So what's your story tradutor Turco

So what's your story?

Senin hikâyen nedir?

So, what's your story, raquel?

Hikayen nedir Raquel?

So, what's your story, Mooch?

Senin hikayen ne?

So what's your story?

Ee... senin hikayen nedir?

So, what's your story?

Ee ya senin hikayen ne?

So, Guy, what's your story?

Evet, Guy.

So what's your story, Seymour, if that is your real name?

Peki senin hikayen ne, Seymour? Yani eğer gerçek ismin buysa.

So, what's your story about?

- Hikâyenin konusu ne?

- So, what's your story?

- Hikâyen ne? - Sen de içerdeydin.

So, what's your story?

Senin hikayen nedir?

So what's your story?

Hayat hikayeni anlat bana.

- So, what's your story? Me?

- Peki senin hikayen ne?

So what's your story?

Demek senin hikayen de bu?

- So Lou, what's your story?

- Peki Lou, senin hikayen ne?

So, tell me, your cousin getting married Saturday, what's his story?

Demek kuzenin cumartesi evleniyor.

So what's your story?

Yani senin hikayen nedir?

So, what's your story, Billy?

Olayın nedir Billy?

So, what's the story with you and your... friend.

Demek, sen ve arkadaşınız arasındaki şey ne?

So, what's your story?

Peki, durumun ne?

So what's your story, junkies, alcoholics and sex maniacs.

Sizin hikayeniz nedir, esrarkeşler, alkolikler ve cinsel sapıklar.

So, what's your story?

Olayın ne senin?

Well, I know your National Guard unit didn't get called up, so what's the story?

Ulusal Muhafız biriminin göreve çağrılmadığını da biliyorum.

[Derek] So what's your "Joe" story?

Senin Joe'yla nasıl bir anın var?

So, what's your story? Uh, you know, same-old, same-old.

- Sende durumlar nasıl?

So what's your story?

Senin hikayen nedir?

So, Mr Snow Drifter, what's your story?

E, Karla Gelen Adam, anlat bakalım.

So, what's your story?

Senin hikâyen ne?

So, what's your story?

Eee, senin hikayen ne?

So, what's your story, Lyla?

Ee, anlat bakalım Lyla.

- So what's your story, Abernathy?

- Senin durumun nedir, Abernathy?

So, what's your story, Lyla?

Peki, senin hikâyen ne, Lyla?

- So what's your story, Abernathy?

- Sende ne var, Abernathy?

- So what's your story?

- Senin hikâyen ne?

So what's your story?

Ee, senin hikâyen ne?

So what's your story?

Peki, senin hikâyen ne?

So what's your story?

Senin hayatın nasıl?

So what's your story, man?

Senin hikayen ne?

So what exactly was the point of your very long and boring story, Jon?

Peki, bu uzun ve sıkıcı hikayeden çıkarmamız gereken ders nedir, Jon?

So, Don, what's your story?

Don, senin hikayen ne?

So what's your story?

Ee, senin hikâyen nedir?

So what's your story?

Peki, senin hikâyen nedir?

So what's your story, Carl?

Peki, senin hikâyen nedir, Carl?

It was scary. So, uh, what's your story?

Bu bebeğin dadısının özel biri olacağından eminim.

So, what's your story?

Eee, senin hikâyen nedir?

- So, what's your story?

- Ee, senin hikâyen nedir?

So, uh, what's your story, Shane?

Hikayen ne Shane?

So what's your story, Kevin?

Senin hikayen nedir, Kevin?

So, what's your story?

Hikayen nedir bakalım?

So, what's your story?

Peki, hikayen ne olacak?

So what's your story, morning glory?

Senin hikâyen ne, sabah şerifleri?

So, what's your story anyway?

Senin olayın nedir peki?