So it's okay tradutor Turco
1,974 parallel translation
Okay, so it's coming up on 11 : 00.
Tamam, saat 11 : 00'e yaklaşıyor.
... So we chase it down an alley, right, we got this thing cornered, okay- - and it starts to freak out because it's got nowhere else to go, right?
... Onu dar bir yola kadar kovaladık ve onu tam köşede yakaladık birden korkmaya başladı çünkü gidebileceği bir yer kalmadı.
Okay, so close your hand on that, or it's gonna come away from you, and don't give to me.
Tamam, sıkıca tut şimdi, yoksa elinden kaçırırsın, ve bırakma sakın.
It's violence, but it's funny, so everybody think it's okay.
Hem komik hem de vahşi, Yani kimsenin açısından problem yok.
John, if you care so much about the way it's done, you can do it yourself, okay?
John, nasıl yapılacağına bu kadar dikkat ediyorsan kendi başına yapabilirsin.
Okay, so have you ever had somebody look at you, and it's like they are looking directly into your prefrontal cortex?
- Tamam, birinin sana sanki direk etmoid kemiğin orta kısmının, beyin zarının içine baktığı oldu mu?
Oh so it turns out to true, there's two brothers okay.
Kamu protestoları organize ediyoruz, barışçıl protestolar yapıyoruz, çocukları sokaktan almıyoruz.
Okay, so we know what the V's did and how they did it, but we still don't know why.
Pekala Z'lerin ne yaptığını ve nasıl yaptıklarını biliyorunuz fakata hala neden yaptıklarını bilmiyoruz.
Okay, so it's a little difficult for me to feel sorry for you when the only thing that you have to do is accept the fact that your sweet mother, who loves you, has found someone that makes her happy.
Yani senin üzülmek benim için zor. Senin kabul ediceğin tek gerçek seni çok seven annenin kendisini mutlu eden birisini bulduğudur
Hey, ladies, I moved heaven and earth to get this thing out, okay, so it's going on the finger of a pretty lady.
Hey, bayanlar, bu yüzüğü çıkarmak için yapmadığım şey kalmadı, yani güzel bir hanım bunu benden alsın lütfen.
Okay, look, it's really hard for me to talk about feelings, so if we are gonna talk about this, you have to make a dumb face.
Tamam, bak, duygular hakkında konuşmam oldukça güç, eğer bunu konuşacaksak, Donuk ifadeli olmalısın.
I think I've coughed so hard I've pulled a muscle or something. It's okay.
- O kadar sert öksürdüm ki sanırım bir kası falan çektim.
Okay, so it's possible that I may have overreacted today.
Bugün aşırı tepki vermiş olabilirim.
Okay, my dad's outta town, so it's just gonna be the four of us... me, you, Luke, and Jerry.
Pekâlâ, babam şehir dışında olduğundan, sadece dördümüz olsak yeter... Ben, sen, Luke ve Jerry.
Okay, so the tree is rare in these parts'cause it's at the northern limit of its growing range.
Tamam, bu ağaç buralarda çok sık bulunmuyor çünkü büyüme sınırının kuzey sınırında.
- Uh, uh, so just to be clear, it's okay if J.J. goes out with Bailey, but I can't go out with Chris?
- Bakalım doğru anlamış mıyım J.J'yin Bailey'le çıkmasında sorun yok fakat benim Chris'le çıkmam sakıncalı? - Aynen öyle.
Okay, so it's not that complicated, but will you do it?
O kadar da karışık değil ama yapacak mısın?
Okay, so it's a pocket dial.
Mesaj yoksa ne olmuş ki yani?
So it's okay that you forgot again.
Yine unutmuş olman sorun değil.
Okay, so the cooler's clean. He didn't use it.
Soğutucu temiz kullanmamış.
Okay, so it's the image that you're having. A hard time getting over? What do you think?
Pekala atlatılması zor olan bir sürecin yansıması yani bu?
It's so good. Okay...
Çok güzel oldu.
And he tells me that it's so hard to recruit right now... He says that sometimes it's okay if a paper or two are missing.
Ve bana şu anda asker toplamanın çok zor olduğunu söylüyor bazen bir ya da iki evrakın kaybolması sıkıntı olmaz diyor.
It's got my name on it. She got off to school okay this morning, just so you know.
Üstünde adım olan. bilmeni istedim sadece.
Okay, that's my bloody family, so hurry it up.
Tamam, bu benim ailem. O yüzden acele et.
Okay, so we finish Miss Cloverfield's stupid little program, we're on the first flight to Daytona and we'll hook it up with Tony Rowe.
