Strawberries tradutor Turco
823 parallel translation
We shall go to Devon for our honeymoon and live on love and strawberries... and the sight of the sea.
Balayımız için Devon'a gideriz. Aşkımız ve çilekler... ve deniz bize yeter.
Strawberries at 15 cents a box!
Çileklerin kutusu 15 sent!
Strawberries!
Çileğe gel!
In the summer we'd pick strawberries together.
Yazın beraber çilek toplardık.
You call them strawberries.
( strawberries ) Çilek de.
They are the strawberries that grow in the woods.
Çilek ormanda yetişir.
The strawberries were all gone. It was early for blackberries.
Çilek yoktu, böğürtlen için erkendi.
Strawberries!
Çilek istiyorum.
Strawberries!
Çilek.
Strawberries!
Çilek!
Mustard on his strawberries.
Çileklerin üzerine hardal koymuş da.
I was writing about strawberries when suddenly I got a horrible craving.
Çilekler hakkında yazmaktaydım ki birden korkunç bir istek duydum.
What lovely-looking strawberries.
Ne kadar güzel çilekler.
How about 20 boxes of strawberries, you can twist my arm on the corn.
20 kasa çileğe ne dersin? Beni mısırlar için de anlaşmaya ikna edebilirsin.
You like strawberries, don't you?
Sen çilek seviyorsun, değil mi?
To pick strawberries.
Çilek toplamaya.
You have come here to pick strawberries
Ve çilek toplamaya gelmişsin.
Do you like strawberries?
Çilek sever misin?
So you're happy to be picking strawberries
Demek çilekleri toplarken mutlusun.
Look how many strawberries there are under that oak
Bak şu meşenin altında, ne kadar çok çilek var.
She's picking strawberries
Çilek topluyor.
"Go and pick the strawberries"
"Git ve çilek topla"
Listen to her and you'll end up picking strawberries
O kadını dinlersen sonun çilek toplamak olur.
Do you like wild strawberries?
Yaban çileği severmisin?
Hey... the wild strawberries!
Bak... Yaban çilekleri!
The Eskimos have a weakness for our strawberries.
Eskimolar çileklerimize bayılıyor.
- Strawberries at the North Pole.
- Kuzey kutbunda çilek.
Yes, and tomorrow when I go to the forest, instead of looking for strawberries, I fall asleep.
Evet, siz yarın sabah uyursunuz, ben de ormanda çilek ararım.
The forest to fetch wood and strawberries.
Odun ve çilek toplamak için ormana.
- Are there still strawberries?
- Hala orada çilek var mı? - Evet var.
Ah, strawberries.
Ah, çilek.
When do you pick the strawberries?
Çilekleri ne zaman topluyorsunuz?
A gallon of frozen strawberries.
Bir galon donmuş çilek.
We had an excellent dessert tonight, ice cream and frozen strawberries.
Yemekte harika bir tatlı vardı. Dondurma ve donmuş çilek.
There weren't any more strawberries.
Hiç çilek kalmamış.
I don't believe that the officers consumed a gallon of strawberries.
Subayların bir galon çilek tükettiklerine inanmıyorum.
Mr Maryk, how many portions of ice cream and strawberries did you have?
Bay Maryk, siz kaç porsiyon dondurma ve çilek yediniz?
This tureen holds as much sand as we had strawberries tonight.
Bu tencerede hepimizin yediği çilek kadar kum var.
Have any of you an explanation for the quart of missing strawberries?
Kaybolan çeyrek galon çilek hakkında açıklaması olan var mı?
If only the strawberries had been poisoned, we'd be done with this.
Çilekler zehirli olsaydı buna hiç gerek kalmazdı.
We've learned nothing further about the missing quart of strawberries.
Kaybolan çeyrek galon çilek konusu aydınlatılamadı.
There is no key. - What happened to the strawberries?
- Peki çileklere ne oldu?
The mess boys ate the strawberries.
Çilekleri bulaşıkçılar yedi. Onları gördüm.
Wasn't this whole fuss over a quart of strawberries?
Bütün bunlar çeyrek galon çilek için miydi?
Didn't he tell you that the mess boys ate the strawberries?
Çilekleri bulaşıkçıların yediğini size o söylemedi mi?
But the strawberries, that's where I had them.
Ama o çilek meselesinde hepsini alt ettim.
Strawberries, I guess.
Sanırım çilek.
Strawberries.
Çilek.
Two boxes of fresh strawberries, each month, in season and out of season, from now on.
Bugünden itibaren mevsimi olsun olmasın her ayın birinde 2 kutu taze çilek.
When I was last in Lambeth, I saw good strawberries in your garden there.
Lambeth'e son geldiğimde, bahçenizde güzel çilekler görmüştüm.
- Strawberries.
- Çilekler.