Ten minutes later tradutor Turco
119 parallel translation
And ten minutes later...
10 dakika sonrasında...
Ten minutes later he was shot to pieces at the head of his men.
On dakika sonra adamlarının başında silahla delik deşik edilmişti.
Ten minutes later, she came out of this house and took a taxi.
On dakika sonra, karım evden çıktı ve bir taksiye bindi.
Ten minutes later, he put his wife on a train.
On dakika sonra karısını trene bindirmiş.
Ten minutes later, he bought the largest suitcase he could find.
On dakika sonra, bulabildiği en büyük çantayı satın aldı.
You take one of these little virgins under the apple tree, you wake up ten minutes later, what have you got?
O bakirelerden birini bir ağacın dibine çektin diyelim. İki dakika sonra ne olacaktır dersin?
Besides, I found it ten minutes later.
Ayrıca on dakika sonra da buldum.
Train to Moscow... Ten minutes later
Moskova'ya gidecek tren on dakika sonra kalkacaktır.
Ten minutes later, I heard the shot.
On dakika sonra, silah sesini duydum.
About ten minutes later, a bottle came whizzing over the cliff and smacked down in the water right next to me.
Yaklaşık 10 dakika sonra... kayalıklardan bir şişe gelip tam yanımda suya düştü.
Ten minutes later, he's driving a new Buick.
On dakika sonra altına yeni bir Buick çekmiş.
One minute we were just sitting down to breakfast... ten minutes later, she was dead.
Bir dakika önce tam kahvaltıya başlıyorduk... on dakika sonra, ölmüştü.
Ten minutes later, he's on the street.
On dakika sonra, o caddede.
Ten minutes later, you see them in the hall, "How you doing?"
On dakika sonra, koridorda tekrar karşılaşırsınız, "Nasıl gidiyor?"
Ten minutes later she called back and said that you'd be here in an hour.
On dakiika geçmeden bu kez o aradı ve Tülay... Hanım'ın bir saat içinde burada olacağını söyledi.
It's got 10,000 parts, and even if you do get it together, it breaks ten minutes later.
1 0 bin parçası var. Becersen bile 1 0 dakika sonra dağılıyor.
I arrived ten minutes later.
10 dakika sonra oraya vardım.
I sensed something was up so I waited in my car, and sure enough, ten minutes later you tore out of your garage.
Gitmeyip, arabada bir süre bekledim. Ve 10 dakika sonra sen garajdan fırladın.
You could do anything and not have the faintest idea ten minutes later.
Ne yaptıysanız, 10 dakika içinde unutuyorsunuz.
Ten minutes later, Samantha learnt how far men would go for a blow job.
On dakika sonra, Samantha bir erkeğin oral seks için neler yapabileceğini öğrendi.
Ten minutes later, Aidan still hadn't come back.
10 dakika sonra Aidan hâlâ gelmemişti.
Passengers with cars on deck five and six will be called ten minutes later, once the lower decks are cleared.
... arabalı yolcular, 10 dakika içinde alt güverteler açıldığı andan itibaren,... beş ve altı nolu güverteye çağırılacaktır.
Ten minutes later, they come, driving right fucking past us.
On dakika sonra, geldiler, ambulans yanımızdan geçti. Yanımızdan geçti.
And ten minutes later the house is on fire.
On dakika sonra ev ateşler içinde kaldı.
Ten minutes later Jimmy shows up all hot.
10 dakika sonra Jimmy kasıla kasıla geldi.
Ten minutes later, I gotta pick up Michael at school.
10 dakika sonra Michael'ı okuldan almam gerekiyordu.
Ten minutes later and Laura would've hung herself.
On dakika sonra Laura kendini astı.
Ten minutes later, somebody else shows up and meets her in the room.
10 dakika sonra biri gelmiş ve buluşmuşlar.
A call comes in, then another call back a minute later, then again ten minutes later, consecutive days.
Birbirini izleyen günlerde. Düğün organizatörünün verdiği saatle uyuyor mu? - Evet.
Ten minutes later, I was in his office.
on dakika sonra ofisindeydim.
