Sweep the leg tradutor Turco
37 parallel translation
Sweep the leg.
Bacağına çalış.
Sweep the leg.
Dizine vur.
Sweep the leg.
Dizine tekme at.
Sweep the leg.
Kır bacağını.
Sweep the leg, Morgan.
Bacağa çalış, Morgan.
Sweep the leg.
Bacağa.
You mean like sweep the leg?
Bacağı süpürmek gibi mi yani?
Sweep the leg.
Bacağını süpür.
Sweep the leg.
Ayak süpüreceğim.
Sweep the leg.
İyi denemeydi, Crisp. Ayak süpürme.
Sweep the leg.
- Kıçını tekmele.
Because Cobra Kai sensei's all like, "Sweep the leg!" And Daniel-san's all like...
Cobra Kai sensei "Bacağına vur!" derken Daniel-san ise şöyle yaparken...
That's got to be the worst role model since Sweep the Leg, man.
Bu Süpüren Bacak'tan bu yana en kötü örnek olmalı dostum.
I don't know. Probably sweep the leg.
Uçan tekme de atabilirim.
All right, Morgan, sweep the leg.
Tamam Morgan. Uçan tekme.
Dude, sweep the leg?
Dostum, uçan tekme mi?
Sweep the leg.
Tekmeye bak.
I'm going to sweep the leg.
Şimdi tozunu attıracağım senin.
Sweep the leg!
Ayağı da çevirince!
- Sweep the leg, Randy.
- Ayağını kaydır Randy.
"Sweep the leg"?
- Ayağını mı kaydır?
Sweep the leg. Sweep slumdog's leg.
Kenar mahalle çocuğunun bacaklarını çek.
Sweep the leg!
Bacağına kay!
Sweep the leg! ( Children continue shouting )
Bacağına kay!
Fine. Sweep the leg.
Tamam, kay bacağına.
Sweep the leg if you care more about winning than you do about humanity.
Eğer kazanmayı insanlıktan daha çok önemsiyorsan kay gitsin.
Sweep the leg if you want this petty rivalry to own your soul.
Bu rekabetin ruhunu ele geçirmesine izin veriyorsan kay bacağına.
- Sweep the leg if...
- Bacağına kay eğer...
Sweep the leg!
Kayın bacağa.
Oh-ho, "sweep the leg".
Ayağını yerden kesti.
If I was gonna do anything, I'd sweep the leg, and put you in a body bag ; Everyone knows that.
Bir şey yapacak olsam bacağına çalışıp işini bitirirdim, herkes bilir bunu.
Or maybe Audrey should start with an apology for that "sweep the leg" assault you pulled on Will?
Belki de Audrey, Will'e yaptığı'sahip olunmak'saldırısı için özür dilemekle başlayabilir.
Yeah, sweep the leg, Johnny.
Evet, bacağını sürt, Johnny! Çevirmen :
Then use the leg to sweep aside everything on the table and declare in a loud voice, " I have brought you this!
Sonra masanın üstündeki her şeyi bacağı kullanarak sıyır ve yüksek sesle açıkla, " Bunu sana getirdim!
This is called the single leg sweep.
Buna tek bacakla silkme denir.
You knocked the thief down with a leg sweep.
Hırsızı bir bacak hareketiyle devirmişsiniz.
Why won't you ever sweep the leg?
Niye hiç kıç tekmelemiyorsun?
legged 43
legally 305
legolas 16
legends of tomorrow 27
legitimate 17
legs up 16
legs apart 16
legend has it 22
legged race 17
legged dog 20
legally 305
legolas 16
legends of tomorrow 27
legitimate 17
legs up 16
legs apart 16
legend has it 22
legged race 17
legged dog 20