String tradutor Turco
3,990 parallel translation
Before we string him up, I'll speak with him.
Boynuna ipi takmadan önce, onunla konuşacağım.
The string is cut, smash.
İp koptu, güm.
I've never seen father frazzled, never, but when he returned home from your meeting, he could hardly string together a sentence.
Ben babamı asla böyle kafası karışık görmemiştim, asla, seninle görüşmesinden eve döndüğü zaman gibi, O güç bela cümle kurabiliyordu.
And it won't look the same, because you have to string them on this cheap-ass wire I got at the hipster bead store...
Aynısı gibi olmayacak çünkü o ucuz telleri hippilerin bit pazarından aldım.
If you ever put your hands on my daughter again, I will string you up by your feet, run you up the flagpole, and let the birds peck out your eyes.
Kızıma bir daha elini sürersen seni ayaklarından bayrak direğine asıp kuşlara gözlerini gagalatırım.
You don't want to string me up?
Beni asmak istemiyor musunuz?
Mr Thwaites, why do you think those men chose to string you up like they did?
Bay Thwaites, o adamlar sizi neden o şekilde astı dersiniz?
Wait... what do you guys say to each other right before you pull the string?
Bekle... Sizler pusu kurmadan önce birbirinize ne diyorsunuz?
There may be no mention of Ms. Carlyle's string of cruel, heinous murders.
Duruşma sırasında Bayan Carlyle'ın işlediği acımasız ve iğrenç cinayetlerden bahsedilmeyecek.
He was only arrested once for a misdemeanor BE back in'91 but was wanted for a string of robberies and home invasions.
Bir tek 91'de kabahatli davranıştan tutuklanmış ama bir dizi hırsızlık ve haneye tecavüz olayından da aranıyormuş.
Most of the soldiers were poor farmers, so the families would give them a penny on a string.
Çoğu asker çiftçi ailelerden geliyordu. Çiftçiler onlara kolyenin ucunda bir sent verirdi.
Dean, hey. There was a string on the floor of the tomb.
Dean mezarın içinde bir iplik vardı.
Boon played his string right to the end, Tec.
Boon kendi sonunu hazırladı, Tec.
You can hang it around your neck on a little string.
Küçük bir ipe bağlayıp boynuna asabilirsin.
I want to wear my maid of honor dress and walk down the aisle with a hundred eyes on me, while a string quartet plays "The Way You Look Tonight."
Baş nedime elbisemi giyip, yüzlerce insanın gözü üzerimde, kulaklarında "The Way You Look Tonight" çalarken o yoldan yürümek istiyorum ben.
Two cans and a string- - of all the things in the suit to work, her ham radio.
İki kutu ve bir ip... Kıyafetteki tüm şeylere rağmen onun amatör radyosu çalıştı.
Look, Rhodes is on the run. But we found files tying him to a string of murders going back 30 years.
Bak, Rhodes kaçtı, ancak biz evinde son 30 yıla ait cinayetler hakkında bilgi bulduk.
We like him for a string of push-in robberies on the east side.
Onu doğu yakasındaki bir dizi soygun için arıyoruz.
He looked desperate, helpless like someone was holding him on a string.
Çaresiz görünüyordu. Sanki bir ipin ucunda gibiydi.
What else? Then a string of eight bank robberies culminating in the botched
Kötü sonuçlanan, sekiz banka soygunu denemesi.
It's a balloon on a string.
İpe bağlı balon işte.
All of which then led to a string of offshore bank accounts.
Hepsi de beni bir dizi denizaşırı banka hesaplarına yönlendirdi.
String theory is complicated.
Sicim teorisi karmaşık.
It's an 8-digit string, so it's not a phone number.
Sekiz haneli bir seri o yüzden telefon numarası değil.
White flowers, pinks, probably a string quartet playing some classical stuff.
Beyaz çiçekler, karanfiller ve muhtemelen yaylı çalgı ekibinden klasik parçalar.
Building on what you said, I was thinking that, yeah, except maybe... rose garden and string quartet, because most people find bongo playing very repetitive.
Senin yaptığın değişiklikleri düşünüyordum da, evet belki de gül bahçesi ve yaylı çalgı ekibi aynı kalmalı. Çünkü çoğu kişi bongo müziğini çok sıkıcı bulacaktır.
