Supposed tradutor Turco
72,891 parallel translation
Hey. If we leave the somnabulist after we land, how are we supposed to get back?
Uyurgezer'i inişten sonra terk edersek gemiye nasıl döneceğiz?
Plenty of people come to your lectures that aren't supposed to.
Birçok insan Konferansınızdan gelmek Buna gerekiyordu.
No. I'm wondering what you're supposed to be lecturing on.
Hayır seni bildiren konferans zannediyorsunuz merak ediyorum.
You're not supposed to get involved.
Sen yer almak gerekmiyor.
I'm supposed to look like her, but I don't really know.
Ben onun gibi görünmek gerekiyor, ama gerçekten bilmiyorum.
It's supposed to blend in, but it's broken.
Uyum gerekiyordu, ama kırık.
What the hell am I supposed to do with this?
Bununla ne yapmam gerekiyor?
What am I supposed to do, just pat him on the back'?
Ne yapmam gerekiyordu, sadece arkasından vurayım mı?
Il wasn't supposed lo be like this, Jack.
Bunun olması gerekmiyor, Jack.
How was it supposed to be?
Bunun nasıl olması gerekiyordu?
I said to him... I said, "What's that supposed to mean?"
Ben ona, "Ne anlamalıyım?" dedim.
How are we supposed to make this work?
Nasıl devam ettireceğiz bunu?
Baby taken straight from the cradle by a supposed monster.
Bebek, doğrudan beşikten kaçırılıyor canavar sanılan biri tarafından.
Even if he is telling the truth, what are we supposed to do, let him eat... Oh, crap. He got a DUI.
Eğer doğruyu söylüyorsa, ne yapmamız gerekiyor, yemesine izin mi vereceğiz.
What are we supposed to do?
Ne yapmamız gerekiyor?
What's that supposed to mean?
Ne anlatmaya çalışıyor?
Where are we supposed to be?
Nerde olmamız gerekiyor?
What am I supposed to do?
Ne yapmam gerekiyor?
Records indicate they were cremated here, which if I remember correctly is supposed to include all body parts.
Kayıtlar burada yakıldığını gösteriyor. Doğru hatırlıyorsam bütün vücut parçalarını yanması gerekir.
I was supposed to be in bed, but I heard the front door open, so I snuck downstairs and...
Yatmış olmalıydım, ama ön kapının açık olduğunu duydum. Bu yüzden alt katta oturdum ve...
I thought that was supposed to be a secret.
Bunun bir sır olması gerektğini düşündüm.
We think that everything is supposed to happen today, March 24th.
Her şeyin bugün gerçekleşeceğini düşünüyoruz, 24 Mart.
Yeah, in a way, which, of course, means... this conversation... was supposed to be.
Evet, bir açıdan, tabii ki demektir ki... Bu konuşmanın... olması gerekiyordu.
And this big stick is supposed to help him make Diana his child bride and destroy the world as we know it.
Ve bu büyük sopanın ona yardım etmesi gerekiyordu Diana'yı çocuk gelin haline getir Ve dünyayı bildiğimiz gibi yok et.
I mean, if it's as all-powerful as it's supposed to be and belonged to all the people it supposedly belonged to...
Yani, olması gerektiği kadar güçlü ise Ve ait olduğu varsayılan tüm insanlara aitti...
It was supposed to be.
- Öyle olması gerekiyordu.
How we supposed to case it?
- Bunu nasıl yapacağız?
Am I just supposed to just jump at the chance?
Bu fırsata balıklama atlamam mı gerekiyor yani?
What am I supposed to do about it?
Ne yapabilirim ki?
We weren't supposed to fall in love.
Aşık olmamız gerekiyordu.
Only staff are supposed to be here.
Buraya sadece personel girebilir.
No, this was supposed to be a simple snatch and grab.
Bu basit bir al ve getir işi olması lazımdı..
I was supposed to have surgery, but it already spread.
Ameliyat olmam gerekiyordu ama çoktan yayılmıştı.
- You're not supposed to come in here. What are you, the bouncer?
Siz fedai misiniz?
It's supposed to help your muscles relax.
Kaslarının gevşemesine yardımcı olacaktır.
I'm supposed to look after you, not the other way around.
Senin benimle ilgilenmen değil, benim seninle ilgilenmem gerekiyordu.
What am I supposed to do?
Daha ne yapabilirim?
Mom, how am I supposed to do that?
Anne, nasıl yapacağım onu?
What's that supposed to mean?
Bu ne demek?
Yeah, how am I supposed to do that in two weeks?
İki haftada nasıl yapacağım bunu?
And family's not supposed to...
Aile de bırakıp gitmeme- -
So what am I supposed to tell the kids in the morning?
Çocuklara sabah ne demem gerekiyor?
I was supposed to protect you... not scar you.
Seni korumam gerekirdi yaralamam değil.
- Actually, i am supposed to stay away from our apartment for awhile.
Aslında, bir süre eve gitmemem lazım.
He's not supposed to be here.
Burada olmaması gerekiyor.
Maybe I think I'm supposed to love her, but if I tell her that I love her for the wrong reasons, it won't mean anything.
Belki de onu sevmem gerektiğini düşünüyorum sadece. Yanlış nedenlerle ona onu sevdiğimi söylersem bunun bir anlamı olmayacak.
Eleanor was supposed to be in the Bad Place, arrived here by accident, assumed another person's identity, and has now escaped.
Eleanor Kötü Yer'e gitmeliyken yanlışlıkla buraya getirildi. Başka birisiyle karıştırıldı şimdiyse kaçak durumda.
Everyone here is supposed to have a soul mate, and my soul mate doesn't love me.
Buradaki herkesin bir ruh eşi var ancak benimki beni sevmiyor.
This was supposed to be my big moment.
Bu kısım çıkışım olacaktı.
How are we supposed to find anyone there?
- Orada birilerini nasıl bulacağız?
So what is she supposed to do?
Peki onun ne yapması gerekiyordu?
supposedly 215
supposed to be 34
supposed to 22
suppose 84
support 90
supportive 34
support system 18
support systems 16
suppose so 22
supposed to be 34
supposed to 22
suppose 84
support 90
supportive 34
support system 18
support systems 16
suppose so 22