Then it's tradutor Turco
26,260 parallel translation
I figured out the husband, then it was the job, now it's the children.
Önce kocanın bir çözümünü buldum, sonra da işin ama bir de bu çocuklar çıktı.
It's only a matter of time before she finds her way back to Heaven, and then he'll forgive her.
Eninde sonunda tekrar cennete ulaşacaktır... -... ve babam da onu affedecektir.
If he's willing to do something as monstrous as turning me out of my house, then killing his father isn't such a stretch, is it?
Eğer beni evimden atacak kadar canavarca bir şey yapabiliyorsa babasını öldürmesi o kadar abartı bir şey sayılmaz, değil mi?
Eric's dad had it all drawn up and then just let it sit on his desk.
Eric'in babası anlaşmayı hazırlattıktan sonra devamını getirmedi.
But, Mom, the bottom line is if we want Luci to go home with us, then we need to make sure that it's his decision to leave Chloe behind.
Anne diyeceğim şu ki eğer Luci'nin bizimle birlikte eve dönmesini istiyorsak Chloe'yi kendi isteğiyle arkasında bırakması gerekiyor.
If it couldn't be me, then I'm glad it's you.
Ben olamayınca senin olmana sevindim.
Word gets back to me that it's anything else, then your secret's out.
Başka bir şey olduğu kulağıma gelirse sırrın ortaya çıkar.
Okay. Well, it's a good thing you're here, then. The ACT is made of three parts :
Peki, senin burda olman güzel, öyleyse.. Yardımcı Yurttaşlık Testi üç bölümden oluşur :
Then I found out how much it's gonna cost!
Sonra bunun ne kadara mâl olacağını öğrendim.
It's just a shell, and sometimes people decide to burn the shell, and then they just have their ashes to remember them by.
Beden sadece bir kabuk ve insanlar bazen o kabuğu yakarak, ölenleri hatırlamak için küllerini alırlar.
And then it's like a thriller or something.
- Bir gerilim filmi falan gibi.
Or seen a family take care of a kid with leukaemia... and then ask them how it felt to give up every single hope and dream so they could work 24 hours around the clock to make their child's passage into death
Veya lösemili çocuğu ile ilgilenen aile gördün mü ve onlara umut ve hayallerinden vazgeçmenin nasıl hissettirdiğini sordun mu? Bu yüzden sentetikler 24 saat çalışarak çocuklarının ölüme gidişini biraz daha katlanabilir kılmaz mı?
- We must fight back. - Well, then you need to be smarter about it before you get yourself and him killed.
- O zaman kendinizi öldürtmeden önce daha zeki davranmalısınız.
Let's just go do it and then it'll be over, right?
Hadi, gelin bakın, olur mu?
Well, I suppose it's a good thing we showed up here today, then.
O halde bugün buraya gelmemiz isabet olmuş.
Then let's do it how they trained us.
Planladığımız şekilde yapalım öyleyse.
A city so full of gold, that its inhabitants used to grind it down into powder and then blow it with these hollow canes to paint each other's bodies.
Tamamiyle altın ile, hiç kimse tarafından kullanılmadığından ezilip toz haline getirilen çubuklarla birbirlerinin vücutlarını boyamışlar.
But then, I was gonna tell him, and I got preoccupied by this iguana on Instagram who is just so over it.
Sonra tam söyleyecek gibi oldum bu sefer de Instagram'da ununu elemiş eleğini asmış gibi görünen bir iguana resmi bulacağı tuttu.
Well, obviously if it's what I think it is, then it's... priceless.
Eğer düşündüğüm şey ise... değerlidir.
Then let's discuss it.
Oh, o zaman tartışalım.
If it's not Brandon James, then it's somebody who knows our secrets.
Brandon James değilse sırımızı bilen biridir.
And if the big idea here is the browser, and it's that easy to build, then it's not a big idea at all.
Eğer olay Web tarayıcısıysa ve bu kadar kolay yazılabiliyorsa, büyük bir olay değil demek ki.
And then in ninth grade, I broke my femur while I was skateboarding, and it was during that time that I got really into art.
Sonra 3. sınıfta kayakta kalça kemiğimi kırdım. Ve işte tam o anlar sanata geçtim.
