Suits you tradutor Turco
1,819 parallel translation
- It Suits You.
Sana yakışıyor.
It suits you.
Size yakışmış.
You think you can just act like a good guy and then stop when it suits you? !
Şimdi de hoş davranıyor rolleri yaparak bunu sona erdirmeye mi çalışıyorsun?
It suits you. You're my brother.
Yakıştı.
It suits you.
Yakıştı.
and the evolutionary competition, it's a competition for you walking down the high street to determine which bank will serve you best, which design suits your needs best.
Bu sizin için yapılan bir mücadele. Caddede aşağı doğru yürüyüp, hangi bankanın size en iyi hizmet edeceğini, hangi tasarımın sizin ihtiyaçlarınıza en iyi uyacağına karar vermeye çalışıyorsunuz.
- Oh my goodness this suits you.
- Aman tanrım bu tam sana göre.
Purple suits you.
Pembe sana yakışıyor.
I think that suits you fine.
Bu senin işine geliyor.
If that's what suits you.
İstediğin buysa.
It suits you.
Yakışmış sana.
Well, it rather suits you. Really. Huh?
Yakıştı sanki.
Suits you.
Yakışmış.
Joking around suits you best.
Şaka yapıp durman sana daha çok yakışıyor.
That's not true, it suits you better, Madam.
Bu doğru değil, sizde daha iyi durdu, Efendim.
- It suits you.
- İsmin sana yakışıyor.
You can't do what you want when it suits you!
İşine geldiği gibi davranmaya hakkın yok!
You know, Mathis, I think retirement suits you.
Baksana Mathis, bence emeklilik sana yaramış.
Suits you.
Yakışmış sana.
Adam. You told me the truth when it suits you.
İşine gelince doğruları söyledin.
Oh, that style suits you.
Bu sana çok yakıştı.
Well, I think that it suits you.
Sana yakıştığını düşünüyorum.
- Mark suits you even better.
- Mark sana daha da çok yakışıyor.
No, things don't work themselves out What happens is You do what suits you at the moment And then you assume someone's gonna Come along and clean up your mess
- Hayır olmaz.Biri pisliğini temizlesin istiyorsun
It suits you better than looking serious.
Size ciddi görünmekten daha çok yakışıyor.
It suits you.
Sana yakışıyor.
And then the light comes out from their bellies, and if you get closer, they give you a vision of a possible future life, and you choose the life that suits you the best, you know?
Karınlarından ışık çıkıyor. Onlara yaklaşırsan gelecekteki olası hayatından bazı kesitler görüyorsun. Sana en mantıklı gelen hayatı seçiyorsun.
It suits you very well.
- Kucağına yakışmış.
Yes... it somehow suits you.
Evet. Bence sana yakışıyor.
It suits you well.
- Üzerinde iyi durmuş.
You know, those are the decisions that are best left to the suits in Washington, okay?
Bence bu kararları Washington'daki adamlara bırakırsak hepimiz için daha hayırlı olur, tamam mı?
Can I get you suits something?
Size bir şey ikram edebilir miyim? - Evet. Gerçeği.
But the suits at Global Tetrahedron... want you to open up Friday's broadcast with a slightly different lead story.
Ama Global Tetrahedron... cuma yayınını farklı hikayelerle yapmanı istiyor.
You have failed to show at over 600 subpoenas in civil suits.
Açılan davalarda, 600'den fazla mahkeme celbine cevap bile vermediniz.
You always wear such nice suits.
Hep çok güzel takimlar giyiyorsun.
Oh, yeah. Suits and ties, I told you, they're the big game.
Oh evet, elbiseler ve kravatlar, söylemiştim, bunlar güzel yemdir.
And people who know me would tell you that small talk is not one of my strong suits, either. No.
Ve beni tanıyan kişilerin de bildiği gibi, bu tür yerlerde küçük konuşmalar yapmayı pek tercih etmem.
If you can get us suits and IDs, we could go in as IRS agents auditing the books.
Eğer takım elbise ve kimlik verirsen Vergi Dairesi'nden geldik deriz.
This house suits me more than you.
Burayı senin sevdiğinden daha çok seviyorum.
Standing in front of you are Delta-6 Accelerator suits.
Önünüzdekiler Delta 6 hızlandırıcı kostümleri.
Why do you think I wear these stupid boys'sweat suits?
Neden bu saçma erkek eşofmanlarını giyiyorum sanıyorsun?
Even the guys in the suits would ask him how to get things done, you know?
Takım elbiseli adamlar bile işlerin nasıl halledileceğini ona sorarlardı.
I can guarantee you, not one of my strong suits.
Hiç iyi olduğum bir konu değildir.
Thought you were wild-goosing me with a tip to throw us monkey suits off.
Takımıma hakaret etmeni kıskançlığına vermiştim.
What kind of bathing suits do you have?
Nasıl mayoların var?
Suits my lifestyle, you know.
Hayat tarzıma uygun.
As you can see, we have some specifically designed space suits. ... and then do whatever you'd like...
Gördüğünüz gibi, özel olarak tasarlanan uzak kıyafetlerimiz var ve sonra ne isterseniz...
I know what suits me, thank you very much.
Ne giyeceğimi bikliyorum. Teşekkür ederim.
You two shouldn't take off your safety suits.
Sakın koruyucu kıyafetlerinizi çıkarmayın.
You think that suits me, being a father?
Sence bana... -... baba olmak yakışır mı?
- Why are you both in penguin suits?
Niye ikiniz de penguen kıyafeti giydiniz?
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your hat 64
your own 34
yours 1007
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your hat 64
your own 34
yours 1007
you tell 24
you know that 5741
younger 104
youn 21
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
you don't want to talk to me 24
you know that 5741
younger 104
youn 21
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
you don't want to talk to me 24