ve sanat.
If you gotta eat one of them, eat the scrap. What you currently have...
Bunlardan birini yiyeceksen, hurdaları ye.
McCoppin's Scrap, off Culver Road.
McCoppin hurdalığı, Culver Caddesi.
Twelve miles of scrap iron, and all we gotta do is pop it loose.
Yirmi millik hurda demir, ve yapmamız gereken onu çıkarmak.
A little scrap of land off the coast... home to about 400 souls...
Kıyının karşısındaki küçük kara parçası yaklaşık 400 kişinin evi.
And some scrap metal from whatever it was that broke into the lab.
Fakat, şef. Claw olayı benim işimdi. Sen otoyol görevine geri dön.
You're to tell the world there's not a scrap of food in the house. There's not a lump of coal for the fire. There's not even a drop of milk for the baby's bottle.
Ve onlara de ki, evde yiyecek bir lokma ekmek, ocağa atacak bir parça kömür, hatta bebeğe içirecek bir damla süt bile yok.
There's not a scrap offood in the house.
Evde bir lokma yiyecek yok
A little scrap of land off the coast... home to about 400 souls...
Maine açıklarında ve son nüfus sayımına göre 400 kişinin yaşadığı küçük bir ada.
Smith Kennels Table Scrap Snacks - the healthy alternative.
Smith Kennel'in atıştırmalık mamaları. Güzel bir alternatif.
I think we should scrap it.
Bence atalım.
How many people think we should scrap the P-31?
Kaç kişi P-31'leri atmamız gerektiğini düşünüyor?
Barely a handful had even a scrap of French.
O da, bir kaç Fransız döküntüsünün ellerinden çıkma.
You know, you'd really be better off just letting me take it for scrap.
Biliyorsun bunu bana hurda niyetine bıraksan çok daha iyi edersin.
I'm not wearing a scrap,
Hiç bir şey giymiyorum.
- At a scrap yard?
- Hurdalıkta mı?
Police traced the call to a scrap yard north of the city.
Polis aramanın yerini buldu, şehrin kuzeyindeki hurdalıktalar.
One little old piece of tinfoil ain't gonna win no scrap drive.
O küçük parçayla hurda demir bulamayız.
Hey, I got three stomachs cut me some scrap
Benim üç midem var. Biraz anlayış gösterin bana!
My brave little robotic partner had been blasted... into a pile of trillium carbonic scrap.
Küçük cesur robot ortağım bir patlama sonrasına atomlarına ayrılmıştı.
Yeah, it'll be your issue when they rip you apart and sell you for scrap.
Ama etkilediği insanlardan biri seni parçalarına ayırabilir.
We gonna scrap for ours, so fuck it.
Birbirimiz için dövüşürüz, o yüzden siktirsin.
I told you, motherfucker, we scrap for ours!
Sana söylemiştim, orospu çocuğu, biz birbirimizin kıçını kollarız!
I don't feel like a negligible little scrap... floating around in some kind of empty void With no sense of connected-ness to anything... around me except by virtue of whatever little philosophies I can scrape together on my own
Kendimi hiçbirşey ile bağlantısı olmadan boşlukta uçan... değersiz bir kağıt parçası gibi hissetmekten... etrafından topladığı küçük felsefeler sayesinde kurtulan biri gibi görmüyorum.
There's not a scrap of food in the joint.
Atıştıracak ve yiyecek bir şey yok.
That worthless scrap of shit? Yeah, okay. Maybe it's time for your friend, the drug-addicted carpet installer.
Tamam, belki senin şu neydi adı uyuşturucu bağımlısı halı döşemecini aramanın zamanı gelmiştir.
Perhaps, in time, the scrap of cambric that I found will tell us.
Bulduğumuz patiska parçası belki zamanla bir şeyler söyler bize.
You wouldn't have a scrap of bread?
- Bir parça ekmeğiniz var mı? - Hayır.
Not even a scrap?
Bir kırıntı da mı yok.
Eating that scrap-crap
# Bu pis şeyleri yemek
It needs to be cut up for the scrap merchant to come.
Hurdacının gelmesi için parçalara ayrılması gerek.
I've spent weeks trying to get a single scrap of information about our mysterious demon collectors and no one bothers to tell me Buffy's dating one of them?
Haftalardır gizemli iblis koleksiyoncularımız hakkında bilgi toplamaya çalışıyorum. Ama kimse Buffy'nin onlardan biriyle çıktığını söylemeye niyetlenmiyor.
See, I think we should probably drop anchor here have a bite to eat, then debate whether or not to scrap this whole mission home.
Bence burada demir atıp yemeğimizi yemeli, ardından eve gidip gitmeme meselesini tartışmalıyız.
You took something that was destined for the scrap heap and turned it into not only a thing of beauty....
Çürüğe çıkacak bir hurdayı alıp çok güzel bir ulaşım aracına dönüştürdün.
You took something that was destined for the scrap heap and turned it not only into a thing of beauty but also a viable mode of transportation.
Çürüğe çıkacak bir hurdayı alıp çok güzel bir ulaşım aracına dönüştürdün. Witter, hadi dostum.
Scrap yard near 95th and Commercial.
Cadde yakınlarında bir yer.
Report any scrap of evidence you discover regarding the fugitives, directly to me.
Kaçaklara yönelik herhangi bir kanıt kırıntısı bulursanız, doğruca bana bildirin.
You expect me to sell out my business partner and best friend of 13 years for a scrap of foam rubber and a few measly shekels?
İş ortağımı ve 13 yıllık arkadaşımı değersiz bir kauçuk için satacağımı mı sanıyorsunuz?
You haven't offered us one scrap of evidence to support your story.
Martin, bize hikayeni destekleyecek tek bir somut delil veremedin.
Scrap it.
Atın onu.
I can't- - I can't scrap it out anymore.
Yapamam- - Bunu parçalayamam.
Scrap heap at 45 in this game.
Bu işte 45 " ine geIince miadın doIar.
Man on TV : then you should try Smith Kennels Table Scrap Snacks.
Hükümet, hayvanların laboratuarlarda kobay olarak kullanılmasının sınırlandırılmasını bugün yasa haline getiriyor. Öyleyse Smith Kennels'in atıştırmalık mamalarını denemelisiniz.