English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Shockingly

Shockingly tradutor Turco

181 parallel translation
A lecturer's pay is shockingly low
Araştırma görevlilerinin parası son derece düşük.
The intelligence of the specimen is shockingly limited.
Yaratığın zeka seviyesi son derece düşük gözüküyor.
And now this shockingly flagrant breach of contract!
Ve şimdi çirkin ve şok edici bir şekilde kontratı bozdun!
"Some of the pictures are shockingly bad,"
Bazı tablolar berbat ötesi.
I'm behaving shockingly.
Şaşkınlık yaşıyorum.
It appears, Magistrate, that the intelligence of the specimen is shockingly limited.
Örneğin zeka seviyesi şok edici bir şekilde sınırlı.
How shockingly cynical.
Çok küçümseyici.
All the children will revert so shockingly to the ancestral type. - No!
Bütün çocuklar şoke edici bir şekilde atalarına benzeyecekler.
I think he'll be a shockingly bad doctor.
Bence felaket bir doktor olacak.
We are shockingly late.
Çok fena geciktik.
Your triglycerides are way high, and your bad cholesterol is shockingly bad.
Şekeriniz çok yüksek. Ve kolesterolünüz de çok yüksek.
That is shockingly coherent.
Bu şaşırtıcı şekilde mantıklı.
You're shockingly honest.
İnanılmaz derecede dürüstsün.
Shockingly, a lot of people find their methods a little extreme.
Shockingly, çok fazla halk var onların metotları birazcaşırı.
Something shockingly original.
Şok edici orijinal bir şey.
- Your friends were just filling me in on your shockingly sordid romantic history.
- Arkadaşların bana çarpık aşk geçmişini anlatıyorlardı.
I know I must look ludicrous to you with my heaving, and shaking and my shockingly awful normalness.
Her yerim titrerken, büyük bir şok yaşarken sana komik göründüğümü biliyorum.
Shockingly, Daphne's been captured again.
Daphne yeniden kaçırıldı.
- He was shockingly good.
- Şok edici derecede iyiydi.
Well, my date was, shockingly enough, fine.
Randevum da iyi geçti. Randevumu nereden biliyorsun?
Listen, Perry, shockingly, I'm not looking to make the permanent move to your bachelor cave over at Swingers Towers.
Dinle, Perry, senin Swingers kulelerindeki bekâr mağarana temelli taşınmayı düşünmüyorum.
Ha ha ha! So, how do I make my shockingly unexpected and triumphant return?
Peki, şok edici, beklenmedik zafer dolu dönüşüm nasıl olacak?
You don't make a shockingly unexpected and triumphant return.
Şok edici, beklenmedik ve zafer dolu bir dönüşün olmayacak. Öleceksin.
You remembered shockingly little of your own speech.
Sen, konuşmanın çok azını hatırlayabildin.
Alas, Mr Corman, shockingly, all your labs have come back and they're negative for everything.
Bay Corman test sonuçlarınız geldi, maalesef her şey negatif.
- You know... shockingly, this isn't making me feel any better.
- Bilirsin... Sok edercesine, bu beni rahatlatmiyor.
For almost half the picture, the girl's mammaries, which are quite large and prominent, are shockingly uncovered.
Filmin neredeyse yarısı boyunca kızın iri ve çarpıcı göğüsleri kabul edilemez bir şekilde açıkta!
We live in a country, in a place, where catastrophes, which are shockingly called acts of God, are more than usually frequent.
Öyle bir ülkede, yerde yaşıyoruz ki felaketler alışılmışın ötesinde.
- Also not shockingly our client practices black arts.
Bizim için sürpriz olmasa gerek, ama müşterimiz Kara Sanatlarla da uğraşıyor.
Is because Sharon might not be able to go to New York with her children... which, shockingly, is more important than our combined ethical egos.
Bu da, şaşırtıcı ama etik egolarımızdan daha önemli.
I put an alarm on this house to keep monsters out... when shockingly, the true monster... was right in front of my face the entire time.
