Screw that tradutor Turco
1,437 parallel translation
I asked you to do one simple thing, and you screw that up.
Sen den basit bir şey yapmanı istedim. Sen de onu mahvettin.
Uh, this model has a little screw that pops loose right in the back here.
Bu modellerde arkada tarafta küçük bir vida bulunur.
Oh, screw that. I'm going mañana.
Boşversene onu, ben yarın gidiyorum.
If she doesn't screw that up for me, too.
Tabii o bunu da mahvetmezse.
Don't screw that up.
Onu da mahvetme.
Even old Mack here couldn't screw that up. And he tried.
Yaşlı Mack bile bu işi batıramaz.
Screw that, dude!
Siktir et dostum!
What a bunch of sissies. Screw that, cowards! You guys just watch while I take that Number 2 Head Band
Bana bakın ördek sürüsü, korkaklığı bırakın..... ne pahasına olursa olsun o 2 Numara şeridini alacağım.
Screw that.
Umurumda değil.
Didn't you screw that up enough the first time?
İlkinden yeterince kazık yemedin mi?
What a bunch of sissies. Screw that cowards, you guys just watch while I take that Number Two headband.
Bana bakın ördek sürüsü, korkaklığı bırakın..... ne pahasına olursa olsun o 2 Numara şeridini alacağım.
And if I screw that up, then the whole thing is messed up.
Eğer beceremezsem mahvolacak.
How could you screw that up?
Nasıl bunu berbat ettin?
I'm not gonna let your mom or any of her crazy shit screw that up for me.
Annenin ya da herhangi bir delinin bunu bozmasına izin vermem.
And that's some sad shit. - Screw you, probie. - Hey, hey, hey!
Nefret ettiğin şeyin aynısı olmak istiyorsun.
YEAH, THAT'S RIGHT, BECAUSE I'M THE FAMILY SCREW UP, REMEMBER?
Evet, aynen öyle,... çünkü ben ailenin çatlağıyım, unuttun mu?
I don't think that's a relationship you want to screw around with.
Sanırım bu ilişkiye zarar vermek istemezsiniz.
Even if you were gonna buy one of his tall tale that he's prone to tell, that could screw up my season.
Ona bir peri masalından bir şey teklif etseniz bile bu, tüm sezonumun mahvolmasına neden olabilir.
You wanna know the weird defect you both have that make you screw up like this?
İkinizin de çuvallamasına neden olan tuhaf kusurun ne olduğunu biliyor musunuz?
go screw yourself. that's why.
Git kendini becer. Sebebi bu.
Look, I know that you just think I'm just chuck, your screw-up little brother.
Biliyorum, benim sadece herşeyi berbat eden Chuck olduğumu düşünüyorsun.
JUST THE ONE THAT'S GONNA TAKE YOUR JOB IF YOU SCREW IT UP.
İşi mahvedersen senin yerine geçecek olanı tanıyorsun.
Are you kidding me? You're serious. Screw that.
Ciddi misin ya ben gidiyorum
They'll screw you out of a lot worse than that on the cell block.
Hapse girersen, kendini yakmış olursun.
Do you know what it's like to have an internal voice that tells you what the right thing to do is all of the time and you do it, and it works and you're good at what you do, and then one day it just shuts off? And in that moment there is no voice, and you just have to listen to yourself. And in an instant, in a millisecond, you make a tiny, but crucial mistake and screw up so badly it affects your whole life?
Bir iç sesin olup, her zaman doğru şeyi yaptığını söylemesi ve bunu yaptığında işe yarayıp, işinde başarılı olmana rağmen bir gün, aniden kapanması ve o anda hiç ses kalmayıp kendini dinlemek zorunda kalman ve bir anda bir milisaniye içinde, ufacık olman ve bir hatanın tüm hayatını çok kötü etkilemesi nasıl bir şeydir bilir misiniz?
Before that, I was a bit of a screw-up.
Ondan önce baya bir dağıtmıştım.
