Statements tradutor Turco
2,020 parallel translation
Has Red John made videos or issued statements like this before?
Red John, daha önce böyle videolar çekmiş ya da... -... beyanlar vermiş miydi? - Hayır.
And these are sworn statements of his behavior?
Davranışları hakkındaki bu sözler yeminli ifadeler mi?
I used a credit card to, uh, run his bank statements, and came up with a Tyler Hammond,
Kredi kartı bilgilerinden hesap özetlerini çıkarttım. Adı Tyler Hammond.
I have here a raft of sworn statements by colleagues of the deceased... senior West Australian lawyers, which mustn't be held against them, Your Honour.
Elimde merhumun kıdemli Batı Avustralyalı iş arkadaşlarının yeminli ifadeleri var. Batı Avustralyalı olmalarını aleyhlerinde kullanmayın, Sayın Yargıç.
Have you had an opportunity to read these statements, Dr Hartcher?
Bu ifadeleri okuma şansınız oldu mu, Doktor Hartcher?
None of these statements even hints at self-abnegation.
Bu ifadelerden hiçbiri özveriden ufacık bile bahsetmiyor.
You start off with the fact that you... Felt overpowered, that you feared for your life, statements like that.
İfadene hakkından geleceğini hissettiğinle, hayatından endişe ettiğinle, aynen böyle gibi başla.
The throat clearing- - she did it when she was making statements about Detective Wallowski.
Dedektif Walloski hakkında bir şeyler söylerken boğazını temizledi.
All right, let's start getting witness statements.
Pekala, tanık ifadeleri ile başlayalım.
- We'll go through all the witness statements, - all the evidence.
- Bütün tanık ifadelerini ve tüm delilleri gözden geçireceğiz.
Well, I mean, I can take statements
Ben ifadeleri alıp, dedektifler geldiğinde onları bilgilendirebilirim.
And if anybody wants to come in and clarify their previous statements, they can do so without fear of repercussions.
Eğer birileri gelip, ifadesini değiştirmek isterse hiçbir şeyden korkmadan bunu pekâlâ yapabilirler.
Just take their statements and release them, Sutton.
İfadelerini alıp, serbest bırak Sutton.
I've seen your bank statements.
Banka hesaplarını gördüm.
- Your statements make it hard for me.
- Demeçlerin bunu zorlaştırıyor.
She's always taking care of me. We just got our latest statements.
- Son haberleri aldık.
I just had to drop off some witness statements to vice desk.
Bazı şahit ifadelerini savcı yardımcısına getirmiştim.
Uh, t-the statements, the credit-card statements, do you still have them?
Kredi kartı ekstreleri, hâlâ sizde mi?
Well, seems CIA borrowed his briefcase yesterday, and it's just full of bank statements.
Görünüşe göre dün CIA onun özel çantasına el koymuş ve ağzına kadar banka hesaplarıyla doluymuş.
George's credit card statements, I examined corporate filings, his automobile leases.
George'un kredi kartı çıktılarını taradım şirket dosyalarını inceledim hatta arabasının ruhsatını.
That gives you access to bank statements, to contracts.
Bu sana banka hesaplarına ve anlaşmalara bakma fırsatı verir.
Have you all been to the police and given your statements?
Her biriniz polise ifade verdiniz mi?
I've spoken to your classmates who you said were supposedly on that beach - but none of them corroborate your statements.
Sınıf arkadaşlarınla konuştum. Sahilde olduklarını doğruladılar fakat, hiçbiri verdiğin ifadeyi doğrulamadı.
We have your statements alone...
Sadece senin sözlerine sahibiz...
And, yes, I can get the cash flow statements for you before closing today.
Sen kapatmadan önce de ben nakit akım tablosunu alabilirim.
At least one of those statements is a lie.
Bu iddiaların biri yalan.
McGee, witness statements. Yeah.
- McGee, tanıkların ifadeleri.
Her bank statements show membership dues At the congressional rowing club.
Onun banka hesap özeti Kongre kürek kulübüne üye olduğunu gösteriyor.