O halde Bayan Cloverfield'in aptal programını bitiriyoruz. İlk uçakla Daytona'ya gidiyoruz.. .. ve Tony Rowe ile temasa geçiyoruz.
Yeah, it's just he's always had sensitivity to noise, so if there's any way we could ask the kids to not clap after the birthday candles. - Okay. - That would be great, because it's any sudden loud noise, and he just goes berserk.
sese karşı hassasiyeti var o yüzden eğer çocuklara pasta kesildikten sonra alkışlamamalarını söylersek... o çılgına dönebilir.
Okay, so what do you say maybe we try that again. Let's start a little bit early, and I bet you it turns out okay just like the last one.
peki bunu bir kez daha yapsak olur mu? önceki gibi sorunsuz olacak.
Another reason we don't see a lot of the violence is because we've been so metabolized into the system that we've bought into this strange notion that it's okay to have to pay to exist on the planet.
Bir diğer nedeni de... gezegenden kaçmamız için "ödemekte" sorun olmadığına dair tuhaf bir fikre inanıp desteklediğimiz sisteme metabolize olmuş olduğumuzdur.
No, no, it's... it's okay.
Hayır, hayır, so... sorun değil.
Well, yeah, it's-it's okay.
Eh, evet, so-sorun değil.
Mm. So... oh, no. It's okay.
Hayır, sorun değil.
Okay. So it's an uncomplicated hernia.
Peki, basit bir fıtığı var.
It's not gonna happen every of your life so, you must learn that now, okay?
Hayatında hiç böyle bir şey olmayacak yani bunu şimdiden öğrenmelisin, tamam mı?
- I know, but it's not like you're gonna date this dude, okay, so I was just doing you a favor.
- Biliyorum. Ama bu adamla çıkacak değilsin herhâlde. Yani sana iyilik yaptım.
so if you're not up for this, it's okay.
Buna hazır değilseniz... Önemli değil.
It is what it is, so it's okay.
Neyse o. Sorun yok.
You mean you're gonna go out to the field And pretend to do your homework while you stare at nick ramsey? Okay, so, it's more of a delusion,
O zaman ödevini düşün
Oh, so now it's okay?
Şimdi vurabiliriz yani, öyle mi?
The bell at Sunnyside has rung, so Bonnie is officially on her winter break. Okay, it's two o'clock.
Saat iki.
Okay, so it's, uh, bacterial, not viral?
Tamam. Virüs değil bakteri, değil mi?
Okay, well, it's all set up so whatever you send is going to look like it's from Tiffani's cell.
Tamam, her şey ayarlandı. Gönderdiğin şey Tiffani'nin telefonundan gitmiş gibi görünecek. - Anladım.
Okay, so, don't ask me how,'cause it's a secret.
Pekâlâ, nasıl olduğunu sorma çünkü bir sır.
Uh, so that's what we should show our kids, lin- - that it's okay to negotiate with terrorists?
Teröristlerle anlaşma yapmayı mı?
So it's a bad idea. We're in it now okay ; there's no turning back.
Şu anda bu olayın içindeyiz tamam mı, geri dönüş yok.
It's okay, a lot of people do it. I've heard so many stories of this stuff, and you know what?
Sorun değil bi çok insan yapar
So it's okay to commit mass murder.
- Öyleyse kitlesel cinayet işlemek normal.
Okay, so maybe I didn't make it all the way upstairs.
Tamam, belki de tamamen üst kata çıkmamışımdır.
Oh, okay, so now it's all my fault.
Hepsi benim hatam mı oldu şimdi?
Okay, so you ready to try it in the car?
Tamam, arabanın içerisinde denemeye hazır mısın?
He's a spineless beast. And it's okay to say so.
Tam bir hayvanmış, bunu söylemek ayıp değil.
so it's done 19
so it's a win 16
so it's up to you 22
so it's over 58
so it's 240
so it's fine 24
so it's like 40
so it's your fault 19
so it's true 182
so it's you 54
so it's a win 16
so it's up to you 22
so it's over 58
so it's 240
so it's fine 24
so it's like 40
so it's your fault 19
so it's true 182
so it's you 54
so it's official 29
so it's settled 30
so it's my fault 51
so it's possible 18
so it's not 23
it's okay 22028
it's okay to cry 25
it's okay with me 39
it's okay now 61
it's okay to be scared 23
so it's settled 30
so it's my fault 51
so it's possible 18
so it's not 23
it's okay 22028
it's okay to cry 25
it's okay with me 39
it's okay now 61
it's okay to be scared 23