Ten minutes later, I was on the phone with the other correspondent, and he said,'There's a plane turning over us,'and now it's coming towards us.
On dakika sonra, diğer muhabirle telefon görüşmesindeydim, ve dedi ki :, "Bize doğru yönelen bir uçak var, ve şimdi üstümüze doğru geliyor."
She rubbed it on Shannon's chest, and ten minutes later she was breathing.
Shannon'un göğsüne sürdü ve on dakika sonra nefes alıyordu.
Ten minutes later, their lawyer showed up.
On dakika sonra avukatları gelmiş.
Ten minutes later, the real limo will arrive... and everyone will think that I've been kidnapped.
On dakika sonra, ayarlanan limuzin gelecek ve herkes benim kaçırıldığımı düşünecek.
I saw you go in and ten minutes later I saw her come out.
Seni gördüm, içeri girdin ve 10 dakika sonra onu çıkarken gördüm.
Darling, we meet exactly ten minutes later, okay?
Hayatım tam olarak 10 dakika sonra buluşuyoruz, tamam mı?
We had an argument... and ten minutes later we had sex in the bathroom.
Biraz tartıştık ve on dakika sonra tuvalette ilişkiye girdik.
She called AAA on her cell phone, and ten minutes later, these guys showed up.
Cep telefonundan yardım servisini aramış ve on dakika sonra bu adamlar gelmiş.
The paramedics and the cops showed about ten minutes later.
Sağlık görevlileri ve polis de 10 dakika sonra geldi.
Ten minutes later, the wings open.
Geçen on dakikanın ardından kanatlar artık tamamen açık.
Hank comes out about ten minutes later with his tongue down this stripper's throat, telling her how she's going to be his wife.
Yaklaşık 10 dakka sonra Hank dışarı geldi Ve dili striptizcinin boğazındaydı Ona ilerde karısı olacağını söylüyordu.
It should be on its way by ten minutes of ten, no later.
En fazla 10 dakika içinde yola çıkması lazım.
Our reach was very, much limited e alone we could cover a small one part of the British islands, including London, but we only could fly over London during ten minutes it stops later coming back toward the base.
Menzilimiz kısıtlıydı, ve İngiliz adalarının çok küçük bir bölümünü kapsayabiliyordu, buna Londra da dahil. Örneğin Londra üzerinde, sadece 10 dakika uçabiliyor ve ardından geri dönüyorduk.
e later, in a question of five or ten minutes, more ships had been reached.
Ardından, 5 ila 10 dakika içinde diğer gemilere saldırıldı.
I got there at ten to six to pick something up, and then I came back 20 minutes later and...
Altıya on kala bir şeyler almak için oraya gittim. Ve 20 dakika sonra geri döndüğümde... Mrs. Fusco...
- ♪ But you can do the job when you're in town " - can wait for ten minutes, believe me. - ♪ Later on
Birbirimize ne söylememiz gerekiyorsa 10 dakika bekleyebilir, inan bana.
The hour, it is ten o'clock, and not two o'clock, as you later tel me, madame, for Paul Renauld intends to leave on the last train from Deauville, which leaves at seven minutes past twelve.
Saat 22.00'ydi. Madam, söylediğiniz gibi 02.00 değildi. Poirot Deauville'den kalkan son trenin 00.07'de olduğunu biliyor.
Ten minutes and a couple of cocktails later- -
10 dakika ve iki kokteylden sonra...
Ten, fifteen minutes later, she just... starts getting sick.
10-15 dakika sonra, o hastalanmaya başladı.
Ten minutes and ten hair extensions later...
10 dakika ve 10 saç eklemesinden sonra..
Not in ten minutes, not half an hour later. Now.
10 dakika veya yarım saat sonra değil, şimdi.
ten minutes ago 85
ten minutes 492
minutes later 237
later 2839
laters 69
later today 33
later tonight 25
later that day 29
later that night 53
later on 170
ten minutes 492
minutes later 237
later 2839
laters 69
later today 33
later tonight 25
later that day 29
later that night 53
later on 170