Survivor tradutor Turco
1,680 parallel translation
The lone survivor of a shame campaign, defeated by a single man without so much as a weapon in his hand.
Utanç verici bir savaşın tek hayatta kalanı... Elinde silah namına bir şey bile olmayan bir adama yenildik.
Did you know I'm a breast cancer survivor?
Benim göğüs kanserini yenenlerden biri olduğumu biliyor musun?
The only survivor will be the first one to cross the finish line and drink the reward... a vial of growth serum, which will return them to normal size!
Sadece biri canlı çıkacak bitişe gelip, ödülü içen. Şişedeki büyüme iksiri, içeni normal boyutuna geri getirecek!
A survivor but a liar.
Hayatta kalmayı biliyorsun ama yalancısın.
And since a human is the sole survivor, the old man isn't inclined to make an issue out of it and risk the alliance.
Hayatta kalan tek kişi, insan olunca, İhtiyar, bu konuyu gündeme getirmek ve ittifakı da tehlikeye atmak istemez.
The group's one survivor, José Carrillo, is a local miner who was under the command of a Cuban named Joaquín Acuña.
Grubun tek sağ kalan üyesi Jose Carillo, Kübalı Joaquin Acuna'nın emrinde olan yerel bir madenci.
I'm listed as "male survivor, approximately eight years of age."
Bense "kazadan sağ kurtulan sekiz yaşlarında bir erkek çocuğu" olarak kayıtlara geçtim.
Well, the survivor we saw was over near the retrieval vehicle.
Sağ kalan adam kurtarma aracı yakınındaydı.
We have a survivor on tape, remember?
Kasette canlı birini görmüştük hatırladın mı?
You're all forgetting that we have a survivor on tape.
- Kasette canlı birini gördük, unutmayın.
Look. There was a helicopter crash. I'm the only survivor.
Bak, bir helikopter kazası oldu ve tek kurtulan benim.
Yesterday, if I turned up on the 6 : 00 news with a survivor in tow, they'd have strung me up from the nearest lamp-post by the balls.
Dün 6 haberlerine bir kurtulan ile çıksaydım beni hayalarımdan en yakın lamba direğine asarlardı.
But if, in 48 hours, I arrive with a survivor and a cure, sure they won't give a flying fuck about the survivor, but they'll be lining up to kiss my arse for that cure.
Ama eğer, 48 saat içinde bir kurtulan ve tedavi ile geri dönersem eminim kurtulan umurlarında olmaz ama tedavi için kıçımı öpme sırasına girerler.
Talk show host Dr. RJ Stevens has popped the question to Bianca Kittles, recent winner of Survivor :
Program sunucusu Dr. RJ Stevens soruyu Bianca Kittles'e sordu Survivor yarışmasının son kazananı : Kiribati.
"Country boy done good returns home with his Survivor queen."
"Şehir çocuğu kahraman kraliçesiyle eve döndü.."
Your very words helped me win Survivor, and they brought me right to you.
Senin sözlerin yarışmayı kazanmamı sağladı, ve beni sana getirdi.
First it was Survivor, now it's America's Next Top Model.
İlk olarak yarışmada hayata kalandı şimdi, Amerikanın gelecekteki mankeni.
You are the baddest bitch Survivor ever had.
Sen şimdiye kadar Survivor'daki en kötü cadısın.
Whether on Survivor or in life, I believe in winning at all costs.
Survivor'da ya da hayatta kazanmanın her şeye değdiğine inanırım.
Bianca, this is not Survivor!
Bianca, bu Survivor değil!
She's a survivor...
O bir survivor...
I'm a survivor!
Ben bir survivor'ım!
The clothes, the car, the Survivor...
Kıyafetler, araba, Survivor...
Of which you were a fortunate survivor.
İşe bakın ki, sizin hayatta kalabildiğiniz şu saldırıda.
I'm Satou Tsubasa, survivor from The Monster Game.
Adım Tsubasa Sato, Canavar Oyunu'nda sağ kaldım.
General Zilong is the sole survivor of our great "Five Tiger Generals"
General Zilong, Beş Büyük General'den geriye sağ kalan, bir tek sizsiniz.
- Unit two reporting one survivor.
- İkinci ekip sağ kalan birini buldu.
The survivor takes it all.
Hayatta kalan her şeyi alır.
He's a survivor of the village destroyed by that virus.
Virüs tarafından yok edilen bir köyün sağ kalanı o.
We found another survivor.
Bir kurtulan daha bulduk.
And I mean it's like survivor right?
Hayatta kalmayı başardım.
It's by a survivor, a prisoner who survived Ilana Mather...
Kurtulan birisi tarafından yazılmış hayatta kalan bir mahkûm İlana Mather.
Hell, that TV show, what's that, Survivor?
Şu TV şovu vardı ya, Survivor?
If my fiancee left me for some dip-shit kid from survivor, I'd jump at the chance to get out of town.
Eğer benim nişanlımda beni dandik bir adam yüzünden terketseydi benim kasaba dışına çıkmaya hakkım olurdu.
I think you're... a real survivor.
Bence sen gerçekten güçlü bir insansın.
My Aunt is a breast cancer survivor...
- Evet teyzem de göğüs kanserini yendi.
That you're a survivor of 815.
815'ten kurtulduğunu.
Juhani, you are a survivor.
Juhani, sen onlardan birisin.
"BIZARRE DEATH FOR AMERICAN TRAGEDY SURVIVOR"
"FACİADAN KURTULAN AMERİKALININ TUHAF ÖLÜMÜ"
Sweetheart, I'm a shark attack survivor.
- Hayatım, köpek balığı saldırısı kurbanıyım.
Any ship that passes will know that there's a survivor here.
Buradan geçen bir gemi, burada birilerinin olduğunu bilir.
Every survivor died.
Kurtulan herkes ölmüş.
John Doe, the unknown survivor of the speedway crash has finally been named now that his family's been notified.
Yarış pisti kazasında kurtulan, ismi John Doe sanılan kişinin ailesinin teşhisiyle kimliği belirlendi.
Mama was a survivor.
Annem de kurtulanlar arasındaydı.
I may seem like an unlikely survivor with all my phobias and irritable-bowel syndrome but I had the advantage of never having any friends or any close family.
Onca fobim ve irritabıl bağırsak sendromumla hayatta kalma ihtimalim düşük görülebilir ama benim avantajım hiç arkadaşım ya da yakın akrabam olmaması.
This morning, at around 5 a.m., we recovered five bodies and one survivor.
Sabah beş sularında beş ceset ve hayatta kalan bir kişiye ulaştık.
Harry Warden was the only survivor.
Hayatta kalan tek kişi Harry Warden'di.
Hey, you're a survivor, Wally.
Yaşıyorsun, Wally.
You are a survivor.
Sen hayatta kaldın.
What do you think they're gonna do with the survivor?
Hayatta kalanları ne yapacaklar sanıyorsun?
He's a survivor.
O başının çaresine bakabilir.