Ten more minutes tradutor Turco
217 parallel translation
Ten more minutes...
On dakika daha geç olsa...
Ten more minutes!
On dakika daha!
Ten more minutes...
On dakika daha...
Oh. Only ten more minutes?
Sadece on dakika mı var?
Just ten more minutes.
On dakikacık daha!
Ten more minutes, Mrs. Golfier.
On dakika daha Bayan Golfier.
Hi, kids. Ten more minutes of this junk and then I want you to do your homework.
Bu zırvalık için size on dakika daha izin, sonra ödev başına.
- It's only ten more minutes.
- Sadece 10 dakika daha.
Keep quiet for ten more minutes, collect the money and get the hell outta here.
On dakika daha çeneni kapalı tut. Paranı al ve buradan git.
Ten more minutes of this, I'm gonna lock them up. Maguire?
Onlarla bir on dakika daha geçirirsem nezarete tıkıcam onları Maguire.
Ten more minutes.
On dakika daha.
Odd, since three shots were fired from there nobody seals the Depository for ten more minutes.
Söylediğiniz şeylere pek çok kişi karşı çıkacak. Gelsinler bakalım. O çok bilmişler gelsinler de görelim.
Ten more minutes, and that's it, I'm leaving.
10 dakika daha, bu kadar, ondan sonra ben gidiyorum.
You tell him ten more minutes, then we're gone. We're gone.
Ona on dakika daha, sonra gideceğimizi söyle.
Do you know you've only got ten more minutes to live?
Sadece 10 dakikalık zamanın kaldını biliyor muydun?
I can stay ten more minutes.
On dakika daha kalabilirim.
Ten more minutes.
10 dakika daha.
At least ten more minutes.
En az 10 dakika daha gerekiyor.
They're only serving lunch downstairs for ten more minutes
On dakikaya kadar öğle yemeği için servis yapacaklar.
Ten more minutes of chanting and then you guys have to go to bed.
Son on şarkı. Sonra yatacaksınız.
You've only got ten more minutes for the sunset.
Oysa 10 dakika sonra güneş batacak.
Mmm, ten more minutes, Jack.
10 dakika daha Jack.
We need ten more minutes to get past the gravitational distortions.
Çekimsel saptırmalardan kurtulabilmemiz için 10 dakikadan fazlasına ihtiyacımız var.
Ten more minutes.
on dakika daha.
Ten more minutes is about how long you got to live, unless you give up that bath to the man who could've killed you when he met you.
on dakika sen banyodan çıkıp onunla karşılaşana kadar adamın seni öldürmesi için geçecek süre.
Just ten more minutes, I promise.
10 dakika sonra, söz veriyorum.
We just need to buy ten more minutes.
Yalnızca 10 dakika daha kazanmamız gerekiyor.
- Ten minutes, no more.
- On dakika, fazla yok.
You have ten minutes, no more.
On dakikanız var, daha fazla değil.
Ten minutes more, and the firing squad will relieve us.
On dakika sonra, yangın birimi bizi rahatlatacak.
Ten minutes more, sir.
10 dakika daha efendim.
Not more than five or ten minutes out either way.
En fazla 5 dakika ileri veya geridir, o kadar.
If you can dig more clams than I can in ten minutes you can throw me in.
On dakikada benden daha çok deniz kestanesi toplarsan beni suya atabilirsin. Tamam mı?
But so help me, in the next ten minutes, I'm gonna know a lot more.
Ama eğer bana yardımcı olursanız, 10 dakika içinde daha fazla şey öğreneceğim.
What's more important, Park... his fighters have only fuel enough... for ten minutes over London.
Daha önemlisi, Park avcı uçaklarının Londra üzerinde... on dakika uçacak kadar yakıtı var.
- Oh, not more than ten minutes away.
- En fazla 10 dakikalık mesafede.
This won't burn for more than ten minutes.
Bu şeyler ancak 10dakika yanar.
e later, in a question of five or ten minutes, more ships had been reached.
Ardından, 5 ila 10 dakika içinde diğer gemilere saldırıldı.
Not more than ten minutes.
- 10 dakikaya kalmayacak.
We need ten more minutes.
Yaklaşık on dakika gerek.
You, about ten minutes, not more.
Yaklaşık 10 dakika, daha fazla yok. Ve açıkçası herhangi bir sebep görmüyorum.
And set up regular guard inspections, say, no more than ten minutes apart.
Düzenli koruma vardiyaları oluşturun araları en fazla on dakika olsun.
I will monitor you from here. Just remember, ten minutes, no more.
İlerlemenizi buradan takip edeceğim ama unutmayın, on dakika, daha fazlası yok.
No, ten minutes more.
On dakika daha.
You ain't gonna be in here no more than ten minutes.
On dakika bile sürmez.
The gentleman won't wait more than ten minutes
O halde gönder gitsin.
More like ten minutes.
Aşağı yukarı on dakika.
No more than ten minutes labor a day.
Günde on dakikalık zahmet.
You realize with the time delay, if our return flight takes off more than ten minutes late,
Zaman farkından dönüş uçuşumuz sayesinde 10 dakikadan fazla gecikecez.
If it's more than ten minutes, it means they caught me, so take off without me.
On dakikayı geçerse yakalanmışımdır, bensiz git.
Holding at warp 4.9, but Commander Tucker doesn't believe we can sustain it for more than another ten minutes.
Warp 4.9'da devam ediyoruz, ama Komutan Tucker on dakikadan fazla dayanacağımızı düşünmüyor.
more minutes 101
minutes 10070
minutes ago 1231
minutes left 108
minutes late 216
minutes later 237
minutes a day 23
minutes of fame 17
minutes from now 35
minutes and 132
minutes 10070
minutes ago 1231
minutes left 108
minutes late 216
minutes later 237
minutes a day 23
minutes of fame 17
minutes from now 35
minutes and 132
minutes or less 26
minutes after 24
minutes away 180
minutes or so 48
minutes earlier 24
minutes past 17
minutes early 39
minutes and counting 20
minutes to go 37
minutes before 19
minutes after 24
minutes away 180
minutes or so 48
minutes earlier 24
minutes past 17
minutes early 39
minutes and counting 20
minutes to go 37
minutes before 19
minutes from here 32
minutes to 18
minutes in 16
minutes out 89
minutes tops 31
minutes long 16
minutes now 16
ten minutes ago 85
ten minutes 492
ten months 30
minutes to 18
minutes in 16
minutes out 89
minutes tops 31
minutes long 16
minutes now 16
ten minutes ago 85
ten minutes 492
ten months 30