I stole that sculpture from a certain somebody's studio and then I tried to sell it through Martin, but Martin took it and gave it to you.
O heykeli tanıdığımız birinin stüdyosundan çalıp Martin üzerinden satmaya çalıştım ama Martin sana hediye etti.
And I can see if I'd done it myself, then that would be a bit weird, but I'm not mental.
Bunu sadece ben yapmış olsaydım birazcık garip olacağının farkındayım ama kaçık değilim.
What if someone hacked one and then they found a way of controlling it?
Ya birisi sistemine sızıp sonra da nasıl kontrol edileceğini bulmuşsa?
That's it, then.
- Pekala.
Then maybe you should sell it.
O halde belki de satmalısın.
Well, then it's only fair to tell you that my brother and I used to say "Oh, stop it" all the time.
O zaman şunu söylemeden edemeyeceğim, eskiden kardeşimle ben sürekli "Kes şunu!" derdik.
But then they go and put it on the wrong side of the car.
Ancak onu da arabanın yanlış tarafına koyuyorlar.
Then let's do it.
Yapalım o zaman.
Well, it's only been 12 hours since you asked me to choose a new position, and then most of those hours I was asleep.
Yeni bir pozisyon seçmemi isteyeli sadece 12 saat oldu ve bu saatlerin çoğunda uyuyordum.
She'll lock into the target, and then it's lights out.
Hedefe kilitleniyor ve ışığını söndürüyor.
It's late now, drop me off first, then take Marinella home.
Geç oldu artık, önce beni götür, ardından Marinella'yı evine bırak.
Since then, it remained untouched, accruing away... $ 1,773, 480.18 as of last quarter.
O zamandan beri, dokunulmamış. Geçen çeyrek itibariyle biriken 1.773,480 dolar.
- Yeah. I mean, if you are truly getting glimpses of, for want of a better word, the future, then maybe, just maybe, it's because you're meant to affect the outcomes.
Yani hakikaten görüntüler görüyorsan, nasıl desem, gelecekten olan o zaman belki de bu sırf geleceği değiştirmen içindir.
- They hatched it in your employ, but then they called it off and they came up with a new plan!
Sana çalışırken planladılar ama sonra onu iptal edip, yeni plan tasarladılar.
So that's it then?
Buraya kadarmış.
After you put it in like this... Roll, roll, roll. And then...
Böyle buraya koyup sıkıca sarın.
Then it's time to take back our plane.
O zaman uçağımızı geri alma zamanı.
I reached over to brush it away, and then...
Elimle arıyı kovalarmış gibi yaptım... Sonra...
All right, I've got to get all the way back into the elevator, jam the key, and then get back out before it cuts me in half.
Asansöre girip bunu sıkıştırıp beni ikiye bölmeden geri dönmek zorundayım.
Yes, and then I'm riding it back to Europe for the coronation'cause there's nothing like a tight, enclosed space with a bunch of stuffed shirts.
Evet, sonra onunla taç giydirme töreni için... Avrupa'ya gideceğim çünkü bir avuç kibirli insanla... kapalı ve sıkışık bir yerde olmak gibisi yok.
It sucks... because sometimes, he's amazing, and then, at the same time, he can be, like...
Berbat... Çünkü bazen o inanılmaz, Ve sonra aynı anda, o da olabilir...
If it's not illegal, then here's my business card. If it's not illegal, then here's my business card.
Madem yasadışı değil size kartımı vereyim.
Then it's simple.
Öyleyse kolay.
Then... it's just a simple transaction.
Öyleyse bu yalnızca basit bir banka işlemi.
And then... it's over.
İşte sona erdi.
But if we cause panic or if we don't get them, then that's it.
Eğer paniğe neden olur veya onları ele geçiremezsek, .. olan olur.
Then why does it feel wrong?
Öyleyse, neden canım sıkkın?
- How's it work then?
- O zaman işe yarıyor mu?
then it's a date 18
then it's settled 125
then it's over 47
then it's true 28
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's over 4654
then it's settled 125
then it's over 47
then it's true 28
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
it's me 10254
it's not 5855
it's all right 8832
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's cool 1584
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
it's me 10254
it's not 5855
it's all right 8832
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's cool 1584