I was explaining to the detectives... that it's critical we get statements as quickly as possible.
Dedektiflere... İfadeleri bir an önce almamızın çok önemli olduğunu söylüyordu.
- He was holding the paper when the statements were made.
- O ifadeleri kullandığı sırada elindeki gazeteyi okuyordu.
The statements were made in the course of those duties.
Müvekkilinizin ifadeleri de bu görevler sırasında verilmiş.
We are standing in a space provided by the government for conducting official duties, and your statements were made in the course of those duties.
Burada, devlet tarafından temin edilmiş ve resmi görevler için verilmiş bir yerdeyiz ve bu ifadeler bu görevler sırasında verilmiş.
, w-w... wait, wait, wait, we have Mr. Hicks.N an e. Huh. I understand there's a question to the veracity of certain statements that you may or may not have made and / or heard during your confinement in the fine institution known as Rikers island.
Anladığım kadarıyla Rikers adıyla da bilinen ceza ve tevkif evinde yatarken duymuş olduğunuz ya da olabileceğiniz bazı konular hakkında dürüst olup olmadığınızı anlamak amacıyla sorular sormak için burada olduğumu biliyorsunuz.
Maybe we should take all your different statements and line them up on a color-coded map on a wall and see if we can locate the truth.
Belki senin tüm söylediklerini alıp renkli bir haritada sıralayıp gerçeğin yerini bulabilecek miyiz görelim.
- Statements of such a nature, While they have their place, are overused In a competitive business environment.
Bu gibi ifadeler rekabetçi çalışma ortamında yeri gelip sömürülebilir.
Well, in that case, Could I see their statements, please?
Eğer öyleyse suçlamalarını görebilir miyim lütfen?
People who weren't sure what to think of NASCAR are more sure today after a NASCAR driver released bigoted statements on his podcast.
Nascar hakkında ne düşüneceğini şaşıran halk bir Nascar sürücüsünün bağnaz ve cahilce beyanlarından sonra iyice afalladı.
These are statements of fact.
Söylediklerimin hepsi gerçek.
Edit in a clip of Birgitte and the kids between those two statements
İki sözün arasına Birgitte'le çocukların görüntüsünü girin.
Labour demands Laugesen's exit after racist statements!
İşçi Partisi, ırkçı sözlerinin ardından Laugesen'ın istifasını istiyor
Copies of prescriptions - old psychologist's statements, reports on a DUI charge, the rape.
Reçetelerin kopyaları,.. ... eski psikolog değerlendirmeleri,.. ... alkollü araç kullanma raporu, tecavüz...
The police want witness statements off all of you.
Polis her birinizden tanık ifadesi istiyor.
Two cover-ups, no statements, two people missing...
İki gizlenen olay, hiç açıklama yok, iki insan da kayıp.
I don't remember giving 2 statements.
2 ifade verdiğimi hatırlamıyorum.
We want to guarantee our witnesses'anonymity and keep their statements sealed and confidential until the trial.
Tanıklarımızın gizliliği için bir garanti istiyoruz ifadelerini mühürlemek ve duruşmaya kadar gizli tutmalıyız.
The witnesses have withdrawn their statements.
Tanıklar ifadelerini geri aldılar.
I wanna go to the Coral Prince House talk to the team, get statements.
Evet, Coral Prince'in mekanına gidip ekiple konuşmak ve ifadelerini almak istiyorum.
Statements like that do create a certain amount of heat, Miss Davidson. But the message I have for the people of New York City is that the police department will make sure that they remain safe.
Bu şekildeki ifadeler hararetin kesin bir sonucunu oluşturur Bayan Davidson ama New York Şehri halkına vereceğim mesaj polis departmanı onların güvenliklerini aynen devam ettirmeye emin olacaktır.
Tell Ting Zai to take down the statements.
Ting Zai biraz yavaş konuş.
See if you can find our statements.
İfadelerimizi bulabilecek misin bir bak.
Look, Holloway made Eve falsify her statements.
Bak, Holloway, Eve'in ifadesini değiştirmiş.