You have to assume that not everyone is trying to screw you over.
Sense karşına çıkan herkes seni becerecekmiş gibi düşünüyorsun.
I didn't screw up that trick.
O numarada çuvallamadım.
We never would have been in that car if I didn't screw up.
Eğer işleri batırmasaydım o arabada olmayacaktık.
Oh, screw you.That's funny.
oh, hadi ordan. Gerçekten komikti.
So, okay, what you do... call her up, let her know that you know what she's doing, and she can just go screw herself.
Ne yapacağını söyleyeyim. Onu arayıp "Ne yaptığının farkındayım Allah belanı versin" diyeceksin.
That says screw this whole corporate world
Sözlerimin tümü çok uluslu sirketlere.
- You see on the kickball field... a screw-up like that can put you in a wheelchair.
- Kickball sahasında bunun gibi bir terslik sizi sakat bırakabilir.
I have spoken to a rabbi, who told me that Potiphar slept with young men in order to avoid the temptation of his wife trying to screw Joseph.
Görüştüğüm haham bana : Potiphar'ın, Joseph'ı götürmeye çalışan karısının günahından uzak durmak için genç erkeklerle yattığını söyledi.
Screw me, we do that every day.
Koy gitsin, bunu hergün yapıyoruz nasıl olsa.
I was hilarious. But Brianna kept telling me to be sexier, and she'd screw up her line if I didn't do it that way but she knew it'd get cut.
Hemşireydim ve bana devamlı seksi olduğumu söyleyip durdular, sonra da benim kısmımı çıkarmışlar.
I'm glad you came to me, because... this is exactly the sort of problem that Mommy and Daddy would royally screw up.
Gelip bana sorduğun için memnun oldum, çünkü... annemle babamın da işleri berbat etmesinin... nedeni tam olarak buydu.
Keep running that mouth of yours, I'm gonna take you in the back and screw you.
Böyle konuşmaya devam edersen, içeri götürür bir güzel sikerim, haberin olsun!
That was a screw-up on their end.
Büyük bir hata yaptılar.
- In that case I take a Slow Screw against the wall, and make it a double.
- O zaman biraz alayim gel se sunu duble yap.
Is that why you screw up so many people's lives?
Bu yüzden mi onlarca insanın hayatını mahvettin?
I'm sure it's unintentional, but that could screw you in the long run.
Eminim bilerek yapılmamıştır ama uzun vadede bu sizi batırır.
Everybody said that you would try to screw me.
Herkes beni arkamdan vuracağını söyledi.
That man had a sexual screw loose.
O adamın cinsel contası gevşemiş.
We go in, screw and that's it.
Gidip düzüşürüz hepsi bu.
After that we just met for a screw.
Sonra bir kez seviştik.
I won that money, go screw yourself!
Bu parayı ben kazandım, git kendini söğüşle!
Forget that if you screw up, everyone in the whole world will be laughing at you.
Eğer beceremezsen, dünyadaki herkesin sana güleceğini unut.
Sonny that got a screw loose?
Tahtası eksik olan mı?
Screw your confidentiality, I need that information.
Sokarım sizin gizliliğinize, bu bilgiye ihtiyacım var.
I think there's a certain level of prejudice that this religion, and the people who have hijacked it, have such a disregard for life, that we turn around and say, " If they think so very little of life... and clearly 9 / 11 exemplified that, Screw them!
Bana kalırsa bu dine ve uçak kaçıran insanların hayatı önemsemediklerini düşünerek bizim dönüp "Eğer onlar hayata değer vermiyorlarsa ki 11 Eylül buna açıkça bir örnektir hepsini yok edelim gitsin, ne olursa olsun" dememiz gibi belirli önyargılar mevcut.
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's my best friend 28
that's great work 19
that'll be it 25
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's my best friend 28
that's great work 19
that'll be it 25
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that's my baby 48
that doesn't seem fair 27
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that's good to know 269
that's for sure 889
that's my baby 48
that doesn't seem fair 27
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16