No, you've sent us to a string of abandoned houses.
Hayır, bizi terk edilmiş evlere gönderdin.
♪ bought a beat-up six string
* Kullanılmış, harap bir *
And you don't put in second-string QB just to be nice.
Ve iyilik olsun diye vasat olanı oyuna sokmazsın.
♪ the sound of that rusty string guitar ♪
# Paslı telleri olan gitar #
Lisa, what you did is like my mom sticking ten bucks in her own G-string.
Lisa, yaptığın şey annemin string'i içine 10 dolarları sıkıştırması gibi.
You know, there's a foundational idea in string theory that the whole universe may be a hologram.
Sicim teorisinde, tüm evrenin bir hologram olabileceğine dair bir fikir vardır.
Because last time you got Ade a gift, it was a house key on a string.
Çünkü Ade'e en son hediye aldığında, hediyen evin anahtarıydı.
- Got a piece of heavy string.
- Sağlam bir ip buldum.
Just as a violin string can vibrate to produce different musical notes... each subatomic string also vibrates, producing a different kind of fundamental particle.
Tıpkı keman tellerinin değişik notalar üretmek için titremesi gibi, Herbir atomaltı sicim de titrer ve farklı bir temel parçacık üretir.
Building on the ideas of Kaluza and Einstein, string theory suggests... that the vibrations of the strings produce tiny distortions... in spacetime at a microscopic scale.
Kaluza ve Einstein'ın fikirlerine dayanarak, Sicim Teorisi, titreşen sicimlerin Uzay-Zaman'da küçük bükülmeler yarattığını önerir. Mikroskopik ölçüde bükülmeler.
Or the flickering of the magnetic compass needle. The simplest but most fundamental of actions... all governed by the rules of string theory.
En basit, ama en temel eylemlerin hepsi sicim teorisinin kurallarına göre şekillenir.
Currently, there are several different versions of this string theory, which are all put together and called "M-theory".
Elbette daha yapacak çok iş var. Şu anda bu büyük fikrin değişik versiyonları var. Teorinin bazı versiyonları sadece en küçük boyutlarda işe yarıyor.
At the Perimeter Institute for Theoretical Physics near Toronto... my colleagues and I have been thinking about what string theory could mean... about our place in the universe.
Toronto'daki Perimeter Kuramsal Fizik Enstitüsü'nde meslektaşlarımla beraber sicim teorisinin evrendeki yerimiz hakkında neler söylediği üzerine çalışıyoruz.
One extraordinary prediction string theory is making... is that it should be hundreds of billions of billions of other universes.
Sicim teorisinin yaptığı bir olağanüstü öngörü de yüzlerce milyardan fazla farklı evrenler de olmalı.
Where'd those second-string Manhunters come from?
Bu ikinci parti İnsan Avcıları nereden geldi?
So, basically you're wearing a nuclear reactor you cobbled together with chicken wire and string.
Yani, kabaca bir nükleer reaktör giyiyorsun. Pamuk ipliğindenden yapılmış olan..
Wow, Brian, you've had quite a string of female guests spend the night lately.
Brian, son zamanlarda çok fazla bayan konuğun oluyor.
We've had a whole string of robberies.
Bir dizi hırsızlık yaşadık.
You see that string of green lights?
Şu yeşil ışık dizisini görüyor musun?
If you ever spend time in Africa, do not wear glow-in-the-dark G-strings that you bought on the street.
Eğer Afrika'ya giderseniz sokaktan aldığınız, karanlıkta parlayan G-String'leri giymeyin.
Is there a difference between a g-string and a thong?
Tanga ve g-string arasında bir farklılık var mı?
Psst, string bean.
Çalı fasulyesi...
If the string vibrates in one way...
Eğer bir sicim, tek şekilde titrerse belli bir temel parçacığı üretir.
String theory has the potential to explain... why these particles interact with each other in the precise way they do... just like the harmony in a piece of music.
Tıpkı bir müzik eserindeki harmoni gibi.
To get your head round it, let's return to that idea that the... strings of string theory are like notes played by... a string quartet.
Bunu size anlatmak için, titreyen keman telleri benzetmesine geri dönelim.