Canavarları uzak tutmak için eve alarm taktırdım... oysa şu işe bakın ki, gerçek canavar... burnumun dibindeymiş.
Time and again, Hammond and SG-1 have demonstrated shockingly poor judgement, placing themselves, the base, this very planet, in jeopardy.
Zaman içinde, Hammond ve SG-1 yerinde olmayan kararlar vererek, kendilerini, üssü, hatta bu gezegeni tehlikeye attılar.
That was shockingly awful.
Bu çok şoke ediciydi.
He'll have to face Vardon and Ray alone, with a night to sleep on the incredible situation in which he so shockingly finds himself.
Heyecan içinde geçirdiği gecenin ardından... Ray ve Vardon'a karşı yalnız başına... mücadele etmesi gerekecek.
To halve the number of children who die before they're five... which is shockingly high, or mothers who die in childbirth... which is heartbreakingly high.
Şok edici şekilde yüksek olan beş yaş altı çocuk ölümlerini... ya da çok üzücü şekilde doğum sırasında ölen anne sayısını... yarıya indirmek gibi.
Shockingly, Mark has friends, and I have some new ones.
Sürpriz olacak ama Mark'ın arkadaşları var. Ben de yeni arkadaşlar edindim.
Shockingly, he turns out to be gay... but I... found a far greater love :
Ama, adam eşcinsel çıktı... ama ben... ondan daha büyük bir sevgi buldum :
Shockingly, for the first time ever, I find myself having to agree with Kavanagh.
Şok edici, ama ilk defa Kavanagh ile aynı fikirdeyim.
I love flowers shockingly.
Çiçekleri çok seviyorum.
Shockingly, no.
Şaşırtıcı bir şekilde hayır.
Keith was shockingly good at pretending to like crappy presents.
Keith, boktan hediyeleri beğeniyormuş gibi davranmakta tuhaf derecede ustaydı.
I listen, I have an actual conversation with people, which, shockingly, does raise the odds they'll be cooperative.
Dinlerim ve insanlarla gerçek konuşma yaparım. Bu şaşılacak şekilde, işbirliği yapma ihtimallerini arttırıyor. Benim söylediğimde bu.
You would inform me of the virus's progress. But I seem to be shockingly cut out of the loop.
Virüs üzerindeki gelişmeleri bana bildirecektin ama görünen o ki, bu işin dışında tutuluyorum.
Shockingly, Lassiter is holding out on us.
Şaşırtıcı bir biçimde Lassiter bize bilgi vermiyor.
It's just so shockingly stupid, I have a hard time believing you did it.
Bu yaptığın şaşılacak kadar salakça ki inanmakta güçlük çektim.
I'm telling you I'm pregnant and you're acting shockingly cavalier.
Her neyse bak sana burada hamileyim diyorum, sen kalkmış ukalalık ediyorsun.
The first is being the means of raising persons of obscure birth into undue distinction, and second, you never see a naval man who is not most shockingly knocked about, exposed as they are to wind and weather till they're simply not fit to be seen.
Birincisi, kökeni belirsiz kişilere uygunsuz saygınlık verip yükselmelerine neden oluyor. İkincisi, fena halde örselenmemiş bir denizciyi asla göremezsiniz, maruz kaldıkları rüzgar ve hava onları yüzlerine bakılamayacak hale getirir.
Yes. I've been obliged to enjoy myself quite shockingly.
Evet, gerçekten aşırı şekilde kendimi eğlenmeye zorladım.
My mother is actually shockingly popular, but, you know, there'll be lots of people, and, well, mostly democrats.
Annem şaşırtıcı bir şekilde popülerdir ama... bir sürü insan olacak ve şey, çoğunlukla demokratlar. Sorun değil, arada kaynarsın.
Yes, you might say it was... shockingly expensive.
Evet, bunların şok edici derecede... pahalı olduklarını da söyleyebilirsin.
... shockingly destructive behavior...
Haydi!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]