That wasn't the deal tradutor Turco
188 parallel translation
- That wasn't part of the deal, Fatso.
- Anlaşmada böyle bir şey yoktu Fatso.
That wasn't the deal I made with Col. Feroud.
Albay Feroud ile böyle anlaşmadık.
That wasn't part of the deal.
Bu anlaşmanın bir parçası değildi.
That wasn't the deal.
Böyle anlaşmamıştık.
That wasn't part of the deal.
Anlaşmada bu yoktu.
That wasn't part of the deal.
Mesele bu değil.
No, that wasn't the deal.
Hayır, anlaşma bu değildi.
That wasn't the deal.
Anlaşma bu değildi.
- That wasn't the deal.
- Anlaşma böyle değildi!
I was hoping it wasn't too late, that maybe there's still a chance of saving the deal.
Çok geç olmadığını umuyordum... anlaşmayı kurtarmak için hala şansımız olabilir.
- That wasn't the deal.
- Anlaşma böyle değildi.
That wasn't in the deal!
Anlaşmada bu yoktu!
That wasn't part of the deal, Walker.
Anlaşmamızda böyle birşey yoktu Walker.
That ´ s wasn ´ t the deal.
Anlaşma böyle değildi.
That wasn't the deal.
Anlaşmamız böyle değildi.
That was the deal, wasn't it?
Anlaşma böyleydi değil mi?
That wasn't part of the deal.
Bu anlaşmanın parçası değildi.
That wasn't part of the deal.
Anlaşmamızda bu yoktu.
That wasn't the deal.
Böyle konuşmamıştık.
Well, that wasn't part of the deal.
Bu anlaşmanın bir bölümü değildi.
Yeah, that wasn't against us, but the armored transport service we deal with.
Bize karşı değil, bizimle çalışan zırhlı araca yapıldı.
That wasn't the deal!
Anlaşmada bu yoktu!
- That wasn't the deal.
- Anlaşma bu değildi.
And the man told me... that I wasn't supposed to get this deal.
Satan adam dedi ki.. Bunu gerçekten yapamazmış.
- Only half? That wasn't the deal.
Anlaşma böyle değildi.
- No no, that wasn't part of the deal - lt is now
Hayır, hayır, bu anlaşmada yoktu. Şimdi oldu.
- That wasn't part of the deal!
- Anlaşmada bu yoktu!
That wasn't part of the deal.
Anlaşmada para falan yoktu.
That wasn't the deal!
That wasn't the deal!
I'm sorry, Angel, but that wasn't part of the deal.
Üzgünüm Angel ama bu anlaşmanın bir parçası değil.
- Wasn't that the deal?
Anlaşma böyleydi, değil mi?
Wasn't that the deal?
Anlaşmamız bu değil miydi?
- That wasn't the deal.
- Öyle anlaşmadık.
It wasn't a big deal, honey. That's why we went to the Fairmark Hotel.
Zor değildi tatlım.Bu yüzden Fairmark Otel'e gittik.
- That wasn't the fucking deal.
- Anlaşmamız böyle değildi.
That wasn't the deal, Hagen.
Anlaşmamız böyle değildi, Hagen!
- That wasn't the deal.
- Anlaşmamız böyle değildi.
And that wasn't even part of the deal in the first place, was it?
Anlaşmada mücevherleri çalmak yoktu, değil mi?
That wasn't the deal!
Anlaşma bu değildi!
But that wasn't the deal.
Bunlarla uğraşmamalısın.
He might've decided that the deal that was being offered by Mr. Yates wasn't so bad, and the person he was protecting might have thought, "Gee, looks like Albert's getting cold feet. " Maybe i should hang him from a flagpole on the back terrace. "
Koruduğu kişi de Albert'm çatırdadığını anlayıp onu arka terastaki göndere bayrak niyetine astı.
You know, I always thought I wish the one who could handle anything, who wasn't afraid to get his hands dirty, who could deal with all the shit that's just... part of life.
Biliyor musun, hep her şeyin üstesinden gelebileceğimi düşündüm, ellerini kirletmekten korkmayan biri olduğumu, her bokla başa çıkabileceğimi, hayatın parçası olan.
- That wasn't part of the deal.
- Anlaşmamızda bu yoktu.
That wasn't really part of the deal.
Bu anlaşmamızda yoktu.
That wasn't the deal.
Böyle söz vermemiştik.
It wasn't that big a deal, it was just the long-distance thing getting to us.
Önemli bir şey değildi. Aradaki mesafenin ikimizde yarattığı gerginlikten oldu.
I thought you quit smoking. Wasn't that the deal?
Sigarayı bıraktığını sanıyordum.
I mean, I didn't like them, but that wasn't the deal-breaker.
Tamam onları sevmiyordum, ama anlaşmaya bozan onlar değildi.
All that deal with the devil stuff wasn't really sitting too good.
Şeytanla anlaşma yapma fikri bana pek uymamıştı.
You can't see the stars from a motel. And that wasn't the deal.
Bir motel de yıldızları göremezsin ve anlaşmamız bu değildi.
That wasn't the deal.
Anlaşma böyle değildi.
that wasn't very nice 41
that wasn't a question 26
that wasn't me 262
that wasn't my intention 19
that wasn't it 39
that wasn't your fault 51
that wasn't nice 26
that wasn't so bad 124
that wasn't supposed to happen 22
that wasn't a lie 16
that wasn't a question 26
that wasn't me 262
that wasn't my intention 19
that wasn't it 39
that wasn't your fault 51
that wasn't nice 26
that wasn't so bad 124
that wasn't supposed to happen 22
that wasn't a lie 16
that wasn't part of the plan 20
that wasn't true 25
that wasn't so hard 90
that wasn't her 16
that wasn't the question 20
that wasn't the plan 27
that wasn't necessary 28
that wasn't cool 21
that wasn't right 17
that wasn't fair 32
that wasn't true 25
that wasn't so hard 90
that wasn't her 16
that wasn't the question 20
that wasn't the plan 27
that wasn't necessary 28
that wasn't cool 21
that wasn't right 17
that wasn't fair 32