English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Shock

Shock tradutor Turco

8,069 parallel translation
It's just a shock.
- Sadece bir şok.
This is what the top of the shock absorber should look like.
Amortisörün üst kısmı böyle görünmeli.
Now, I can fix the wiring loom, probably fix the shock absorber, but what damage has been caused to all the electrical components?
Kablo demetini ve amortisörü tamir edebilirim ama diğer elektrik bileşenlerinde nasıl bir hasar var?
I had to fix the loom, fix the ECU, and then find some metal, bolt that to the inner wing and reattach the top of the shock absorber to that.
Demeti, ECU'yu tamir etmem gerekti. Sonra da biraz metal bulup onu iç kanada cıvatalamam gerekti. Ve onu da amortisörün üst tarafında bağlamam gerekti.
I was really worried that your father would collapse from shock.
Baban yığılıp kalacak diye korktum.
I think the bag incident was a huge shock to him.
Çanta olayı onu çok sarsmış olmalı.
If it happened because of a light shock or stress, he will be able to regain his memory.
Eğer geçirdiği bir şok ya da stres yüzünden hafıza kaybı yaşıyorsa hafızası tekrar yerine gelebilir.
Also, if he's forced to remember or experience any shock, the doctor said that it would be bad for him.
Ayrıca doktor onu hatırlamaya zorlarsak durumunun daha kötüye gidebileceğini söyledi.
Since you've forgotten your memory, you shouldn't receive too much shock, Dr. Moon said that out of concern.
Hafızanı kaybettiğin için Doktor Moon ani şeyler yaşamaman gerektiğini söyledi.
The shock must have been extreme.
Şok dediğin bunun yanında hafif kalır.
That's when I see them go from shock to relief.
İşte o zaman şok yerini rahatlamaya bırakıyor.
Shock and awe, shock and awe!
Ani ve acımasız bir şekilde işlerini bitirmek!
It's just shock.
Sadece şoke olduğunu.
It's just post-hallucination shock.
Bu şok sadece post-halüsinasyon olduğunu.
Some of the changes may come as a bit of a shock.
Bazıları seni şok edebilir.
One shock at a time, Frank.
Bir seferde bir şok Frank.
I do. But uh... he's in shock right now.
Ama şu an şokta.
You might be in a little bit of shock.
Biraz şokta olabilirsin.
Hey, the police said you blacked out. It's probably from the shock.
Polisler bayıldığını söyledi, muhtemelen şoktandır.
Where did they keep the shock therapy?
Şok tedavisi nerede yapılıyordu?
Igor, shock him again.
Igor, onu tekrar şok.
Shock and awe, baby!
Evet, bebegim!
♪ I swallow his beasts ♪ ♪ I absorb his demons ♪ ♪ like shock therapy ♪
â ™ ª Onun canavarlarını bastırdım â ™ ª â ™ ª Onun şeytanlarını def ettim â ™ ª â ™ ª Şok terapi gibi â ™ ª â ™ ª Gece çıkan Sinek yıldızlarının altında â ™ ª â ™ ª Ben yalnız üşüdüm â ™ ª
Shock, maybe.
Şoka girmiş olabilir.
You're in shock.
- Şoktasın.
She's in shock.
Şoka girmiş.
- Shock?
- Şokta mı?
She was like, "whoa, this is a shock."
Onu aramış olmama çok şaşırdı.
- In shock?
- Şok mu?
To shock women.
Kadınları şoke etmek için.
- Everything was designed to shock.
- Her şey insanları şok etmek için...
Well, this can't shock you, now that Thomas and you have...
Thomas ile evlendiğinize göre böyle şeylere fazla şaşırmazsın artık.
What a shock I got.
O kadar şaşırmıştım ki.
Yeah, you fainted'cause of the shock.
Şoktan dolayı bayıldın.
Why don't you shake the hand that's gonna shock the world.
Dünyayı sarsacak eli neden sıkmıyorsun?
She liked to get people into a comfortable position ..and then shock them.
İnsanları rahat hissettirir ve bir anda şoka sokardı.
Yeah, I think he's in shock right now, you know?
Evet, bence şu anda şokta.
She's in shock.
Şok geçiriyor.
You are in a state of shock and you're not thinking clearly.
Şok halindesiniz ve mantıklı düşünmüyorsunuz.
I THINK WHEN SHE HIT HER HEAD... IT PUT HER IN A LITTLE BIT OF SHOCK.
Sanırım kafasını çarptığında küçük bir şok geçirdi.
I was in shock.
Şoktaydım.
You're trying to shock a guy who has power over electricity?
Elektrik üzerinde hâkimiyeti olan birini şoklamaya mı çalışıyorsun?
Shock.
Şok geçirir.
When she didn't give them the answer they wanted, they'd shock her again.
İstedikleri cevabı alamayınca ona tekrar şok veriyorlardı.
They'd up the voltage and shock her again.
Voltajı yükseltip ona şok veriyorlardı.
This is a great shock to all of us, and it's understandable that people are wounded.
Bu hepimizin aldığı büyük bir darbe. Ve yaralanmış olduğumuz çok açık.
Which, of course, is a shock to all of us.
Bu tabiki hepimiz için bir şok.
Don't get a shock.
- Dikkat et çarpmasın.
And you go through that kind of shock.
Ve geçmesi şok bu tür.
I think I'm in the anaphylactic shock.
Galiba anafilaktik şok içindeyim hâlâ.
Shock-ma-a-lya!
Acayip şok oldum!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]