Tear gas tradutor Turco
321 parallel translation
If these gangsters wanna use machine guns then give your special agents machine guns, shotguns, tear gas.
Eğer gangsterler makineli kullanıyorsa sizde ajanlara otomatik silah, tüfek, göz yaşartıcı bomba verin.
Give them the tear gas.
Göz yaşartıcı gaz atın.
Tear gas!
Göz yaşartıcı!
Get out the tear gas bombs.
Göz yaşartıcı bombaları çıkart.
- More deputies, with tear gas and rifles...
- Silah ve göz yaşartıcı bomba getiren...
The deputies that stuck with me most of them disappeared and I were holding off the mob as best we could with tear gas and rifle butts when somebody slugged me from behind, and I...
Yardımcılarımın çoğu ortadan kayboldu. Gözyaşı bombası ve dipçikle elimden geldiğince savunmaya çalıştım ama biri kafama vurdu ve...
You said, "slugged," "tear gas," "rifle butts," "mob."
"Kafama vurdu, gözyaşı bombası, dipçik, güruh." dediniz.
All right, give him the tear gas.
Göz yaşartıcı gaz atın.
No, it's tear gas.
Hayır, biber gazı.
Give them tear gas from both sides.
İki taraftan göz yaşartıcı gaz atın.
Have them send over some tear gas.
Göz yaşartıcı gaz göndersinler.
Then they threw tear gas bombs into the barracks in case he was hiding up in the rafters.
Sonra da koğuşlara gözyaşı bombası attılar. Çatı kirişlerinde saklanıyorsa çıksın diye.
Bring a couple of grenades and some tear gas and flashlights too.
Birkaç el bombası, göz yaşartıcı gaz ve el feneri de getir.
- Tear gas? Grenades?
- Göz yaşartıcı gaz mı?
It's only tear gas.
Göz yaşartıcı gaz.
They took the tear gas, Commandant.
Gözyaşartıcı gazı aldılar, Komutanım.
They took the tear gas.
Gözyaşartıcı gazı aldılar.
No tear gas or smoke if we can avoid it.
Elinizden geldiğince gaz veya göz yaşartıcı bomba kullanmayın.
Call in your goons. Fire your tear gas bombs.
Provokatörlerinizi çağırın, biber gazı bombalarınızı ateşleyin.
Will control methods include tear gas and sedation darts?
Kontrol yöntemimiz göz yaşartıcı gaz ve uyuşturucu oklar mı?
T-T-Tear gas in the stairwells.
Merdivenlere göz yaşartıcı bomba atıldı.
Tear gas is out of the question.
Gözyaşı bombası olanaksız.
No bullhorn, no tear gas.
Megafon yok, gözyaşartıcı bomba yok.
The wounded janitor was taken to Passavant Hospital where he joins Dr. Eggelhofer and the six deputies injured by tear gas.
Yaralanan hademe Passavant Hastanesine götürüldü ve Dr. Eggelhofer ve gözyaşartıcı gazdan etkilenen diğer 6 kişinin yanına yatırıldı.
If that isn't enough, there's microphones, electric eyes, pressure-sensitive mats, vibration detectors, tear gas, and even thermostats that detect the slightest rise in temperature.
Bu da yetmediyse,... mikrofonlar, elektronik gözler basınca duyarlı zemin, titreşim dedektörü, göz yaşartıcı gaz,... ve hatta ısıdaki en ufak değişikliği bile algılayabilecek termostatlar var.
I want you guys to go under. You try and throw the tear gas along there, OK?
Sizin, aşağıdan yaklaşıp içeriye biber gazı atmaya çalışmanızı istiyorum, tamam mı?
- Got the tear gas?
- Gaz kaçağı var mı?
Tear gas!
Göz yaşartıcı bomba!
I don't know if I'll get enough tear gas, shileds or helmets in this mess. - Even enough people.
Yeterince göz yaşartıcı gaz, kalkan ve kask bulabilir miyim bilmiyorum.
The first canister of tear gas, half your troops'll wet their pants and run.
Farketmez. Patlayan ilk gözyaşartıcılarda birliklerin altını ıslatıp tavşanlar gibi kaçışacak!
Scheckter, you take Landers and get some tear gas.
Scheckter, Landers'ı al ve biraz göz yaşartıcı gaz bulun.
FACE : Tear gas!
Göz yaşartıcı gaz.
[Michael] Let's hit'em with a little tear gas.
Hadi onlara biraz göz yaşartıcı gaz verelim.
- The cops threw tear gas in my face.
Çünkü polislerden biri yüzüme gözyaşartıcı gazı sıktı.
FACE : Tear gas.
Göz yaşartıcı gaz.
Tracy, you and your unit will handle the tear gas grenades.
Tracy, sen ve ekibin gözyaşı bombalarını halledeceksiniz.
Tear gas, hostages, now he's gonna do this. He's gonna do it with or without you.
Göz yaşartıcı gaz, rehineler, bu işi yapacak seninle ya da sensiz yapacak.
- No mace, no tear gas, no grenades!
- Sersemletici sprey yok, göz yaşartıcı gaz yok, el bombaları yok.
Tear gas
Göz yaşartıcı gaz.
In tear gas training, the manual says you should have your mask on.
El kitabına göre, gözyaşı bombası eğitiminde maske takmanız gerekiyor.
Tear gas!
Biber gazı!
Tear gas!
Göz yaşartıcı gaz!
Tear gas ready? Yes, sir.
Nişancılar hazır olun!
Get some limons for the tear gas.
Gözyaşı gazı için limon getirin.
I say we use the tear gas and flush them out of there.
Derim ki göz yaşartıcı gaz kullanalım ve onları çıkmaya zorlayalım.
Interesting.... I want a tear gas pen, a blowgun with paralyzer darts- -
Sevdiğin birşeyle problemin olduğunda çözüm sadece onu atmak mıdır?
No threat of any kind from the outside could force that door open because we installed the latest tear-gas unit.
Dışarından gelen herhangi bir tehlike olmasa bile kapılar açıkken zorlanabilir diye kasa dairesinde en güncel göz yaşartıcı sistemi kurduk.
Inside, a tear-gas cartridge.
İçinde göz yaşartıcı kartuş var.
A tear-gas bomb had exploded.
Çünkü göz yaşartıcı bomba atılmıştı.
A tear-gas bomb went off accidentally in one of the Sheriff's cars.
Şerif'in arabalarından birine yanlışlıkla gözyaşartıcı bomba isabet etti.
Then when some students started throwing rocks, the guard moved in with tear-gas.
Sonra bazı öğrenciler taş atmaya başladı, ve muhafızlar göz yaşartıcı gaz sıktı.